İngiliz ilaç firması GlaxoSmithKline aşının klinik testlerine ne zaman başlanacağıyla iligli kesin bir tarih vermezken, ABD Ulusal Alerji ve Enfeksiyon Hastalıkları Enstitüsü'nün (NIAID) internet sitesinde testlerin ilk safhasının 2014 sonbaharında başlayabileceği kaydedildi.
Hayvanlar üzerinde olumlu sonuçlar elde edilen aşı üzerinde iki kuruluş birlikte çalışıyor. Aşının kullanımına bu yıl içinde başlanması ise olası görülmüyor.
Ebola salgınının daha fazla yayılmasını engellemek için Batı Afrika'da alınan güvenlik önlemleri hafta sonunda daha da sıkılaştırıldı. Nijerya krizle mücadele için gönüllülere çağrı yaparken, Hindistan gibi kriz bölgesinden çok uzakta olan bazı ülkeler havalimanlarında yolcuların ateşinin ölçülmesi gibi ek güvenlik önlemlerine başladı.
Ebola'ya karşı halihazırda ne ilaç tedavisi ne de aşı bulunuyor. Ebola'ya karşı geliştirilen ve halen test aşamasında bulunan bir aşının kullanımına ise en erken 2015'te başlanabileceği tahmin ediliyor.
İspanyol rahibe de deneysel tedavi
Liberya'da Ebola'ya yakalanan hastaları tedavi ederken kendileri de hastalığa yakalanan iki Amerikan sağlık görevlisi, ABD'de Mapp Biopharmaceutical'ın geliştirdiği ve henüz deneme aşamasındaki ZMapp adlı bir ilaçla tedavi ediliyor. Söz konusu iki hastanın ardından İspanya'da tedavi gören rahip Miguel Pajares'in de ZMapp tedavisi görebilmesi için istisnai bir izin çıkarıldığı belirtiliyor. Pajeres'in tedavisinde kullanılacak dozun pazar günü Cenevre'den Madrid'e getirildiği kaydediliyor.
Deneysel ilacı kullanan Amerikalı hastaların durumunun iyileşme gösterdiği açıklansa da, hastalığın seyrindeki bu olumlu gelişmenin sebebinin ZMapp olup olmadığı ise belirsizliğini koruyor. Şimdiye kadarki araştırmaların yetersizliği nedeniyle ilacın uzun vadede ne gibi yan etkileri olabileceği de bilinmiyor.
İsviçre'nin Cenevre kentindeki yapılan iki günlük kriz toplantısının ardından Dünya Sağlık Örgütü (WHO), geçen hafta Batı Afrika’da uluslararası acil durum alarmı vermişti.
Dünya Sağlık Örgütü Acil Durum Komitesi'ne göre gerekli önlemlerin alınması halinde Ebola'nın kontrol altına alınması mümkün. Bu bağlamda özellikle salgının yoğun şekilde etkili olduğu Sierra Leone, Liberya ve Gine ile ülkede tespit edilen ilk vakaların ardından Nijerya'nın 20 milyon nüfuslu kenti Lagos'ta güvenlik önlemleri daha da sıkılaştırıldı.
Salgınla mücadele için oluşturulan yaklaşık 8 milyon 700 bin euro tutarındaki acil yardım programıyla başta sınır kontrollerinin ve karantina merkezlerinin durumunun düzeltilmesi gibi acil gereksinimlerin finanse edilmesi hedefleniyor.
Senatör açlıktan ölümlere karşı uyardı
Liberya'nın kuzeyinde salgından en yoğun şekilde etkilenen bölgelere giriş-çıkışlar yasaklanırken, ordu Bomi'yi ise tamamen çembere aldı. Bomi senatörü Sando Johnson burada yaşayan fakir insanların artan gıda fiyatları nedeniyle açlıktan ölme tehlikesiyle karşı karşıya oldukları uyarısını yaptı.
Bu gibi durumların önüne geçilmesi için söz konusu bölgelerdeki halka yeterli ilaç ve gıda sağlanması, ayrıca artan paniği yatıştırmak için bilgilendirme kampanyalarına hız kazandırılması gerekiyor.
Dünya Sağlık Örgütü Başkan Yardımcısı Keiji Fukuda"Şunu anlamak gerekiyor, salgının görüldüğü topluluklarda güvensizlik ve endişe giderek artıyor. Bu durumda da insanlar sağlık kurumlarına gitmeye veya yakınlarını buralara getirmeye tereddüt ediyor" açıklamasını yapmıştı.