Documentarist İstanbul Belgesel Günleri 28 Mayıs'ta başlıyor. Dünyanın her yerinden anlatılmaya değer insan öykülerini bir araya getiren belgeseller bir kez daha bir hafta boyunca Türkiye'ye konuk oluyor.
Documentarist 9. İstanbul Belgesel Günleri’nin bu seneki onur konuğu, Yugoslavya döneminden başlayarak o toprakların en önemli sinemacıların biri olan Želimir Žilnik. Belgesel ile kurmacayı harmanlayarak kendine has bir stil yaratan yönetmenin yapıtlarından bir seçki içeren ‘Ustaya Saygı: Želimir Žilnik’ bölümünde, 1969 yılında Berlin’de Altın Ayı kazanan ve Yugoslav Kara Dalgası’nın başlangıcı kabul edilen Erken Dönem Yapıtları (Rani Radovi, 1969) adlı kurmaca film de sunulacak.
Altyazı dergisinde yer alan habere göre; seçkide bunun yanı sıra Kara Film (Crni Film, 1971), Tito İkinci Kez Sırpların Arasında (Tito po Drugi put Među Srbima, 1994), Avrupa Kalesi (Tvrđava Evropa, 2000) gibi eserler de yer alacak. Ayrıca Žilnik, 29 Mayıs’ta yapılacak festival kapsamında bir sinema dersi de gerçekleştirecek. Festivalin bu seneki yeni bölümlerden biri ‘LGBT Belgeselleri’ başlığını taşıyor ve bu alandaki hak mücadelesine dair öykülerin anlatıldığı filmleri bir araya getiriyor. İsveçli Sara Jordenö’nin yönettiği Kiki, New York’taki genç siyah LGBT çevrelerinde geçen bir hikâye anlatırken, Micah Fink imzalı Menfur Suç (The Abominable Crime, 2013) Jamaikalı iki eşcinselin gözünden ülkedeki homofobik kültürü ele alıyor. Askerî rejim kıskacındaki Burma’da iki genç erkeğin gizli ilişkisini anlatan Irrawaddy Sevgilim (Irrawaddy Mon Amour) ile Rüzgâr Buşki’nin Türkiye’deki LGBT hareketinin Gezi Direnişi’nden sonraki seyrini izleyen #DirenAyol belgeseli de bölümde yer alan yapıtlar arasında.
Geçen yıldan itibaren programına Sansüre Takılan Belgeseller başlıklı bir bölüm ekleyen festival bu sene de, bu konuda film bulmakta zorlanmamış: Bölümde gösterilecek filmler arasında Reine Mitri’nin yönettiği ve iç savaş döneminde işlenen suçları açıkyüreklilikle gündeme getirdiği için Lübnan’da gösterimi yasaklanan Bu Topraklarda Mezarlarım Var (Li Koubouron fi Hazihi al Ard, 2014) adlı belgesel var. Kamboçya’da yerli halkın geçim kaynağı olan Prey Lang ormanlarının büyük şirketlerce yağmalanmasına karşı mücadele eden yerlilerin ve onları örgütleyen bir aktivistin hikâyesini anlatan Fran Lambrick imzalı Ben Chut Wutty (I am Chut Wutty) yine aynı bölümde gösterilecek. Filmin geçtiğimiz haftalarda planlanan Phnom Penh’deki gösterimi yetkililer tarafından engellenmiş, ‘gösterim izni’ olmadığı gerekçesiyle film ülke genelinde yasaklanmıştı. Yasak kararının ardından internete yüklenen ve on binlerce kişi tarafından izlenen belgesel, bize hiç de yabancı olmayan bir mücadelenin filmi.
Festival programının sürekli bölümlerinden ‘Müzik ve Dans Belgeselleri’ndeyse Macaristan’dan Meksika’ya, Türkiye’den Arjantin’e bir dizi ülkeden müzik hikâyeleri bir araya gelecek. Programda, festivalin bu seneki konuk okulu olan Erciyes Üniversitesi Radyo, TV ve Sinema Bölümü öğrencilerinin çalışmaları da sunulacak. Documentarist haftası boyunca çeşitli kurumlarla ortaklaşa gerçekleşen bir dizi yan etkinlik, panel ve söyleşiye de yer verilecek. Yarışmasız olan Documentarist’te gösterilecek yerli belgeseller içinde yönetmenin ilk veya ikinci filmi olanlar arasından bir filme, bir kez daha Johan van der Keuken Yeni Yetenek Ödülü verilecek. Ödül jürisinin bu yılki başkanı Füsun Demirel.