DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin ortak basın açıklamasında "Hukuksuzluğa alışmayacağız" denilerek “Halkın oylarıyla parlamentoya seçilmiş kişilerin milletvekilliklerinin düşürülerek tutuklanması ve son olarak muhalif gazetecilerin tutuklanması gibi uygulamalar ülkemiz demokrasisi adına utanç verici boyutlara ulaşmıştır” ifadelerine yer verildi
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB), iktidarın son günlerde gerçekleştirdiği antidemokratik uygulamalara ilişkin ortak basın açıklaması yaparak TBMM'de milletvekilliklerinin düşürülmesine ve gazetecilerin gözaltına alınmasına tepki gösterdi.
BirGün'de yer alan habere göre hukuksuzluğa alışmayacağız denilen açıklamada “Etkileri hala devam eden küresel salgın nedeniyle toplumun geniş kesimleri ekonomik ve sosyal sorunlarla boğuşurken, demokrasi ve hukuk dışı uygulamalarla, çevre ve doğa talanına dayalı, toplumsal gereksinimleri gözetmeyen rant eksenli projelerle ülkemiz uçurumun kıyısına doğru sürüklenmeye devam ediyor” ifadeleri yer aldı.
"Halk iradesine saygı duymaya çağırıyoruz"
“Ülkeyi yönetenleri, bu ülkenin gerçek sorunlarıyla yüzleşmeye, anayasaya, hukuka ve halk iradesine saygı duymaya çağırıyoruz” denilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Görevdeki belediye başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyum atanması, Belediyelerin başlattığı dayanışma kampanyalarının paralel devlet olarak adlandırılarak sonlandırılması, anayasal meslek kuruluşlarının yasalarına müdahale edilerek etkisizleştirilmeye çalışılması, halkın oylarıyla parlamentoya seçilmiş kişilerin milletvekillerinin düşürülerek tutuklanması ve son olarak muhalif gazetecilerin tutuklanması gibi uygulamalar ülkemiz demokrasisi adına utanç verici boyutlara ulaşmıştır.
Halk egemenliği anlayışını ortadan kaldıran, seçme ve seçilme hakkını yok sayan, basın özgürlüğünü ayaklar altına alan tüm bu girişimlerin karşısındayız. Bilinmelidir ki, ülke tarihinin en büyük işsizlik dalgasının yaşandığı, hayat pahalılığının yaşanılamaz boyutlara ulaştığı, halkın borç yükü altında ezildiği bir toplumsal gerçeklik ortada dururken, millet bahçesi açılışlarıyla, kredi reklamlarıyla, içi boş projelerle yaratılmak istenen sahte başarı hikâyelerinin hiçbir inandırıcılığı bulunmuyor.”