Bilim insanları 6. Büyük Kitlesel Yok Oluş'un içinde olduğumuzu söylüyor. Bu yok oluşu insan faaliyetlerinden kaynaklanan biyoçeşitlilik krizi olarak tarif eden uzmanlar, "İklim krizi, biyoçeşitlilik krizi ile birlikte ele alınmalı" diyerek uyarıyor.
Fosil yakıt kullanımı, ormansızlaşma ve arazi kullanımındaki değişikler gibi insan faaliyetlerinin sonucunda yaşanan iklim değişikliğinin sonuçları dünyanın hemen hemen her yerinde etkisini gösteriyor. Sıcak hava dalgaları, kuraklık, şiddetli yağışlar, yangınlar, seller, fırtınalar ve kasırgalar gibi aşırı hava olaylarının sayısı ve yoğunluğu giderek artıyor. İklim krizi derinleşirken yaşamın temelini oluşturan biyoçeşitlilik de şimdiye kadar görülmemiş bir hızda azalıyor.
Biyoçeşitliliğin geçmişten bugüne değişimi ilgili güncel ve önemli araştırmalardan biri Birleşmiş Milletler Biyoçeşitlilik ve Ekosistem Hizmetleri Konulu Hükümetlerarası Bilim-Politika Formu'nun (IPBES) 2019 yılında yayımladığı rapor. "Biyoçeşitlilik ve Ekosistem Hizmetleri Üzerine Küresel Değerlendirme Raporu" adı ile hazırlanan rapora göre, gezegen üzerinde bir milyon hayvan ve bitki türü yok olma tehlikesi ile karşı karşıya.
Küresel ölçekte biyoçeşitliliğin korunması için çalışmalar gerçekleştiren sivil toplum kuruluşu Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) ve Londra Zooloji Derneği'nin 2020 yılında yayımladığı "Yaşayan Gezegen Raporu" da izledikleri canlı türlerinin popülasyonlarında yüzde 68 azalma olduğunu ortaya koydu. Uluslararası Doğa Koruma Birliği de geçen yıl dünyada 15 türün neslinin tükendiğini ilan etti.
Peki, bitki ve hayvan tür ya da türlerin kaybı ne anlama geliyor?
Biyoçeşitliliğin varlığı, insanlar dahil olmak üzere yerküredeki tüm canlılık için neden önemli?
Araştırmalar biyoçeşitlilik kaybının nedenlerini nasıl açıkıyor? İnsan faaliyetleri biyoçeşitliliği nasıl etkiliyor?
Biyoçeşitlilik krizinin iklim krizi ile nasıl bir ilişkisi var?
Independent Türkçe'den Helin Alp, bu soruların yanıtlarını araştırdı. Doğa Koruma Merkezi Biyolojik Çeşitlilik Koruma Programı Koordinatörü Dr. Özge Balkız, "Özellikle arılar, kelebekler, bazı kuş ve memeli türleri, temel besin bitkilerinin çoğalmasını sağlıyor. Bu faydanın ekonomik karşılığı her yıl 235 ile 577 milyar dolar arasında" diyor.
Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Utku Perktaş da "Dünya bir biyoçeşitlilik krizi içinde ve bu kriz, iklim krizini aşan bir noktaya ulaştı" uyarısında bulunuyor.
İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Bölümü'nden öğretim üyesi Dr. Emrah Çoraman ise, "Biyoçeşitlilik krizinin arkasında yatan en önemli neden insan faaliyetlerden dolayı habitatların azalması. İklim krizi biyoçeşitlilik krizine etkisini henüz tam olarak göstermedi ama önümüzdeki yıllarda en az diğer nedenler kadar etkili olacak" şeklinde konuşuyor.
Tanım olarak bir yerdeki tüm bitki, hayvan ve mikroorganizma türlerini kapsayan biyoçeşitlilik, tür çeşitliliği, gen çeşitliği, fonkisiyonel ve ekosistem çeşitliliğinden oluşuyor. Dünya üzerinde her canlının bir değeri var ve milyonlarca canlı türü hem kendi aralarında hem de birçok açıdan diğer canlılarla etkileşim içinde yaşıyor. Küresel ekosistem denge içinde dünyada yaşamın devamına katkıda bulunuyor. İnsanlık da biyoçeşitlilikten ve ekosistemden sağladığı yararlar sayesinde sağlıklı bir yaşama devam edebiliyor.
WWF (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) ve Londra Zooloji Derneği tarafından 2020 yılında yayımlanan "Yaşayan Gezegen Raporu"na göre, insan yaşamının temelini oluşturan biyoçeşitliliğin gıda, su, enereji, ilaç ve diğer genetik materyallerin elde edilmesinde önemli rolü var. Yine raporda biyoçeşitliliğin iklimin düzenlenmesi, su kalitesinin sağlanması, bitkilerin tozlaşması, taşkınların kontrolü, kirliliğin azaltılması açısından da temel bir işleve sahip olduğu ifade ediliyor.
Haberin tamamı için tıklayın.