Gündem

'Eskişehir Valisi iyi bir arkadaşımız, ama nasıl bir boşluğa düşmüş'

Başbakan Erdoğan, katıldığı televizyon programında gündeme ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı

04 Ekim 2013 02:20

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, A Haber Ankara Temsilcisi Murat Akgün moderatörlüğünde, Sabah Gazetesi Yazarı Mehmet Barlas, Sabah Gazetesi Yazarı Hasan Celal Güzel, Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak ve Sabah Gazetesi Yazarı Sevilay Yükselir'in katıldığı televizyon programına konuk oldu. Başbakan, Radikal gazetesi muhabiri İsmail Saymaz'a "Oğlum İsmail, yine rahat durmuyorsun. Yerin altı da var, unutma" ifadelerini de içeren bir e-mail atan Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna'nın davranışını tasvip etmenin söz konusu olmadığını belirterek, İçişleri Bakanlığı'nın konuyu incelediğini hatırlattı. Erdoğan, "Aslında iyi bir arkadaşımız, hoş bir arkadaşımız ama nasıl bir boşluğa düşmüş. Gerçekten kendisi mi? Yanlış" ifadesini kullandı.
 

Seçim barajı için 3 alternatif

 
Erdoğan'a sorulan ilk soru Demokratikleşme Paketi'ndeki seçim barajı oldu. Erdoğan, seçim barajında 3 teklif öne sürdüklerini ve bunların kamuoyunda tartışılmasını istediklerini söyledi. AK Parti'nin kuruluşu sonrası seçimlere yine yüzde 10 barajıyla seçimlere girdiklerini söyleyen Erdoğan, ikinci teklifte ise yüzde 5 barajının Türkiye'nin genel barajı olmasını teklif ettiklerini kaydetti. Son olarak seçim barajının tamamen kaldırılmasını paket içerisine koyduklarını ifade eden Erdoğan. önümüzdeki dönemde bunun kararlarının verileceğini söyledi.
Erdoğan Demokratikleşme Paketi'nde seçim barajıyla ilgili, "Seçim barajları yasal düzenleme gerektiriyor. Bu yüzden baraj konusundaki düzenlemeyi bayrama yetiştirmemiz mümkün değil" dedi.
 

'Harf inkılabındaki komiklikten kurtulmamız lazım'

 
"Türklüğü kaldıracak mısınız? Andımız meselesiyle ilgili böyle bir eleştiri var size karşı" sorusuna yanıt veren Erdoğan "Bu şeddetli bir yalan. Biz diyoruz ki, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı altında toplayalım herkesi. Millet kavramını ırki olarak alırsak, bilimsel olarak da yanlışa düşeriz. Millet kavramının içinde birçok etnik unsurlar toplanır. Türk Milleti dediğiniz zaman bunun içinde hepsi var. Andımız noktasında ise, And'ın içinde birçok kesimi rahatsız eden beyanlar var. Tektipçilikten kurtulmamız lazım.  Niye Q klavye olsun. Biz F klavyeyi kullanalım. Bizim dilimize uygun olan F klavyedir. W,Q ve X harfleriyle ilgili: Harf inkılabının içinde öyle basit şeylere takılınılmış ki. Bu komiklikten de kurtulmamız lazım dedik. Bu adımı da böyle attık" açıklamalarında bulundu.
 
Erdoğan, Kürtçe dahil başka dillerde de eğitimin önünü açtıklarını söyleyerek bu konuda zaten bir düzenlemenin var olduğuna dikkat çekti. Bazı özel okulların hükümetler arası anlaşmalarla Türkiye'de farklı dillerde eğitim yaptığını anlatan Erdoğan, yeni bir düzenlemeyle bu şekilde farklı dillerle de eğitime kapı araladıklarını söyledi.
 
Hazınlanan paketin sadece Kürtleri kapsamadığını ifade eden Erdoğan, paketteki maddelerin bir çok etnik kökenli vatandaşları kapsadığını anlattı. Türkçe'nin resmi dil olarak devam edeceğini ve açılacak okullarda da eğitim Türkçe olduğunu söyleyen Erdoğan, özel okulları da yine bu vatandaşların eliyle kurulacağını kaydetti.
 

'Mini etekliler zaten özgür'

 
"Başörtülülerin özgürlüğünü zaten siz getiriyorsunuz. Mini eteklilerin özgürlüğü nasıl olacak?" sorusuna Erdoğan, "Onlar zaten özgür." şeklinde yanıt verdi.
THY uçaklarında Kürtçe anons mümkün mü sorusuna Başbakan Erdoğan, "Bunlar çok spesifik şeyler. Aynı şeyi o zaman Laz kardeşlerimizin yaşadığı illerde de yapılması lazım" dedi.
 

'Başörtüsü serbestliği çok önemli bir adım'

 
Başbakan Erdoğan başörtüsü konusuyla ilgili, "Bu yaptığımız düzenleme tamamıyla memurlara yönelik bir düzenleme. Öğretmenlerle ilgili olanı MEB yapacak. TSK çalışanlarına arkadan emniyet teşkilatımız ve hakim savcı istinai olarak bunlar yasayla belirlenmiş şeyler değil. Kendileri istedikleri zaman istedikleri düzenlemeyi yapabilirler. Önce direkt olarak süratle aşabileceğimiz kamu dairelerindeki adımları atalım, çözelim. Belli aşamaları dökmeden kırmadan götürmek gerek. Onlar kendi tasarruflarında adımlarını atarlar. Şu anda atılan adım çok çok önemlidir" dedi.
 
Sabah gazetesi yazarı Sevilay Yükselir'in "Ben de merak ediyorum, çarşaf olabilir mi?" sorusuna ise "Siz nasıl vatandaşsanız onlar da vatandaş. Öğretmen olmuş, avukat olmuş onun gereğini yapacak ve hareket edeceklerdir. Burada aşırılıklara kaçanlar, olumlu gelişmeleri suiistimal etmek olur. Biz insanların yaşam tarzlarına müdahale etmeyeceğiz diyoruz, bir başka tarafın da yaşam tarzına müdahale etmesine engel olmak lazım" şeklinde yanıt verdi.
 
Bazı şeylerin zamanla gerçekleşeceğini, bazı şeylerin kolay olmayacağını belirten Erdoğan, gazetecilere Hindistan örneğini verdi. Ülkenin başbakanının, tüm toplantılara kendi yerel kıyafetleriyle geldiklerini söyleyen Erdoğan, Türkiye'de böyle bir durum olması halinde yadırganacağını kaydetti.
 

Başörtülü adayın kim olduğunu açıklamadı

 
Başbakan Erdoğan, Murat Akgün'ün "başörtülü adayınız olacak mı" sorusuna da cevap verdi. Erdoğan, yerel seçimlerde, başörtülü aday göstereceklerini ancak bunların sayısını veremeyeceğini kaydetti. Aday tespitlerinin devam ettiğini söyleyen Erdoğan şöyle konuştu:
 
"Yerel seçimlerde başörtülü adayımız olacak. Aday tespitleri devam ediyor ve bunların arasında olabilir. Bazı partiler adaylarını açıklamaya başladılar. Bizim böyle bir acelemiz yok. Bölgelerde kamuoyu araştırmaları sonrasında da temayül yoklamaları yapılıyor. Sonrasında bir kez daha kamuoyu araştırması yapılacak, açık ve kapalı uçlu sorular sorulacak. Buradan gönderdiğimiz heyetler, orada onları mühürleyip buraya getirecek."
 
Gazetecilerin, başörtülü adayın kimliğini açıklaması için yaptıkları ısrarlara Erdoğan, "Bunu burada benim açıklamam teşkilatıma saygısızlık olur. Ben teşkilatıma bu saygısızlığı yapmam. Ben, bazı liderler gibi, masa başında aday belirlemiyorum" diye karşılık verdi. Edoğan, adayların belirlenmesinde izledikleri yolu, "Aday tespitleri devam ediyor ve bunların arasında olabilir. Bazı partiler adaylarını açıklamaya başladılar. Bizim böyle bir acelemiz yok. Bölgelerde kamuoyu araştırmaları sonrasında da temayül yoklamaları yapılıyor. Sonrasında bir kez daha kamuoyu araştırması yapılacak, açık ve kapalı uçlu sorular sorulacak. Buradan gönderdiğimiz heyetler, orada onları mühürleyip buraya getirecek" sözleriyle anlattı.
 

'Ben herkesin Başbakan'ıyım'

 
"Tam iktidar olduğunuza göre herkesin Başbakan'ı olmak, muhalefeti de muhafelete bırakmak doğru olmaz mı?" sorusuna Başbakan Erdoğan "Öncelikle hiç şüpheniz olmasın ben herkesin Başbakanıyım. Bunu böyle bilin. Ayırım yapıyor olsaydık Doğu'ya o kadar yatırım yapmazdık. Kaç tane ilimizde havaalanı yoktu ama şimdi var. Olmayan yerlere de hızla yapılıyor. Hiçbir zaman ayrımcılık yapmadık. Ayrımcılık cezasını getirdik ve kim olursa olsun cezalandırılacak. Cezası da 1 ila 3 yıl arasında olacak. Din, dil, ırk konusunda ayrımcılığa asla göz yummayacağız. Ayrımcılığa asla tahammül edemeyiz" açıklamalarında bulundu.
 

Öcalan siyaset yapabilir mi?

 
Erdoğan, Öcalan bir gün çıkarsa siyaset yapabilir mi sorusuna da, "Zikrettiğiniz isim için böyle bir şey olmayacağına göre neden böyle bir soru soruyorsunuz" diye cevap verdi.
 

'Seçimlere kadar muhalefete cevap yetiştirmeyeceğim'

 
"Bizim programızı okuyanlar, takip edenler şu açıklamaların bu paketin içerisinde olduğunu göreceklerdir. Böyle bir görüşmeyle bu ortaya çıkmış olsa neden BDP farklı bir yaklaşımla karşımızda duruyor. Çok daha fazla ileri gidiyorlar. Bunu söyleyerek propaganda yapmak istemiyorum. Bahçeli ve Kılıçdaroğlu'na yerel seçimlere kadar cevap yetiştirmeyeceğim. Gereken varsa siz cevap verin dedim. Yeni yasama yılında da yine hakaret dolu sözlerle başladılar. Biz bu çatının altında birlikte yaşıyoruz. Bana hakaret edeceksin, senin kazancın yok. Sandıkta gereken cevap verilecektir. Çok çok ağır hakaretler var. Burada nefret suçları konusunda, kişi ve gruba karşı belirtilen eylemlerde bulunanları kapsıyor. 
 
Kimse kimseyi bunlardan dolayı karalamasın, kötülemesin. Şahsım ve arkadaşlarım hiçbir pazarlığı girmek suretiyle böyle bir adım atmadık. Kılıçdaroğlu diyor ki bu bizim metin. Peki bu metin eğer sizin metninizse neden olumsuz davranıyorsun. O zaman sende destekle birlikte yol alalım. Hala karalıyorsun bize teşekkür et. Bizim metnimizde böylesi vardı, iktidarda bizim dediğimizi yaptı de. Bizdee sana teşekkün edelim. Ne yazıkki beraber yürümek mümkün olmuyor. Türkiye'de muhalefet sıkıntısı olmasa bizim işimiz daha rahat olacak ve daha seri bir yol alacağız."
 

'Meclis 1 saatte toplanmaz, tezkere elimizde bulunsun'

 
"Bugün Suriye ile tezkere görüşülüyor, hakaretlerle dolu bir müzakere. Değişen bir şey yok. Elimizde hazır olsun diyoruz. Diyorlar ki Meclis bir saatte toplanır. Sen hangi Meclis'i bir saatte topluyorsun. 
Biz bu konuda daha dikkatli olacağız ve yaklaşan seçimlere en ideal biçimde hazırlanacağız. Benden ne Kılıçdaroğlu'na he de Devlet Bahçeli'ye cevap beklemeyin. Bunu da buradan açıklamış olayım."
 

'Partim hangi görevi verirse ben onu yaparım'

 
Cumhurbaşkanlığı'na adaylığını koyup koymacağı sorusuna Erdoğan, "Biz kendi aramızda bunları henüz konuşmadık. Vakti saati geldiğinde parti yetkili kurullarında, biz de kendi aramızda bunu konuşuruz. Cumhurbaşkanlığı konusunda kesin bir kararım yok. Öyle olsa bunu açıklama noktasına giderdim" diye cevap verdi ve şöyle devam etti:
 
"Bizim sistemimizde bu tür şeyler istişare vardır. Partim bu konuda bana hangi görevi bana yıkarsa, benden isterse bunu yapmanın gayretinde olurum. Siyasi terbiyemde bunu gerektirir. Benim hayatım da zaten böyle tırmanarak geldim. Hiçbir zaman isteyen olmadım. Biz hep görevlendirme noktasında olduk. Teşkilatınız isterse öyle gelirsiniz. Temayül yoklaması da hep oradan gelen deneyimler sayesinde oldu. Bu durumda da böyle olur. Partim hangi istikamette adımını atarsa bizde ona böyle partimizde bölünmeye yol açan bir adım atmayız. Partim kimi isterse buna tabi olacağım."
 
Erdoğan, AKP'nin tüzüğündeki '3 dönem' kuralı ile ilgili soruya da "Ben bu partinin genel başkanı olduğum sürece bu kural değişmeyecektir. Yoksa ben halka verdiğim sözü yerine getirmemiş olacağım" cevabını verdi.
 

'Partimiz bölünmez'

 
"Aramızda yol ayrımına fırsat verecek bir kararın olacağına inanmıyorum. Aramızda bunun müzakeresini yaparız ona göre adım atarız. Şu anda partimin genel başkanıyım. Gül'ün makamı gereki partimizin kurucuları arasında o da vardır. İnanıyorum onun için de AK Parti önemlidir. Böyle bir şeyin olacağın inanmıyorum."
 

'Belli bir mezhebin mensuplar uçaklarla Suriye'ye taşınıyor'

 
Suriye'de radikal islamcı örgütlerle hükümet ilişkilendirilmesiyle ilgili soruya Erdoğan, İslam'ın kelime anlamı olarak 'barış' anlamına geldiğini belirterek, sözkonusu olaylara karışanlara Müslüman diyemeyeceğini söyledi. Erdoğan, Suriye'de vahşet yapan grupların, belli bir mezhebe mensup insanlar olduklarını ve uçaklarla Suriye'ye taşındıklarını ifade etti.
 

'2015'te boğazı geçen 5 ayrı yol olacak'

 
3. Köprü ve Marmaray'ın bitirilme tarihi ile ilgili soruya Erdoğan, hepsinin 2015'te biteceği cevabını verdi. Marmaray'ın güneyine araç geçişi için yapılacak altlı-üstlü tünelle birlikte İstanbul Boğaz'ını geçen 5 yol oalcağını belirtti.
 

'Eskişhir Valisi aslında iyi bir arkadaşımız'

 
Erdoğan, Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna'nın bir gazeteciye gönderdiği elektronik postaya ilişkin soruyu yanıtlarken da Vali'nin davranışını tasvip etmenin söz konusu olmadığını belirterek, İçişleri Bakanlığı'nın konuyu incelediğini hatırlattı. Erdoğan, "Aslında iyi bir arkadaşımız, hoş bir arkadaşımız ama nasıl bir boşluğa düşmüş. Gerçekten kendisi mi? Yanlış" ifadesini kullandı.
 
Erdoğan, programın devamında gazetecilerin sorularına şu yanıtları verdi: 
 
"Soru: Çin füzeleri nihai karar mıdır?
 
Öncelikle bir defa bu füzelerle ilgili olarak bir Çin, Fransa İtalya birlikteliği ABD-Rusya, dört ayrı yarışa katılan oldu.Bunların arasında en düşük fiyatı Çin verdi.Bunun yanında Çin ortak üretim teklifi verdi ama diğerleri ortak üretim teklifi vermedi.Bu bizim çok önemli. Bir de tabi üretimdeki süre çok önemli.Çin en erken süreyi verdi.Diğerleriyle % 50 süre fark vardı. Belli puanlamalar yapılıyor ve bu puanlamalar sonucunda değerlendirme yapılıyor ve karar veriliyor."