DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, yeni sistemin başlamasıyla birlikte yayımlanan kararnameyle Devlet Denetleme Kurulu’nun (DDK) yetkilerinin genişletlmesine tepki gösterdi. DDK'ya verilen yetkilerin 12 Eylül Anayasasının 52. maddesi ile 2821 sayılı Sendikalar Yasasının ilk dönemlerinde sendikalara yönelik ağır denetim uygulamalarını andırdığını dile getiren Çerkezoğlu, "Yeni kararname ile sendikaların denetimi konusunda 12 Eylül hukukuna geri dönülmektedir" dedi.
TIKLAYIN - Yetkileri genişleyen DDK'nın ilk işi: Kamu kurumlarındaki FETÖ yapılanmasını ortaya çıkarmak
Evrensel'de yer alan habere göre DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Devlet Denetleme Kurulu'nun yetkilerinin genişletilmesi ile ilgili yaptığı açıklamada sendikalar, meslek örgütleri ve derneklerin Cumhurbaşkanlığının vesayeti altına alındığını belirtti.
15 Temmuz 2018 günü yayımlanan 5 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle (CBK) Devlet Denetleme Kurulu'na (DDK) demokratik hukuk devletiyle bağdaşmayacak keyfi yetkiler tanındığını ifade eden Çerkezoğlu, şunu kaydetti:
"DDK'ye tanınan yetkilerin başkanlık rejiminin keyfiliklerinin yeni bir örneği olduğunu söyledi."
5 Numaralı CBK'ye göre doğrudan cumhurbaşkanına bağlı ve onun talimatıyla çalışacak olan DDK’nin, tüm kamu kurum ve kuruluşları ile bunlara bağlı ve ilgili kuruluşları, meslek örgütlerini ve işçi ve işveren örgütlerini, dernekleri ve vakıfları denetleyebileceğini belirten Çerkezoğlu şunları söyledi:
“Kararnameye göre DDK sendika, meslek örgütü, vakıf ve derneklerde her türlü idari soruşturma, inceleme, araştırma ve denetleme yapabilecek. Kurul ayrıca cumhurbaşkanı tarafından verilecek "diğer işleri” yapmakla yükümlü olacak. Kurul denetleyeceği kuruluşlardan her türlü bilgi ve belgeyi (gizli veya açık) hiçbir sınırlamaya tabi olmaksızın isteyebilecek. Denetlenen kuruluş bu bilgi ve belgeleri istenen yere getirmekle yükümlü olacak.”
"DDK süper yetkilerle donatılmış olağanüstü bir idari denetim organı haline getirilmiştir"
Kararnamenin 6. maddesinde denetleme sırasında denetlemeyi yürüten DDK grup başkanının her kademe ve rütbedeki görevli için görevden uzaklaştırma tedbiri uygulayabileceğini ve görevden uzaklaştırma tedbirinin uygulanmasını yetkili makamlardan isteyebileceğini dile getiren Çerkezoğlu; şunları kaydetti:
“Böylece DDK süper yetkilerle donatılmış olağanüstü bir idari denetim organı haline getirilmiştir. Sendikalar, meslek örgütleri, dernekler ve vakıflar adeta cumhurbaşkanlığı bürolarına dönüşebilecek, sendikaların her türlü belge ve bilgileri hiçbir sınırlama olmaksızın idari bir birim olan ve yargısal niteliği olmayan DDK tarafından denetlenecek ve sendikalar ile meslek örgütlerinin seçilmiş yöneticileri görevlerinden uzaklaştırılabilecektir” dedi.
"Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'na aykırı"
DDK'ye sendikaları denetleme ve yöneticilerini görevden uzaklaştırma yetkisi verilmesinin Anayasaya, ILO sözleşmelerine ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'na aykırı olduğunu vurgulayan Çerkezoğlu; şu ifadeleri kullandı:
“Anayasa'nın 104. maddesine göre kanunların açıkça düzenlediği konularda CBK çıkarılamaz. Ayrıca Anayasanın kanunla düzenlenmesini öngördüğü konularda da CBK çıkarılamaz. 5 Numaralı CBK ile adeta yetki gaspı yapılmış ve TBMM'nin yetkisi cumhurbaşkanı tarafından keyfi olarak kullanılmıştır.
Anayasanın 51. maddesine göre sendika kurma hakkı ancak kanunla düzenlenebilir. Nitekim bu çerçevede sendikaların kuruluş, işleyiş ve denetimiyle ilgili olarak 6356 sayılı yasa çıkarılmıştır. 6356 sayılı yasada sendikaların hangi usul ve esaslarla denetleneceği açıkça belirtilmiştir. Sendikaların nasıl denetleneceği yasanın 29. Maddesinde açık biçimde düzenlenmiştir. Sendikaların denetimi sendikaların denetim kurulları ve yeminli mali müşavirler tarafından yapılır. Devlet Denetleme Kurulu'na yasayla verilmiş sendikal denetleme yetkisi yoktur. Yasayla açıkça düzenlemiş bir konuda yasada olmayan bir yetkiyi DDK'ya vermek yetki gaspıdır ve anayasa ihlalidir. Sendikalar 5 numaralı CBK ile düzenlenen Devlet Denetleme Kurulu'nun yetki alanından derhal çıkarılmalıdır.
DDK'ya sendikalarla ilgili verilen yetkiler Türkiye tarafından onaylanan Sendika Özgürlüğü ve Sendikalaşma Hakkının Korunmasına İlişkin 87 Sayılı Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Sözleşmesine açıkça aykırıdır. 87 sayılı sözleşme idari makamların sendikaların işleyiş ve kararlarına müdahale etmesini açıkça sendika özgürlüğünün ihlali olarak görmektedir.”
"12 Eylül hukukuna geri dönülmektedir"
Devlet Denetleme Kuruluna verilen yetkilerin 12 Eylül Anayasasının 52. maddesi ile 2821 sayılı Sendikalar Yasasının ilk dönemlerinde sendikalara yönelik ağır denetim uygulamalarını andırdığını dile getiren Çerkezoğlu, şunları kaydetti:
“1980 ve 1990'lı yıllarda sendikalar üzerindeki idari denetim tam bir keyfiliğe dönüşmüş ve siyasi baskı aracı haline gelmişti. Anayasanın sendikaların keyfi olarak denetimine olanak tanıyan 52. Maddesi ile sendikaların idari denetimine ilişkin kısıtlayıcı hükümler 1990'larda yürürlükten kaldırılmıştı. Yeni kararname ile sendikaların denetimi konusunda 12 Eylül hukukuna geri dönülmektedir.
Hatırlatmak isteriz ki, sendikalar bir devlet veya cumhurbaşkanlığı bürosu değil, uluslararası sözleşmelerle ve anayasa ile bağımsızlıkları ve özerklikleri güvence altına alınmış demokratik işçi örgütleridir."