Dünya yazarı Alaattin Aktaş, kur korumalı mevduata ilişkin "Kur korumalı mevduat giderek içinden çıkılmaz, sona erdirilemez bir hal alıyor; adeta bataklık gibi içine çekiyor. İlk üç aylık vadede iyi kazanç sağlayan tasarruf sahibi büyük olasılıkla sonraki dönemlerde de aynı kazancı bekleyecek. Bu kazanç oluşmazsa sistemden çıkışlar yaşanabilir. Çıkış ise sistemin çökmesi demek." dedi..
"Bu uygulamayı kurtarıcı formül olarak görenler aslında kendilerini ne kadar bağlamış durumda" diyen Aktaş şöyle devam etti:
"Örneğin vadesi mart ayının sonuna kadar dolacak hesaplarda kur artışı hesap açılış tarihine göre yüzde 12 ile yüzde 29 arasında değişiyor. En düşük kur artışında bile faize göre büyük bir avantaj var.
Bu dönemdeki kur artışı örneğin yüzde 1 olsaydı, tasarruf sahibi yüzde 4.25 faizini alacaktı ama acaba gözü ucuz gördüğü dövize kayar mıydı? Her ne kadar vadeyi uzattığı takdirde kur arttığında yine o artıştan yararlanacaktı ama yine de düşük kur aklını çeler miydi?
Peki şimdi ilk vade diliminde faizin üstünde kur getirisi elde edilmiş olması bir alışkanlık, bir beklenti yaratır mı? Aynı beklenti ikinci vade döneminde de oluşursa...
Dolayısıyla tasarruf sahibi şunu söyler mi:
'Ben faizimin üstüne kur artışı isterim. Vermezseniz belki giderim.'
Bu, Hazine’nin kendini bir anlamda kur artışına mahkum etmesi değil mi..."
Yazının tamamı için tıklayın