Ne olmuştu?
1996 yılında Diyarbakır E Tipi Cezaevi'nde, gardiyan ve askerlerin "cezaevi nakillerine karşı başlatılan isyanı bastırma" gerekçesiyle müdahalesi sonucu Erkan Hakan Perişan, Cemal Çam, Ahmet Çelik, Edip Dilekçi, Mehmet Nimet Çakmak, Rıdvan Bulut, Mehmet Kadri Gümüş, Kadri Demir, Mehmet Arslan ve Hakkı Tekin hayatını kaybetti; 24 kişi ise yaralandı.
Olayın ardından başlatılan soruşturma kapsamında açılan dava, 2007 yılında sonuçlandı. 62 sanık "kastın aşılması suretiyle birden fazla kişiyi öldürmek" ve "görevi kötüye kullanmak" suçlarından beşer yıl hapis ve üçer yıl kamu hizmetinden men cezasına çarptırıldı. Üç sanık beraat ederken, yedi sanık hakkındaki suçlamalar zaman aşımına uğradı. Dava sürecinde hiçbir sanık tutuklanmadı.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, eksik soruşturma yapıldığı gerekçesiyle 2007'de kararı bozarak dosyayı yerel mahkemeye geri gönderdi. Olaylarda ağır yaralanan ve daha sonra hayatını kaybeden Kadir Demir'in tedavi edilmeden başka bir cezaevine sevk edilmesi nedeniyle haklarında dava açılan 17 kamu görevlisinin dosyası da bu davayla birleştirildi ve sanık sayısı 89'a yükseldi. 2014 yılında yeniden görülen davada, Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi 62 sanığa beş yıl hapis cezası verirken, 20 sanık hakkında beraat kararı verdi; yedi sanık hakkındaki suçlamalar ise zaman aşımı nedeniyle düşürüldü.
AİHM kararı ve tazminat
Mağdur avukatları, davanın makul sürede sonuçlanmadığı gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurdu. AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin yaşam hakkını güvence altına alan 2. maddesi ve işkence ile kötü muameleyi yasaklayan 3. maddesinin ihlal edildiğine hükmederek, Türkiye'yi 2010 yılında 798 bin euro tazminata mahkûm etti.
|