Bilim / Teknoloji

Doğaya "olumsuz" etkisi yok; maden atıkları yangın önleyici malzemeye dönüşüyor!

10 Nisan 2025 11:10

Güncelleme: 10 Nisan 2025 11:26

Makine yüksek mühendisi Büşra Atkesen, maden atıklarından yangın önleyici malzeme geliştirdiklerini, bor, alüminyum ve magnezyumun çeşitli karışımlarından oluşan bu malzemenin doğaya olumsuz etkisinin olmadığını söyledi.

TÜİK'in 2022 Atık İstatistikleri'ne göre maden işletmelerinde madencilik faaliyetlerinin tamamından kaynaklanan atık miktarı 860,6 milyon ton olurken bunun yüzde 99,99'unu mineral atıklar oluşturdu. Toplam atığın yüzde 76,1'i pasa sahalarında, atık barajlarında veya düzenli depolama tesislerinde bertaraf edildi, yüzde 20,9'u ocak içine geri dolduruldu, yüzde 3'ü ise diğer yöntemlerle geri kazanıldı ya da bertaraf edildi.

Birçok alanda olduğu gibi maden atıklarının ekonomiye kazandırılması için de çeşitli girişimler bulunuyor.

Bu girişimlerden birini hayata geçiren makine yüksek mühendisi Büşra Atkesen, Türkiye'nin alüminyum, magnezyum, bor gibi madenlerin varlığı bakımından dünyada ikinci sırada olduğunu kaydetti.

Maden atıklarının birer ham madde olduğunu vurgulayan Atkesen, "Bu madenler işlenirken işlem esnasında toz formunda atıklar oluşuyor. Bu atıklar katma değerli ürünlere dönüştürülemiyor ve bu nedenle atık olarak kalıyor " dedi.

Atkesen, Türkiye genelinde madenler işlenirken yılda 500 bin ton toz atık meydana geldiğini ve katma değerli ürünlere dönüştürülemediği için bunların genellikle inşaat malzemelerinde çimentoya katkı maddesi olarak kullanıldığını anlattı.

Katı ve sıvı formda yangın önleyici malzeme ürettiler

Maden atıklarından katma değerli bir ürün elde etme hedefiyle yola çıkarak bu atıklardan yerli ve çevreci imkanlar dahilinde yangın önleyici malzeme geliştirdiklerini bildiren Atkesen, şöyle devam etti:

"Bizim girişimimizin en önemli özelliği ilk endüstriyel simbiyoz örneklerinden biri olmamız. Bunu da şöyle açıklayabilirim. Endüstriyel simbiyoz dediğimiz şey aslında bir sektörün atığını, başka bir sektörün ürün ham maddesi haline getirebilmek demektir. Yani katma değerli bir ürün üretmemiz lazım o atıktan. Biz de maden sektörünün atığını alıp bunu polimer, savunma sanayisi, yapı, tekstil gibi sektörlerin ham maddesi haline getiriyoruz."

Katı ve sıvı formda ürünler geliştirdiklerini aktaran Atkesen, katı formdaki ürünün herhangi bir ürün üretirken içine katılarak kullanılabildiğini, sıvı formdaki ürünün ise boya ya da sprey şeklinde tekstil yüzeylerine, koruyucu tekstil kıyafetlerine ya da masa gibi eşyaların yüzeylerine uygulanabildiğini belirtti.

"Yangın esnasında alevin iletim hızını düşürüyor"

Atkesen, geliştirdikleri yangın önleyici malzemenin avantajlarını şöyle özetledi:

"Çevremizde gördüğümüz yanıcı malzemeleri düşünelim, kağıt, ahşap masa gibi. Bu masanın üzerine bu malzemeyi uyguladığımda, yangın esnasında alevin iletim hızını düşürüyor, yangın olduğu yerde kalıyor, yavaş iletiliyor ve böylece ben çok daha hızlı ortamı terk edebiliyorum. Aynı zamanda duman baskılama özelliği var. Böylece zehirlenmeden hızlı bir şekilde, güvenli bir şekilde ortamı terk edebiliyorum. Aynı zamanda itfaiye gelme durumu olduğu zaman yangın daha hızlı şekilde kontrol altına alınabiliyor."

Afetleri önleyebilecek ya da çözüm olabilecek girişimlerin dünyanın sürdürülebilirliği açısından önemli olduğunu dile getiren Atkesen, özellikle yangın önleyici malzemelerin doğayı korumakla kalmadığını, can ve mal kaybını azaltmaya katkı sunduğunu ifade etti.

Zararlı gazların azaltılmasına katkı sunuyor

Atkesen yangın önleyici malzemenin yüzde 90'a varan duman tutucu özelliği sayesinde yangında 100 birim karbonmonoksit gazı doğaya salınacakken 10 birim salındığına, böylece zararlı gazların azaltılmasına da katkı sunduklarına değindi.

Sadece atığı değerlendirmenin değil, atıktan yeşil yöntemler kullanarak bir ürün geliştirmenin de önemli olduğunu söyleyen Atkesen, şöyle konuştu:

"Temel olarak maden atıklarından yeşil yöntemle üretilen nano malzemeler kullanıyoruz. Bu malzemeler bor, alüminyum ve magnezyumun çeşitli karışımlarından oluşuyor ve doğada bıraktığınızda herhangi bir negatif etkisi yok. Yani biyobozunur değil ama antibakteriyel, antifungal gibi pozitif etkileri var. "

Atkesen, bundan sonraki süreçteki hedeflerinin geliştirdikleri ürünle Türkiye'yi Avrupa'da temsil etmek olduğunu, Avrupa Birliği projeleri ve çeşitli hızlandırma programlarıyla Avrupa'ya açılmak istediklerini belirtti. (AA)


Arabanızı park ederken iki kere düşüneceksiniz



 
 
 

 

 

 

 

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir