02 Ocak 2019 13:05
*Dünya / Jülide Yiğittürk Gürdamar
Ekonomistlerin olumlu beklentilerle başladığı yıl içerisinde beklenmedik kur atakları sadece piyasaların değil Türkiye'nin de gündemine oturdu. Öyle ki sadece para piyasalarında değil sokakta bile herkesin konuştuğu tek konu ‘kur'daki yükseliş oldu. Bu volatilite vatandaşın tasarruflarının da yönünü değiştirirken, hükümet de söz konusu atakları önlemek için birbiri ardına önlemler aldı.
Yıla damgasını vuran en önemli gelişme ticaret savaşları ve Rahip Brunson'un tutuklanması ile Trump'ın Türkiye'ye yönelik tehditleri oldu. Jeopolitik risklerin gündemden düşmediği 2018'in ikinci yarısında, korumacı yaklaşımların dünya ekonomilerine yansımaları ve Brexit belirsizliği derinleşirken, ticaret savaşı, İtalya'da hükümet krizi ve ABD'nin İran'a yaptırımları küresel finansal piyasalarda gündemin üst sıralarına yerleşti.
Geride bıraktığımız yıla 3.80 seviyesinden başlayan dolar/TL, tüm bu gelişmelerin etkisiyle ağustos ayında 7.24 ile tarihi zirvesini gördü. Ekonomi yönetiminin koordineli adımlarıyla kur, yılın son ayında 5,40 sınırında dengelendi.
Küresel tahvil faizlerindeki yükseliş de ilk yarıda yatırımcıları huzursuz eden bir gelişme olarak gündemde yer alırken, 10 yıllık tahvil faizleri ABD'de yüzde 3'ün üzerini gördü. Gösterge tahvil faizi de yüzde 28.15 ile son 15 yılın en yüksek seviyelerini gördü.
Borsa endeksi ise iskontolu olmasının avantajını yaşayarak, kısmi kayıplar yaşadı. Gerek bankacılık sektörü gerek TCMB ve BDDK nezdinde kurdaki yükselişin önüne geçmek için alınan tedbirler ve ABD ile ilişkilerdeki iyileşme süreci yılın sonlarına doğru hem vatandaşı hem piyasaları rahatlattı. Yılın son günlerinde global büyümeye yönelik zayıf göstergeler ve Fed'in yeni yılda faiz artırımında beklendiği kadar yavaşlamayacak beklentisiyle dışarıda satış içeride ise sükunet vardı.
Dolar bir yılda yüzde 39.5 değer kazanarak 5.2920'dan tamamlarken, euro yüzde 33.1, 24 ayar altın yüzde 37.5 yükseldi. Borsa Endeksi'ndeki kayıp ise yüzde 20.9 oldu.
Uzmanlara göre:
✓ ABD ekonomisi yavaşlayabilir
✓ 2019, 2018'e göre daha iyi bir yıl olacak
✓ Yılı ikiye bölmek gerekiyor
✓ İkinci yarıda toparlanma bekleniyor
✓Enflasyondaki gerilemeye bağlı olarak MB faiz indirebilir
✓ Seçim takip edilecek
● Tuncay Turşucu İntegral Yatırım Araştırma Direktörü
2019 Borsa ve kur açısından daha ılımlı bir yıl olur. Borsa'da 2018'de pek çok olumsuzluk fi yatlara yansıdı. Fed'in 2019'da 2 faiz artırımını yapamayacağına yönelik bir algı oluşması durumunda, GOÜ piyasalarına portföy girişleri hızlanır. Böyle bir durumda BIST100 endeksinde 110 bine doğru yükselişler görebiliriz. Ancak bu durumun netleşmesi 3-4 ayı bulabilir. Hisse senetlerinde mevcut düşük fiyatların ayrıca çok ciddi uzun vadeli yatırım fırsatı verdiğini düşünüyorum. Zayıf kalması beklenen ABD doları ve düşük cari denge sayesinde Dolar/TL'nin 5-5.40 arasında, Euro/TL'nin ise 5.60-6.10 arasında dalgalanmasını bekliyorum. Faizlerin yüzde 14-15 bölgesine düşmesini öngörüyorum.
● Murat Berk Yapı Kredi Yatırım Baş Stratejisti
Fed'in faiz duruşunu ilk yarıda, muhtemelen de ilk çeyrekte değiştireceğini tahmin ediyoruz. Bu yılın Türkiye'nin de bulunduğu gelişmekte olan finansal piyasalar açısından çok daha iyi bir sene olabileceğini düşünmeye devam ediyoruz. Yurt içinde enflasyonun bir miktar gerilemesini, büyümenin 2018 yılının dördüncü çeyreği ve 2019 yılının ikinci çeyreği arasındaki daralmanın ardından yılın ikinci yarısında toparlanmasını bekliyoruz. Önümüzdeki dönemde TL'deki stabilizasyonun sürdürülebilirliği, enflasyon görünümü açısından önemli olmaya devam edecek. Enflasyondaki geri çekilme ile birlikte MB'nin 2019 yılında ikinci çeyrekte faiz indirimine gidebileceğini düşünüyoruz. Dolar/TL'de uzun vadeli teknik yapıda önce bir yukarı hareket, ardından daha uzun süreli bir normalleşme süreci bekliyoruz. BIST 100'de kısa vadeli periyotta önemli bir yükseliş potansiyeli beklemiyoruz. 100 bin ana direncinin sürdürdüğü aşağı baskı kapsamında, 80 bin seviyesine olası geri çekilmelerin orta ve uzun vadeli çekici alım fırsatı yaratacağını düşünüyoruz. BIST'de yeni bir yükseliş trendi için 100 bin seviyesinin aşılması gerekiyor.
● Orkun Gödek DenizYatırım Hisse Senedi Araştırma
İç piyasalarda 2019'un fi yatlama temasını ikiye bölmek doğru olacak. Yılın ilk yarısında yavaşlama eğiliminin devam edecek olması nedeniyle dış talebin ne ölçekte katkı sağlayacağını izleyeceğiz. Yüzde 20'li seviyelerde yapışık seyredecek olan enflasyon yılın ikinci yarısında gerek baz etkisi gerekse TCMB'nin yürürlüğe koyduğu sıkılaşma hamlelerinin gecikmeli yansımaları nedeniyle gerileyecek ve yüzde 15-18 aralığında bir noktada yılı kapatacak. BİST 100 endeksi için finansal hisselerin katkısının artacağı bir yıl beklentisi içerisindeyiz. Gelecek 12 aylık dönemde hedef fi yat beklentimiz 118 bin. Dolar/ lira paritesinde şu an için ek risk primi katmadan enflasyon kadar değer kaybı bekliyoruz. Yılın ilk yarısında yavaşlamaya devam etmesi olası görünen ekonomik aktivite nedeniyle Türk lirasında baskının sınırlı kalacağını düşünüyoruz. Enflasyon beklentilerinde aşağı yönlü kalıcı düşüş ve çıpalanma olmadan getiri eğrisindeki gerileme sınırlı kalabilir. Devamında ise eğrinin uzun tarafına portföylerde yer verilebilir. Ana temamız, ödemeler dengesindeki düzelme eğiliminin ne kadar süre daha devam edeceği ve AB'den gelen talebin güçlü kalıp kalmayacağı olacak.
● İrem Dışpınar QNBFinansinvest Yönetmen
2019 yılına yüzde 20'nin üzerinde bir enflasyon oranı ve yavaşlama eğiliminde olan bir büyümeyle girdik. Daha düşük büyüme, azalan iç taleple birlikte, şirket karlılıklarının baskı altında kalabileceğine işaret ediyor. Enflasyonun yüzde 16 civarına gerilemesi hedeflenirken, MB'nin izleyeceği faiz politikası kritik olacak. TL üzerinde ek baskı yaratmadan, ancak zamanı geldiğinde de büyümeyi ve kredileri destekleyecek bir faiz indirimi yapılması, toparlanmayı destekleyecektir. Bu yıl TL'nin döviz sepeti karşısında yaklaşık enflasyon kadar değer kaybedeceğini tahmin ediyoruz. Tahvil faizlerinde daha belirgin ve kalıcı bir düşüşün, enflasyonun gerileyeceğine yönelik piyasada beklentilerin güçlenmesi ve satın alınması ile mümkün olabileceğini düşünüyoruz. BIST-100 Endeksi, Borsa'nın kuruluşundan bu yana TL bazında üst üste iki yıl negatif getiri hiç sağlamadı. Endeksin 2018 yılını yüzde 20 civarında bir kayıpla tamamladığını ve BIST'teki banka hisseleri başta olmak üzere, birçok sanayi hissesinin oldukça cazip çarpanlarla işlem gördüğünü göz önüne aldığımızda, ekonomide yılın ikinci yarısında görülebilecek toparlanmanın BIST'te cazip yatırım fırsatları yaratacağını tahmin ediyoruz.
● Serhat Gürleyen İş Yatırım Araştırma Direktörü
2018 küresel kriz sonrasında varlık gruplarının eşanlı olarak değer kaybettiği ilk sene olarak tarihe geçti. Yılın son çeyreğinde piyasalarda artan oynaklık seviyeleri 2019'un da kolay geçmeyeceğine işaret ediyor. Ticaret savaşlarının yarattığı tehdit, büyümede aşağı yönlü risklere rağmen Fed'in faiz artırmaya devam edeceği endişesi, popülizmin yükselişinin Avrupa'da yarattığı belirsizlikler küresel risk iştahını baskılamaya devam edecek. Türkiye, kur şoku sonrasında atılan doğru adımlar sayesinde 2019'a temkinli iyimser bir havada giriyor. Zayıf TL ve sıkı para politikasının desteklediği dışa dönük dengelenme Türkiye varlıklarını olumsuz dış konjonktüre rağmen destekliyor. Hükümetin belediye seçimlerine rağmen sıkı maliye ve para politikasını sürdürmesi ve ekonomideki sert inişe rağmen finansal istikrarın korunması durumunda Türkiye gelişmekte olan ülkelerden pozitif ayrışmaya devam edebilir. Ancak küresel konjonktürdeki riskler ve yapısal kırılganlıklarımız nedeniyle 2019 yılı Türkiye için zorlu bir yıl olacak.
● Doç. Dr. Atılım Murat TOBB ETU Öğretim Üyesi
Finansal piyasalar 2018'in son bölümünde içeride biraz sakinleşti. Yılbaşından sonra olası dış gelişmelerle fiyatlardaki dalgalanma artabilir. Fed kaynaklı gelişmeleri daha fazla konuşacağız. Aslında piyasa oyuncularının panik yapacağı bir durum yok. Faiz artırımı konusunda, Fed 2019 tahminini zaten ikiye düşürdü. Marttaki faiz artırımı masadan kalkmış olabilir. Borsa endekslerindeki önemli düşüş yani ayı piyasaları, ekonomik yavaşlama veya sert resesyon dönemlerinde görülür. Bir resesyon tehlikesi şu aşamada görmüyorum. Amerikan ekonomisi 2019'da hız kesebilir ancak yüzde 2.5 civarında büyüme de fena sayılmaz. Başkanlığı çökmekte olan Trump'ın aksiyonlarına fazlaca önem atfediliyor. Finansal piyasalardaki çöküş ve sert resesyon dönemleri haricinde, gelişmiş ekonomilerde politikacıların ne yaptığının pek önemi yoktur. İçeride reel sektörü destekleyici adımlar devam eder. Bunu da doğru buluyorum çünkü reel ekonominin acil desteğe ihtiyacı var. İçeride işimizi yapalım. Dış gelişmeleri izlemekten başka çaremiz yok.
● Üzeyir Doğan / Gedik Yatırım Yatırım Danışmanlığı Müdürü
Küresel tarafta, ticaret savaşları ve büyüme endişelerinin getirdiği riskten kaçış ve Brexit süreci belirsizlikleri artırırken, içeride ilk çeyrekte enflasyon ve faizlerin yeniden yükselme ihtimali, kurlarda aşağı yönlü hareketlerin son bulmasına ve Borsa İstanbul'da zayıf seyrin bir süre daha devam etmesine neden olabilir. Seçim sonrası baz etkisinin de katkısıyla düşmeye başlamasını beklediğimiz enflasyon rakamları, büyümede ikinci çeyrekten itibaren toparlanmanın başlaması, dört yıllık seçimsizlik döneminde iktidarın ekonomik politikaları hataya geçirme kararlığının artması yılın ikinci yarısı için görünümü pozitife çevirebilir. Yılın ilk çeyreği için biraz daha negatif olmamıza karşın devam eden aşırı iskontonun aşağı yönlü hareketleri sınırlayacağı kanaatindeyiz. Bu nedenle ilk çeyrekte 80-90 bin aralığındaki maliyetlerin yılın geri kalanı için oldukça iyi fırsatlar oluşturacağını düşünüyoruz. Yılın ikinci yarısında iyimserlik hakim olursa endekste 120 bin ve biraz daha üzerinin çok uzak olmadığı kanaatindeyiz.
© Tüm hakları saklıdır.