Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, çalışmadan maaş almanın yasaklanması gerektiğini belirterek, “Milli Danışma Merkezi” kurulması önerisinde bulundu.
“Merkeze alınan kişiler 'Danişmentler Meclisi / Milli Danışma Merkezi' gibi bir yerde toplanıp, kamu kurumları, özerk kurumlar, kamu yararına çalışan kuruluşlar, kamu fonları kullanan özel kuruluşların projelerinde çalışabilmeliler. İster merkez valisi olsun, ister merkeze alınan büyükelçi, isterse bakanlık müşaviri. Fark etmez. Neden D8, Karadeniz ekonomik İşbirliği Konferansı, ya da İslam İşbirliği Konferansı gibi kuruluşlarda büyükelçiler ya da müşavirler çalışmasın. Bu takdirde, kamudan aldıkları maaşların yanında ek gelir de elde edebilirler. Danışma merkezi de, diğer kuruluşlardan danışman desteği karşılığı aldığı ücretten kesinti yaparak, hem hizmet üretilir, hem de atıl kapasitesini harekete geçirir” diyen Dilipak, önerisini şöyle sürdürdü:
“Dış görevler bir görevlendirme olduğu için, karşı taraf vergi ve sigorta külfetinden kurtulmuş olur. Bu tecrübeli insan kaynakları, mesela üniversitelerde misafir öğretim üyesi olarak dönemsel ders verebilirler. Ya da akademik konferanslar sunabilirler, akademik çalışmalara katılabilirler. Mesela Kızılay, TOBB, Meslek Odaları, MÜSİAD gibi kuruluşlar, yurtiçi ve yurtdışı çalışmalarında, projelerinde bu kaynaklardan yararlanabilir. Bakın bizim boşa geçirecek bir saniye zamanımız yok, boşa harcayacak bir kuruş paramız yok, gözden çıkaracağımız tek bir kişi yok. İsraf haramdır. En büyük israf da insan kaynakları israfıdır. Bu kaynağı harekete geçirirseniz, sadece kamu maliyesi üzerindeki maaş yükünü hafifletmiş olmuyorsunuz, bu kaynağı oluşturan yetişmiş insanların, gelir, sağlık, refah ve mutluluğuna, aynı zamanda ülkemizin saygın kuruluşlarının faaliyetlerine kalite ve verimlilik, katma değer sağlamış oluyorsunuz.”
Öte yandan “Ha! Bu arada ağlamayan çocuğa meme yok. Ha bire şikayet, yok kardeşim, ağlayacaksanız bile, okuyup düşünelim biraz. Biz ekonomi için değil, ekonomi bizim için. Hak, hukuk, adalet, din, ahlak neyi gerektiriyorsa o. O zaman Allah yardım eder. Tamam ülke gerçekleri var, aklımızı kullanacağız da, yüzümüz Hakka dönük olacak. Reel Politik bahanesi, tek başına işçi ya da işadamı değil. İşçim de işverenim de siyasetçim de ben de aklımızı başımıza toplayalım. Bu gidiş gidiş değil, bu tartışma, öfke dili ile bir yere gidemeyiz” diyen Dilipak, “Rızgınızın artmasını, bereketlenmesini istiyorsanız, sadece hakkımızda verilen kararların değişmesi yetmez, bizim de değişmemiz gerekiyor” dedi.
Yazının tamamını okumak için tıklayın.