Çevre

Ekosistem ve tarım tehdit altında: Kazdağları'na yeni ihale dalgası

Çanakkale'nin Ezine, Ayvacık, Biga, Lapseki, Bozcaada, Gökçeada, Çan, Bayramiç ve Çanakkale Merkez ilçelerini kapsayan 36 farklı alan ihaleye sunulacak

14 Temmuz 2024 07:14

Türkiye'nin oksijen deposu olarak bilinen Kazdağları, madencilik faaliyetlerinin yol açığı doğa tahribalarıyla gündemdeyken, şimdi de jeotermal enerji santralleri (JES) ile tehdit altında. Çanakkale il sınırlarının onda birini kaplayacak şekilde, 124 bin 665,4 hektarlık bir alan, jeotermal kaynak arama ve işletme sahası olarak ihaleye çıkartılıyor.

Resmî Gazete'de yayımlanan kararla birlikte, Çanakkale'nin Ezine, Ayvacık, Biga, Lapseki, Bozcaada, Gökçeada, Çan, Bayramiç ve Çanakkale Merkez ilçelerini kapsayan 36 farklı alan, 24 Temmuz'da ihaleye sunulacak. İhalenin toplam bedeli 250 bin TL'den 3 milyon 330 bin TL'ye kadar değişiyor. 

TEMA Vakfı'nın 2020'de yayımladığı rapora göre, Kazdağları'ndaki madencilik faaliyetleri zaten ciddi bir ekolojik tahribata neden olmuş durumda. Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'nden (MAPEG) alınan verilere göre, Kazdağları Yöresi'nin 1 milyon 294 bin 335 hektarı madencilik ruhsatıyla kaplanmış. 

Çevresel etki değerlendirme (ÇED) raporlarına yansıyan veriler, son 10 yılda 54 enerji ve 162 maden projesinin, çevresel etkileri göz ardı edilerek "ÇED gerekli değildir" kararıyla onaylandığını gösteriyor. 

Kontrolsüz ve plansız yatırımlar

BirGün'ün aktardığına göre, Dr. Ali Burak Yener gibi uzmanlar, yapılan bu yatırımların kontrolsüz ve plansız olduğunu, özellikle Ege Bölgesi'nde jeotermal santrallerin çevreye, tarıma ve sosyal yaşama verdiği zararları vurguluyor. Dr. Yener, "YEKDEM uygulaması ile jeotermal enerji üretimi için yüksek fiyat garantisi verilmesi, şirketlerin bu alana yönelmesini teşvik ediyor. Ancak bu yatırımlar, ülkemizin enerji ihtiyacını düşündüğümüzde gereksiz kapasite artışlarına neden oluyor" diyor ve yasal düzenlemelerin çevresel ve teknik gerekliliklere uygun hale getirilmesini talep ediyor.

Çanakkale ve çevresi için planlanan bu yeni yatırımların, bölgedeki yaşam kalitesini ve doğal kaynakların sürdürülebilirliğini daha da tehlikeye atması bekleniyor. Çevre savunucuları ve yerel halk, bu projelerin iptali ve daha sıkı çevresel denetimler için mücadelelerini sürdüreceklerini belirtiyor.