Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Tüm terör örgütlerine karşı seferberlik ilan ediyorum" açıklamasıyla ilgili olarak "Sonunda savaş başladı. Tamam sıcak savaş değil, soğuk savaş ama savaş başladı.. Psikolojk savaş, ama sonuçta savaş. Bu tam anlamı ile 'Topyekûn bir savaş'. Bu savaş öyle bugünden yarına bitmeyecek.. Tahran, Yalta, Potsdam, Lozan, Sykes-Picot, Belfaur, Montreux, Ankara anlaşması hepsi yeniden konuşulacak" iddiasını ileri sürdü.
Abdurrahman Dilipak'ın "Savaş başladı" başlığıyla yayımlanan (21 Aralık 2016) yazısı şöyle:
Cumhurbaşkanı geçen gün “Seferberlik” ilan ettiğinde, insanlar “ne oluyor, nereye gidiyoruz” demişlerdi.
Sonunda savaş başladı. Tamam sıcak savaş değil, soğuk savaş ama savaş başladı.. Psikolojk savaş, ama sonuçta savaş. Bu tam anlamı ile “Topyekûn bir savaş”.. Bu savaş öyle bugünden yarına bitmeyecek.. Tahran, Yalta, Potsdam, Lozan, Sykes-Picot, Belfaur, Montreux, Ankara anlaşması hepsi yeniden konuşulacak..
1. Dünya Savaşı, Avusturya-Macar İmparatorluğu Veliahdı Ferdinand ve eşinin bir Sırp tarafından vurulması ile yüz küsur yıl önce başlamıştı.. 2. Dünya Savaşı böyle başladı aslında. Soğuk savaş 2. Dünya Savaşının devamı idi. SSCB’nin dağılması ile soğuk savaş bitti dediler ama bitmedi şekil değiştirdi. Kızıl tehlikenin yerini “Yeşil tehlike” aldı. Tehdidin rengi kızıldan yeşile döndü. İslamofobia, ılımlı İslam bu savaşın yeni taktik senaryoları içinde yer alan yapıları ifade ediyordu.
Tekin Erer, 1970’lerde bizim için “Yeşil Komünist” diyordu. Zaten başından beri alnımıza “irtica” damgası vurulmuştu..
Bugün gelinen noktada PYD gibi Marksist olduğunu söyleyen bir örgütün karargâhında Amerikan bayrağı dalgalanıyor ve Amerikan askerinin omuzunda PYD arması var. DHKP-C militanı Brüksel’de himaye görüyor. PKK’lılar NATO ülkelerinde korunup destekleniyor.. FETÖ ya da DAEŞ de aynı yekûn içinde toplanıyor..
Şeytan ayetleri de bu senaryonun bir parçası idi. Yaşar Nuriler de..
Geldik bugüne. BOP çerçevesinde bizi kendi politikalarının koçbaşı yaparak, bizi ele geçirdikten sonra bizim üzerimizden İslam dünyasını ellerine geçireceklerdi. İlk olarak da 22 ülkenin sınır, rejim ve iktidarları değiştirilecekti. Ardından son İslam coğrafyası kontrollerine geçecek, ardından tüm dünyayı kontrollerine alacaklar, Yeni Dünya Düzeni hayata geçirilecekti.
Bu işin arkasında CIA, MOSSAD, MI6, Vatikan vardı. Tabi Almanya, Mason Locaları ve global sermaye de..
15 Temmuz’da işte bu oyun bozuldu.. Ve bu ihanet çetesi topyekûn saldırıya geçti.. Korkudan ne yapacaklarını bilmiyorlar.. ABD seçimleri sonra Birleşik Devletler dağılma korkusu yaşamaya başladı. Başta Kaliforniya olmak üzere 5 eyalet birlikten ayrılmak istiyor. 3’ü iflas etti, birlikte istenmiyor, 3’ü de “New African Republic” diye kendi aralarında ayrı bir birlik oluşturmak istiyor.. Trump sonrası ABD’nin ne olacağı belli değil. Globaller, Cumhuriyetçiler, Demokratlar hepsi ayrı telden çalıyor..
Avusturya’da faşistler karşısında Hristiyan Demokrat, Sosyal Demokrat, Yeşiller, Liberal koalisyon faşistler karşısında kıl payı önde. İtalya’da AB’den ayrılmak isteyenler önde. PEGIDA, Almanya’nın geleceğinde ya iktidar ya da ana muhalefette olacak. Hollanda’da faşist Wilders % 50’yi geçti. İngiltere AB’den ayrılıyor. Fransa’da ayrılıkçıların sesi yola devam diyenlerden fazla.
BM, NATO vs. çöktü. LIBOR, IMF, Dünya Bankası, Güvenlik Konseyi, Uluslararası Ceza Mahkemesi, İslam İşbirliği Konferansı, Arap Birliği, Afrika Birliği gelecek için umut vermiyor. Ve bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Geçen gün eski Bundesbank Yönetim Kurulu üyesi Thilo Sarrazin, Euro’nun her an bitebileceğini söyledi. Brexit sonrası başlayan AB’nin geleceği tartışmaları İtalya’daki Beppe Grillo taraftarlarının referandumu kazanmalarıyla daha da hız kazandı. Alman Focus Money dergisi, Euro’nun geleceği konusunda Thilo Sarrazin ile yaptığı röportajda; Thilio, Euro için yolun sonunu işaret etti. Dolarda durum da iç açıcı değil.. Doların aşırı değer kazanması ya da kaybetmesi de sağlık işareti değil.. Dolar karşılıksız bir para. Her an çökebilir..
Bu kriz kapitalizmin krizidir.. Siyonizm’in krizidir..
Rus büyükelçinin vurulması, bir Rus Dışişleri Daire Başkanının evinde ölü bulunması, bir TIR’ın Almanya’da estirdiği terör hepsi üst üste geldi. Duma’daki Dışişleri Komisyonu Başkan Yardımcısı, Ankara’daki saldırı sebebi ile NATO’yu suçluyor..
Bir yandan FETÖ, öte yandan PKK, yetmedi PYD, DAEŞ, Esed, Irak’taki Şii milislerin saldırıları, hepsi üst üste geldi..
Dünya bugün her zamankinden daha hassas, daha kırılgan.
İstanbul, Kayseri derken Ankara’da patlayan bombanın arkasında FETÖ’nün olduğu anlaşıldı. Ama tetikçinin kimliği her şeyi açıklamaya yetmiyor.. Bu hem Türkiye’ye, hem Rusya’ya verilen bir mesaj.. FETÖ’nün bir sonraki adımı da önemli..
Saldırganın olay yerinde sağ ele geçirilmesi gerekirken öldürülmesi üzerinde de durmak gerek. “Benim ölüm çıkacak” diyor adam. Ölmeye, öldürmeye gelmiş. Suriye bahane..
“Zalimlere yardım etmeyin, sonra ateş size de dokunur” denmiştir.. Bu ateş bundan sonra sadece bizi yakmaz, bu ateşi tutuşturanları da yakar..
FETÖ’nün işi bundan sonra daha da zor. Bu cinayetin onların işi olduğu anlaşılıyor. ABD bu konuya ihtiyatla yaklaşsa da saldırgan FETÖ’cü. ABD bundan sonra Gülen’i iade etmeyeceğini söyleyemez. Ülkesinde de tutamaz ve Gülen dünyanın neresine giderse gitsin, kendini rahat hissedemez!
Bugün yeni bir gün. Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak..
Bu ateşi tutuşturanlar şunu da bilsinler ki, bu ateş bundan sonra sadece bizi yakmayacak.. Onlar için gelecek günler, bu gidişle gelecek günleri aratacak..
Bize gelince, “karanlığın en koyu anı, aydınlığa en yakın olan zamandır”. Görelim Mevla’m neyler, neylerse güzel eyler. Hem zaten bize hayır gibi gelen şeylerde şer, şer gibi gelen şeylerde Allah hayır murad etmiş olabilir.. Bana öyle geliyor ki, birileri için tarihin sonu. Bizim için ise güzel günler var.. Bu karanlık gecenin aydınlık bir sabahı olacak.
Selam ve dua ile..