Türk edebiyatının önde gelen isimlerinden ve T24 yazarı Oya Baydar'ın son kitabı 'Köpekli Çocuklar Gecesi' raflardaki yerini aldı. Can Yayınları'ndan çıkan 'Köpekli Çocuklar Gecesi', gezegenimizi bekleyen yok oluş felaketinin ortasında çırpınan insana dair çarpıcı bir roman.
"Köpekli Çocuklar’ın masumiyeti umudun ve yaşamın yeniden yeşermesini sağlayabilecek mi?"
Kitabın tanıtımında şu ifadelere yer verildi:
"Oya Baydar, edebiyatımızın ilk ekolojik distopyası denebilecek 'Köpekli Çocuklar Gecesi’nde hepimizin içten içe bildiği ama birçoğumuzun görmezden geldiği küresel iklim krizine ve o krizin ortasında kalan insana yöneltiyor kalemini.
Beklenenden çabuk gelen küresel iklim felaketinin ortasında; savaşların, çatışmaların kırıp geçirdiği bir bölgede oğlunu arayan bir kadın… Dünyada yaşam tufanla sona ererken, geçmişte kalmış gizemli bir aşka dönüş… İnsanın acılarla yoğurulmuş kaderi ve hiç tükenmeyen umut…
Kurumuş dere yatakları, çölleşmiş ormanlar, plastik adalarının doldurduğu denizler, eriyen buzullar, yaşam alanları talan edilmiş hayvanlar, her gün bir yenisine şahit olunan doğal felaketler… Taşları duyarsızlık ve sorumsuzlukla döşenen bu yolun sonunda bizi ne bekliyor?
Yıllar sürecek kuraklıktan, susuzluktan ve savaşlardan sonra yaşanacak küresel tufan yaşamı sona erdirirken, Köpekli Çocuklar’ın ve İklim Çocukları’nın masumiyeti umudun ve yaşamın yeniden yeşermesini sağlayabilecek mi?"
Oya Baydar kimdir?
1940’ta İstanbul’da doğdu. Notre Dame de Sion Fransız Kız Lisesi’nin son sınıfında yazdığı Allah Çocukları Unuttu adlı gençlik romanı nedeniyle neredeyse okuldan atılıyordu. 1964’te İÜ Sosyoloji Bölümü’nü bitirdi. Aynı yıl bu bölüme asistan olarak girdi. “Türkiye’de İşçi Sınıfının Doğuşu” konulu doktora tezinin Üniversite Profesörler Kurulu tarafından iki kez reddedilmesi üzerine öğrenciler olayı protesto için rektörlüğü işgal ettiler. Bu olay ilk üniversite işgali eylemi oldu. Daha sonra Ankara Hacettepe Üniversitesi’ne sosyoloji asistanı olarak girdi. 1971’deki 12 Mart Askerî Müdahalesi sırasında, TİP ve TÖS üyesi olarak sosyalist kimliği nedeniyle tutuklandı ve üniversiteden ayrıldı. Yeni Ortam, Politika gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. 12 Eylül sırasında yurtdışına çıktı. 1992’ye kadar 12 yıl Almanya’da sürgünde kaldı. Burada, sosyalist sistemin çöküş sürecini yakından yaşadı. 1991’de yazdığı Elveda Alyoşa adlı öykü kitabıyla Sait Faik Hikâye Armağanı’nı, 1993 yılında da Kedi Mektupları adlı romanıyla Yunus Nadi Roman Ödülü’nü aldı. Türkiye’ye dönüşünde Tarih Vakfı ve Kültür Bakanlığı’nın ortak yayını olan İstanbul Ansiklopedisi’nde redaktör ve Türkiye Sendikacılık Ansiklopedisi’nde genel yayın yönetmeni olarak çalıştı. Sıcak Külleri Kaldı romanıyla 2001 yılı Orhan Kemal Roman Armağanı’nı, Erguvan Kapısı’yla da 2004 Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü’nü aldı.