Doğan Holding Ankara İdari Temsilcisi Barbaros Muratoğlu, 14 gün gözaltında tutulduktan sonra çıkarıldığı Nöbetçi İstanbul 9’uncu Sulh Ceza Hâkimliği’nce tutuklandı. Hürriyet'in haberine göre, ‘Silahlı terör örgütüne yardım’la suçlanan Muratoğlu’nu tutuklama gerekçeleri arasında "Gülen’le fotoğrafında ceketinin iki düğmesinin ilikli olması" da sayıldı. Doğan Holding Baş Hukuk Müşaviri Erem Turgut Yücel, “İtirafçı bir avukatın çelişkili ifadelerinin dayanak gösterilmesi, milat kabul edilen 17/25 Aralık’tan çok önce yapılan ziyaret ve o fotoğraftaki Sabah, Akşam, Yeni Asır temsilcileriyle ilgili işlem yapılmamasına rağmen idari temsilcimizin tutuklanması büyük haksızlıktır” dedi.
"Düğme ilikleme delil sayıldı"
Emniyetteki işlemlerinin ardından dün sabah Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na getirilen Barbaros Muratoğlu yaklaşık bir saat savcıya ifade verdi. Muratoğlu’na HTS (telefon) kayıtlarında görüşme yaptığı kişilerle ilgili sorular soruldu. 'FETÖ’cü olduğu öne sürülen bir hukuk bürosuyla 2012 yılında yaptığı görüşmeler de soruldu.
Muratoğlu 22 sayfa tutan emniyet ifadesinde ise ByLock kullanmadığını, ByLock kullanan birisini de görmediğini söyledi. FETÖ/PDY terör örgütü lideri Fetullah Gülen ile çekilen fotoğrafının sorulması üzerine ise 2012 yılında Sabah, Akşam, Zaman, Posta, Milliyet, Yeni Asır gazetesi temsilcileri ve İzmirli yerel gazetecilerle yapılan ABD gezisine katıldığını söyledi. Muratoğlu, “Amerika gezisi devam ettiği sırada Sebahattin Bey ve yanında bulunan şahıslar Pensilvaya’ya gidiyoruz dediler. Bu geziden haberim yoktu. Grup olarak hareket edince gitmek zorunda kaldık. Gülen ile aramda herhangi bir konuşma geçmedi” dedi. Muratoğlu, “Yaptığım tüm görüşmeler iş ilişkisi nedeniyledir. FETÖ/PDY örgütü ile ilişiğim bulunmamaktadır. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum” dedi.
"Hukuka aykırı uygulama"
Muratoğlu’nun avukatlarından Köksal Bayraktar, şunları söyledi: “Kendisi iş gereği günde yüzlerce kişi ile muhatap olan ve telefon konuşması yapan birisidir. Konuştuğu her bir şahsın kim olduğunu bilmesi mümkün değildir. Geriye dönük olarak konuştuğu kişilerden tespit yapılıp atılı suç ile isnat edilmesi hukuka aykırıdır. Söz konusu terör örgütü ile irtibatlı olduğuna dair delil bulunmadığından serbest bırakılmasını talep ediyoruz.”
"O tarihte terör örgütü ilişkisi bilinmiyordu"
Avukat Şehnaz Yüzer ise “Müvekkil yaklaşık 30 yıldır medya sektöründe çalışmaktadır. Hali hazırda medya temsilciliği görevini yürütmektedir. Bilindiği üzere Ankara, bürokrasinin yoğun olarak yer aldığı yerlerden olup müvekkil de bürokratik ilişkiler nedeniyle söz konusu şahıslarla irtibat kurmuştur. İlişki kurduğu tarihlerde şahısların terör örgütü mensubu olduğu bilinmemektedir. Terör örgütü ile ilişiği söz konusu değildir. Atılı suçun unsurları oluşmadığından serbest bırakılmasını talep ediyoruz” dedi.
Muratoğlu savcılık sorgusunun ardından tutuklama talebiyle İstanbul 9’uncu Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi.
Karardan: Sağ tarafında durması kevvetli şüphe
Muratoğlu saat 21.00 sıralarında Sulh Ceza Hâkimliği’nde sorguya alındı. Nöbetçi Hâkim Mustafa Çakar saat 23.00 sıralarında açıkladığı kararında, “Şüphelinin 2012 yılında Amerika Birleşik Devletleri’ne İzmir gazeteci temsilcileri ile giderek Pensilvanya’da FETÖ terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen ile görüştüklerini ifade etti. Bu görüşmeye ilişkin dosya kapsamında hatıra fotoğraflarının bulunduğu, fotoğraf dikkatlice incelendiğinde Muratoğlu’nun ceketinin her iki düğmesinin iliklenmiş vaziyette olduğu” yazıldı.
Kararda, “İfadesinde sürekli Deniz Sipahi isimli kişi ile beraber bu gezide olduğunu, bu görüşmeden haberdar olmadıklarını beyan etmiş ise de fotoğraf karesinde Deniz Sipahi’nin örgüt elebaşının sol tarafında olacak şekilde şüphelinin ise sağ tarafta olacak şekilde fotoğraf karesinde bulundukları bu şekilde şüphelinin üzerine atılı suç bakımından kuvvetli şüphe altında bulunduğu kanaatine varılmıştır” denildi.
Kararın devamında ise şunlara yer verildi:
“Soruşturmanın halen devam etmekte olup delillerin henüz tam olarak toplanmamış olduğu, toplanacak delillere göre şüpheliye atılı suçun niteliğinin değişmesiyle aleyhine olarak ağırlaşma ihtimalinin bulunduğu kanaatine varılmıştır. Şüpheliye atılı suç için kanunda öngörülen ceza miktarı, şüphelinin soruşturma tutanaklarına yansıyan, sorguda da gözlemlenen savunma ve davranışları ile tutumu hâkimliğimizde serbest kalması halinde kaçacağı yolunda kuvvetli suç şüphesi uyandırmıştır. Şüpheliye atılı suç için kanunda öngörülen cezanın miktarı, şüphelinin soruşturma tutanaklarına yansıyan, sorguda da gözlemlenen savunma ve davranışları hakimliğimizde, serbest kalması halinde delilleri yok edeceği, gizleyeceği veya değiştireceği, suçun mağduru ve tanıkları üzerinde baskı kurma girişiminde bulunacağı yolunda kuvvetli şüphe uyandırmıştır.”
"Çelişkili ifadelerle
tutuklanması haksız ve adaletsiz"
Doğan Holding Baş Hukuk Müşaviri Erem Turgut Yücel, Muratoğlu’nun tutuklanmasıyla ilgili şunları söyledi: “Barbaros Muratoğlu, kısa bir dönem Ankara’da hukuk danışmanlığı yapan bir avukatla görüştüğü, bu kişilerin sonradan FETÖ üyesi olma iddiasıyla tutuklanmaları ve etkin pişmanlık kapsamında verdikleri çelişkili ifadeler dayanak gösterilerek tutuklanmıştır. O dönemde birçok kuruma hizmet veren bu avukatların başka müvekkilleri hakkında aynı işlemlerin yapılıp yapılmadığı belirli değilken, Muratoğlu’nun bu gerekçeyle tutuklanmasını son derece haksız ve adaletsiz bulmaktayız. Yine 2012’de, yani milat kabul edilen 17-25 Aralık’tan çok önce, aralarında Sabah, Akşam ve Yeni Asır temsilcilerinin de bulunduğu heyet halinde yapılan bir gezi ve ifadelere göre, bu gezide Akşam ve Sabah gazetesi temsilcilerinin talebi üzerine FETÖ Terör Örgütü lideri Fetullah Gülen’in de programda bulunmamasına rağmen ziyaretine gidildiği, orada çekilen fotoğrafta Muratoğlu’nun ceketinin her iki düğmesinin iliklenmiş olmasının da tutuklama gerekçesi yapıldığını anlıyoruz. O fotoğraftaki diğer gazeteciler hakkında herhangi bir soruşturma bulunmamasına rağmen, Ankara İdari Temsilcimizin bu sebeple tutuklanması büyük bir haksızlıktır. Bütün sorulara samimiyetle cevap vermiştir. Görüştüklerinin, zamanında devletin üst kademelerinde görev yaptığını, iş sebebiyle görüştüğünü ve şahsi bir yakınlıklarının bulunmadığını beyan etmesine rağmen bu görüşmeler de tutuklama gerekçesi yapılmıştır.”