Sözcü'nün haberine göre kıdem tazminatında güncel düzenlemeye en temel iki eleştiri; işçinin istifa ettiğinde kıdemini bırakmak zorunda kalması ve birçok işletmenin iflas ve bunun gibi nedenlerde işçisinin kıdemini ödemeyerek çalışanlarını mağdur etmesi. DİSK Başkanı, bu iki sorunun çözümünün işçinin kıdem hakkını gasp etmek olmadığını vurgulayarak, şu formulü önerdi:
"AKP iktidarı köprüler, yollar yapan inşaat firmalarına güvenceler veriyor. Dünyanın terk ettiği bir sistem olan dev şehir hastaneleri kuruyor, şehre uzak bu hastanelere gidilmese de hasta garantisi veriyor.
Bu geçilmeyen yollar, köprüler, gidilmeyen hastaneler için verilen Hazine garantisi bizim vergilerimizle ödeniyor ve daha on yıllarca ödenecek. Biz de diyoruz ki; madem bazı işverenler iflas gibi nedenlerle işçinin kıdemini ödemiyor ve siz bu sorunu çözmek için düzenleme arayışındasınız; o zaman işçinin alın terine devlet güvencesi verin'.
Eğer patronlar kıdem tazminatını ödemiyorsa hükümetin görevi kanun hakimiyetini sağlamak ve işçilerin kıdem tazminatının güvencesi olmaktır. İnşaat patronlarına güvence vermeyi bırakıp üreten işçinin alın terine, kıdem tazminatına garanti olun."
"İstifa eden de alsın"
Kıdemde konuşulacak tek şeyin, mevcut yasaya küçük bir ek yaparak istifa eden işçinin de kıdem almasını sağlamak ve gerekli devlet güvencesini vermek olduğunu söyleyen Çerkezoğlu, “Pandemide işçiler olarak bizler canımızı, işimizi ve gelirimizi korumak için mücadele verirken, işsizlik rekorlar kırmışken, ülkeyi yönetenler kıdem tazminatımıza el uzatıyor” dedi.
İşçilerin yüzde 17.8'i fona devri olumlu buluyor
DİSK-AR'ın yaptığı araştırma, işçilerin sadece yüzde 17.8'inin kıdem tazminatının fona devredilmesini olumlu bulduğunu ortaya koydu. İşçilerin yüzde 46.2'si, sendikalı işçilerin yüzde 58.3'ü fona kesin karşı olduklarını söylerken, yüzde 21.7'si ne olumlu ne de olumsuz buluyor.
Araştırmayı yorumlayan Çerkezoğlu, “Türkiye'de işçiler her ne kadar da örgütsüzlüğe mahkum edilmişlerse de kıdem tazminatının ne anlama geldiğini çok iyi bilirler.
Kıdem tazminatı işçimizin çoluk çocuğunun geleceğinin garantisi olduğu kadar, işverenin her istediğinde işçiyi kapıya koyamamasının, dolayısıyla iş güvencesinin de garantisidir” dedi.
