13 Mart 2025 10:04
Güncelleme: 13 Mart 2025 10:12
Birgün yazarı Feray Aytekin Aydoğan, "Bugün Dünya Okul Yemekleri Günü… Dünyada 108 ülkede dört yüz milyonu aşkın çocuk okul yemeğine ulaşabiliyor. Angola’dan, Etiyopya’ya, Sri Lanka’dan Burkina Faso’ya, Almanya’dan, İsveç’e, Norveç’e, Polonya’ya, Burundi’ye uygulanan okul yemeği programı ülkemizde 'tasarruf', 'bütçeye yük' gerekçesiyle uygulanmıyor" dedi.
Aydoğan'ın, bugünkü yazısı, şöyle:
"Sınırlı şekilde var olan okul yemeği hakkı tasarruf gerekçesi ile çocukların ellerinden tek tek alındı. Genel seçim öncesinde siyasi iktidar tarafından okul yemeğinin tüm kademelerde yaygınlaştırılacağı sözü verildi. Ancak seçim sonrası görüldü ki bu söz bir aldatmacadan ibaretti. Çocukların en temel kamusal hakkı; göz boyamak, oy almak için istismar edildi. Seçim sonrası önce okulöncesinde okul yemeği programına son verildi. Deprem bölgesinde okul öncesinde devam edileceği açıklandı ancak deprem bölgesinde de sonlandırıldı. Taşımalı eğitimde ikili eğitim gören öğrenciler için de okul yemeğine son verildi. Hepsinin gerekçesi tasarruftu.
Çocukların okul yemeğini tasarruf gerekçesi yapanlar aynı günlerde önce özel meslek lisesi sonra deprem bölgesindeki özel okul patronlarına halkın bütçesinden teşvik adıyla milyonlar aktardı. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bütçesi 2014-2018 yılları arasında merkezi yönetim bütçesinin yüzde 12-13’üne denk geliyordu. Bu oran dahi korunmuş olsaydı MEB’in 2025 bütçesi 316 milyar TL daha fazla olabilirdi. Bu bütçeyle Türkiye’deki 15,8 milyon öğrenciye iki yıl boyunca ücretsiz ve sağlıklı öğle yemeği sağlanabilirdi.
Ancak tercih yine çocuklardan değil sermayeden, şirketleşmiş tarikatlardan yana oldu. Halkın vergileri bir kez daha milyonlarca çocuğun okul yemeği hakkı için değil bir avuç sermaye için kullanıldı.
Okul yemeği dünyada ihtiyaç temelli bir destek, lütuf, yardım değil kamusal bir hak, yurttaşlık hakkı, kalıcı eşitsizliklerin aşılmasında sosyal politika aracı, kamu hizmeti olarak tanımlanıyor. Araştırmalar; okul yemeğinin, akademik başarıyı, okullaşma oranını ciddi oranda artırdığını çocukların psikolojik, sosyal, fiziksel gelişimine, toplumsal cinsiyet eşitliğine olumlu etkilerini bilimsel verilerle kanıtlıyor. Örneğin Pakistan’da 1998-2004 yılları arasında her ay okula 20 gün gelen kız öğrencilere 4 litre yağ verilmesiyle altı yılın sonunda kız çocukların okullaşma oranı yüzde 135 oranında artıyor.
Ülkemizdeki veriler ise artan yoksulluğun, eşitsizliğin en çok çocukları etkilediğini, okul yemeği hakkının ne denli vazgeçilmez bir öncelik ve hak olduğunu açıkça gösteriyor. PISA 2022 verileri ile Türkiye, Kolombiya ve Meksika gibi ülkeleri de geride bırakarak OECD ülkeleri arasında 15 yaş grubunda en dezavantajlı çocukların olduğu ülke oldu. Çocuk yoksulluğunda birinci sıradayız. En az beş çocuktan biri parası olmadığı için haftada en az bir gününü okulda aç geçiriyor. En zenginle en yoksul kesimin eğitim harcamaları arasında fark 42 kata ulaştı. Gelir adaletsizliğinin, yoksulluğun, eşitsizliğin arttığını gösteren Gini katsayısı 2023’te son 18 yılın en eşitsiz seviyesine ulaştı. Yoksulluğu artışı ile eğitim dışına çıkan çocuk sayısı son üç yılın zirvesinde."
Hatice (12) ve Resul (13) öyle bir icat yaptı ki… |
Günün öne çıkan haberleri...TIKLAYIN - Mehmet Y. Yılmaz | Kırk katır mı kırk satır mı? TIKLAYIN - Hasan Heybetli koğuşunda ölü bulundu TIKLAYIN - Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final eşleşmeleri belli oldu TIKLAYIN -CHP anket yaptırdı: Yüzde 84 TÜİK’e inanmıyor! TIKLAYIN -MB Başkanı Karahan'dan enflasyon mesajı: Yıl sonu hedefimize ulaşmak için ne gerekiyorsa yapacağız TIKLAYIN - Prof. Dr. Hüseyin Toros'tan çöl tozu uyarısı: Dış aktivitelerin azaltılmasında fayda var |
© Tüm hakları saklıdır.