Dijital göçebeler: Çok sayıda ülke uzaktan çalışanları özel vizelerle kendilerine çekmeye çalışıyor
Dijital göçebeleri yasal olarak daha uzun süreler topraklarında bulundurmak isteyen 25’ten fazla ülke, bu kişilere özel vize programları başlattı
24 Temmuz 2022 10:48
Mark Johanson
Dubai pek çok kişinin gözünde insan yapımı adalar ve gökdelenlerle dolu bir ülke olarak canlanır. Fakat çok yakında bu ülke dijital göçebeleriyle de nam salabilir.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) hükümetinin Mart ayında duyurduğu yeni bir vize türü, uzaktan çalışabilen binlerce kişiye bir yıllık oturma izni vermeyi hedefliyor.
BAE böylece Avrupa ve Asya arasındaki stratejik önemini artırmayı da hedefliyor.
Yeni vizeyle birlikte dijital göçebeler Dubai’de oturum kartı alıp kamu hizmetlerinden faydalanırken başka ülkelerdeki işverenleri için çalışmaya devam edebiliyor; kolaylıkla banka hesabı açarken gelir vergisi ödemelerine de gerek kalmıyor.
Kanada’nın Montreal kentinden 31 yaşındaki Julien Tremblay, beş buçuk yıl önde dijital göçebe olarak çalışmaya başladığında çok az ülkenin buna yönelik bir vizesinin olduğunu anlatıyor:
“BAE’nin duyurduğu gibi vize türleri büyük bir değişim.
“Sizi gri bir alanda sıkışmaktan kurtarıp o ülkede yasal olarak bulunmanıza olanak sağlıyor.
“Kendi ülkenizdeki ikametinizi de bu belgeyle sonlandırmak çok daha kolay oluyor.”
Bu tür vizelerden önce dijital göçebeler yasal bir boşluktaydı.
Gittikleri ülkelerde çalışma izinleri olmuyordu fakat zaten o ülkedeki bir şirket için de çalışmıyorlardı.
Yeni vizeler bu kişilere yasal bir güvence sağlıyor.
ABD merkezli düşünce kuruluşu Migration Policy Institute’un Haziran 2022 tarihli araştırmasına göre 29 ülkede dijital göçebelere yönelik çeşitli vizeler bulunuyor.*
Bu trend pandeminin başında küçük ve ekonomisi turizme bağlı Avrupa ve Karayip ülkeleriyle başlamıştı.
Şimdi ise Brezilya, BAE ve İtalya gibi ülkeler de bu kişileri ülkelerine çekmeyi hedefliyor.
Bu ülkelerin hedefi, uzaktan çalışma yaygınlaşırken yeni fikirleri ve yetenekleri topraklarına çekmek, onların kazandığı dövizi ülkelerinde harcamalarını sağlamak.
Bu vizeler, kaldıkları ülkeye sadece “geçici bir eğlence” gözüyle bakmayanlar için ülkenin kültürünü öğrenmeye yetecek kadar zaman geçirmelerini sağlayacak.
Dijital göçebe vizesi için aranan şartlar ülkeden ülkeye değişiyor. Fakat genellikle uzaktan çalıştıklarına dair resmi bir belge, seyahat sigortası ve belli bir seviyenin üzerinde gelirlerinin olduğuna dair bir kanıt talep ediyor.
BAE aylık 5 bin dolar, Malta 2 bin 770 dolar, Brezilya ise 1.500 dolardan fazla kazananlara bu vizeyi veriyor.
Bazı ülkeler de 200 dolardan 2 bin dolara kadar değişen oranlarda başvuru ücreti alıyor.
Bunun karşılığında altı aydan iki yıla kadar vize alınabiliyor.
Arjantin başvuru ücretinin karşılığında konaklama ve ofis paylaşım alanlarında indirim ile Arjantin Havayolları’nda özel fiyatlar sunuyor.
İtalya’daki Beş Yıldız Hareketi’nden milletvekili Luca Carabetta, İtalya’nın diğer ülkelerdeki dijital göçebe vizelerini inceleyerek bunların en iyi özelliklerini bir araya getiren bir vize hazırlığında olduğunu belirtiyor.
En geç Eylül ayında başlayacağını söylediği bu vizenin küresel dijital göçebelerin yüzde beşini İtalya’ya çekmesini umduğunu söylüyor.
Carabetta’nın hesaplamalarına göre dünyada 40 milyon dijital göçebe bulunuyor.
“Dijital göçebeler mimariden mühendisliğe kadar pek çok bilgiyi ülkemize taşıyabilir, bu nedenle ülke dışından yeni yetenekleri çekmenin iyi bir yolu bu” diyen Carabetta, Avrupa’nın en yaşlı ülkesinin bu sayede gençleri İtalya’ya çekebileceğini, bu kişilerin ilerleyen süreçte İtalya’da kalıcı bir hayata geçmeyi de isteyebileceğini söylüyor:
“Evet esas hedefimiz onları misafir olarak davet etmek fakat onlara burada kalıcı olma imkanı da tanımak istiyoruz.”
Carabetta İtalya’nın bu vizeye hazırlanmak için bilişim ağları, ulaşımın ve altyapının güçlendirilmesi gibi alanlarda bir milyon eurodan fazla yatırım yaptığını belirtiyor.
Özellikle kırsal kesime yapılan yatırımlarla dijital göçebelerin kırsala yerleşip o bölgelerin ekonomisine katkı vermesi umuluyor.
Venedik ve Floransa gibi kentler ise şimdiden bu kişilerin uyumu için programlar başlatmış durumda.
Harvard Business School’da çalışma coğrafyasının değişimi üzerine araştırmalar yapan Prithwiraj Choudhury, İtalya gibi ülkelerin bundan büyük kazanç elde edeceğini düşünüyor:
“Dijital göçebeler yaşadıkları bölgeye dolar getiriyor.
“Daha da önemlisi yerel girişimcilerle bağlantılar kuruyor.”
Choudhury tecrübe paylaşımının ekonomilere büyük katkısının olmasını bekliyor ve söz konusu ülkelerin yerel hayata en fazla katkı sunacak dijital göçebeleri çekmeye öncelik vereceğini tahmin ediyor.
Buna örnek olarak Şili’nin 2010’da başlattığı Start-Up Chile programını gösteriyor.
Şili bu programda yabancı girişimcilere, ülkedeki girişimcilere kendi şirketlerini kurmakta yardımcı olmak ve mentorluk yapma karşılığında vize ve hibe sağlıyor.
Program başladığında Şili’de girişimcilik yok denecek kadar azdı.
Bilgi ve tecrübe aktarımının etkisiyle 10 yıl sonra Şili’den 1 milyar dolardan daha fazla değere sahip ve “unicorn” (tekboynuz) olarak adlandırılan girişimler çıktı.
Bunların arasında vegan gıda teknolojileri şirketi NotCo ve gıda alışveriş uygulaması Cornershop da yer alıyor.
Choudhury “Yetenekli yabancıları bir yıllığına bile olsa ülkeye çektiğinizde nasıl bir ekosistem yaratabileceğinizin güzel bir örneği bu” diyor.
Dijital göçebe vizelerinden en fazla kazancı gelişmekte olan ülkelerin ve büyük ülkelere beyin göçü veren küçük ülkelerin elde edeceğini düşünüyor:
“Eskiden şirketler en yetenekli işçileri kapmak için yarışırdı. Artık ülkeler de aynısı için yarışıyor.”
Choudhury yakında büyük ekonomilerin de bu yarışta geri kalmamak için dijital göçebe vizesi çıkarabileceğini söylüyor.
Bu kişiler için en iyi ortamı hazırlayan ülkenin en kârlı çıkacak ülke olacağı görüşünde:
“Ülkeye taşındıklarında benzer kişilerle bağlantı kurmalarına yardımcı olmanız lazım.
“Ülkeden ayrıldıkları zaman da bu kişilerin bağlantıda kalmasını sağlamanız, onların ülkeye tekrar tekrar gelerek katkı sunmaya devam etmesini teşvik etmeniz gerek.”
Bu tür vizeler pek çok fırsat yaratsa da yeni zorluklara da yol açabilir.
Örneğin yerel barınma maliyetlerini yükseltebilir, mevcut kaynaklar için rekabeti artırabilir veya “yeni ayrıcalıklı bir zümre” yaratabilir.
Migration Policy Institute için rapor yazan Meghan Benton ve Kate Hooper, yıllardır dijital göçebe merkezi olarak bilinen Endonezya’daki Bali ve Hindistan’daki Goa kentlerinin son dönemde karşılaştığı zorluklara örnek veriyor.
Yerel altyapı ve hizmetleri kullanıp buna karşılık vergi ödemeyen yeni bir işçi sınıfının o bölgedeki vergi mükellefleri arasında hoşnutsuzluk yaratabileceğini de ekliyor.
Bazı uzmanlar ise dijital göçebe vizelerinin ilgi çekmeyeceği görüşünde.
Küresel seyahat veritabanı visadb.io’nun kurucusu ve CEO’su Danish Soomro “Dijital göçebelerin büyük kısmı çeşitli nedenlerden ötürü 3 veya 6 aylık turist vizelerini kullanmaya devam ediyor. Bu nedenlerin arasında dijital göçebe vizesine başvurmanın zorluğu da yer alıyor” diyor.
Soomro’ya göre istenen çok sayıda belge, tıbbi testler ve gelir ispatı gibi şartlar, göçebeleri turist vizesine doğru itiyor:
“Sonuçta bu kişiler doğaları gereği gezgin insanlar.”
Tremblay ise beş yıl boyunca gezdikten sonra Dubai’de dijital göçebe vizesine başvurmaktan ötürü memnun olduğunu söylüyor:
“Burada çalışmama rağmen oturum iznimin olması müthiş bir duygu.”
Yazılım mühendisi Tremblay, öngörülebilir gelecekte Dubai’yi bir üs olarak kullanmayı planladığını belirtiyor.
* Türkiye bu ülkeler arasında yer almıyor.
Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir