Emekli Büyükelçi ve Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ümit Yardım, ABD'nin Türkiye'ye S-400'ler nedeniyle uyguladığı CAATSA yaptırımlarına ilişkin, "Bu yaptırımlar 74 yaptırımından çok daha vahim. Trump tüm dünyayı tehdit ediyor ancak Türkiye, bu şekilde iplerin kopma noktasına geldiği bir durumda hiç olmadı. ABD, Türkiye'yi mahallenin yaramaz çocuğu olarak görüyor. Türkiye, NATO bünyesinde düşman olarak tanımlanan Rusya ile ilişkiler geliştiren ülke olarak tanımlanıyor. Ancak yine de açık kapı bırakıyorlar" dedi.
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Dış İlişkiler Başkanı Ümit Yardım ve Hukukçu, öğretim görevlisi Şafak Herdem, Daktilo1984 YouTube kanalında Varsayılan Ekonomi programında Enes Özkan'a konuk oldu.
Yardım, Türkiye'nin dış politikasını eninde sonunda 'normal zemine oturtmaya' çalışacağını söylerken, "Türkiye'nin NATO'da çok önemli bir yeri var. Rusya'yı hasım ilan edilen bütün işlemlerde Türkiye'nin imzası vardır. Rusya üye ülkelere karşı hem düşmandır, hem de silah vermemelidir kararlarının altında Türkiye'nin de imzası var. Bunlar çok büyük tutarsızlıklar. Artık öyle bir hale geldi ki Tükiye bazı kararlarda hasım ilan ediliyor. Bence Türkiye'nin genel sisteminin eninde sonunda normalleştirme ve sağduyulu bir şekilde normal zemine oturtmaya çalışacağını düşünüyorum" şeklinde konuştu.
Ümit Yardım, konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı:
"Bu yaptırım konusunun çok kompleks bir konu var her bir boyutunun farklı bir özelliği var. Siyasi perspektiften bakınca, diğer unsurlardan önde. Bu yaptırım kararı sadece Türk tarihinin, NATO tarihinin, Cumhuriyet tarihinin, ABD-Türkiye ilişkileri tarihinin değişme noktasında çok önemli bir karar olmuştur. Mali hesaplar çok cüzi bir durumda kaldı. Bu çok vahim durum. NATO konusunda harekata özellikte Türkiye çok önemli noktada, AB'ye aday ülkeyiz, neredeyse ABD ile 200 yıllık ilişki var. Bu yaptırımlar 74 yaptırımından çok daha vahim. AB ile olan CAATSA problemi, Türkiye ile ilgili olan adımla hiç benzemiyor. Bu yaptırımlar doğrudan ilişkileri değiştiriyor. Trump tüm dünyayı tehdit ediyor ancak Türkiye, bu şekilde iplerin kopma noktasına geldiği bir durumda hiç olmadı. ABD, Türkiye'yi mahallenin yaramaz çocuğu olarak görüyor. Türkiye, NATO bünyesinde düşman olarak tanımlanan Rusya ile ilişkiler geliştiren ülke olarak tanımlanıyor. Ancak yine de açık kapı bırakıyorlar. NATO toplantısında bir karar alınıyor, isim verilmeden Türkiye eleştiriliyor. S-400 boyutu var, AB kararları var, Biden dönemi var. Çok üzüntü verici bir yaptırımdır.
"Doğu Akdeniz'de haklıyız ama inandıramıyoruz"
"Şu anda ABD-Türkiye ilişkileri arasında üç kademeli bir yaptırım var. Birincisi Rahip Brunson, Barış Pınarı Harekatı'na yönelik kişilere yaptırım, ikincisi 14 Aralık'ta uygulanan CAATSA yaptırımları, üçüncüsü 2021 bütçesinde olan CAATSA var. 3. daha geniş kapsamlı olabilir. 2021'de en vahimi F-35'lerin ABD savunma sanayiine devri en vahim olanlarından. Ne çektiysek günlük reaksiyonlardan dolayı çektik. Ben Biden dönemi ile ilgili olarak biraz pesimistim. Bunun sebebi hâlâ süren çok kritik noktalar. Her iki tarafın da birbirini anlayabildiğini düşünmüyorum. Biden'ın genel felsefesinde öne çıkaracağı alanlar var. Bunlar ilişkileri bozabilir. 2020 Ocak'ta Biden daha Demokrat Partinin adayı olmadan dış politikasında en önemli unsur demokrasi ve otoriterlik ilişkisi üzerinden bazı adımlar atacağını söyledi. İlk yılında da Dünya Demokrat Liderler Zirvesi toplayacağını söyledi. Bunlar CAATSA'dan daha çok Türkiye'yi zor duruma düşürür. Dış politikada karşındakini de ikna etmek önemli. Biz Doğu Akdeniz'de haklıyız ama inandıramıyoruz. Eğer Biden demokrasi üzerinden politika güderse Türkiye ile olan ilişkileri hangi noktaya koyacaktır. Burada temennimiz iyi olması ancak farklı durumda Trump'ın onaylayacağı bütçesi içindeki ağır Türkiye paragrafını da uygulayabilir.
"Türkiye'nin NATO ile ilişkisi 70 yıla yakın. Türkiye'nin çok önemli bir yeri var. Rusya'yı hasım ilan edilen bütün işlemlerde Türkiye'nin imzası vardır. Rusya üye ülkelere karşı hem düşmandır, hem de silah vermemelidir kararlarının altında Türkiye'nin de imzası var. Bunlar çok büyük tutarsızlıklar. Artık öyle bir hale geldi ki Tükiye bazı kararlarda hasım ilan ediliyor. Bence Türkiye'nin genel sisteminin eninde sonunda normalleştirme ve sağduyulu bir şekilde normal zemine oturtmaya çalışacağını düşünüyorum. Bir takım tehditvari politikalarla bu iş yürümez. Gerçekten ben Türkiye'nin bir sürü entelektüel çevrelerde basında şu soruyla muhatap olması beni çok üzüyor: Çin sizin bu sessizliğinizi nasıl satın alabildi? Bu çok üzücü."
"Yaptırımların kaldırılması çok kolay değil; Kongre'yi ikna etmeniz gerekiyor"
Şafak Herdem de konuya ilişkin söyledi:
"CAATSA'nın hukuki temelleri 2017. Bu bir program Kuzey Kore, Çin ve Rusya'ya karşı paket paket yaptırımları içeriyor. Bu tipik anlamda Amerikan yaptırım rejiminden farklı. Sizin ülkenizde yaptırıma alacağım kişiye karşı ağırlığı değişir. Normalde Covidli gibi olur ABD yaptırımları bulaşmışları doğrudan bir pakete sokar. Ancak CAATSA bu şekilde değil 'önemli işlem' statüsünde işlem yapmış olmanız gerekir. Rusya'nın savunma ve istihbarat alanında destek verenler yaptırıma alınır diyor. Önemli işlem burada Amerikan dış politikasının ihlali anlamına geliyor. İkincil yaptırım programı önemli işlem ve yaptırıma uygulanacak kişiye göre uygulanıyor. Trump bunları çok uygulamadı ancak bütçe yasasına CAATSA'yı soktular Bütçe yasasını Başkan uygulamak zorunda. Bu sebeple CAATSA'yı da uygulamak zorunda kaldı. Sadece savunma sanayii başkanları ve yöneticilerini hedef aldı ancak bununla sınırlı kaldı. Kaldırılması çok kolay değil. Kongreyi ikna etmeniz gerekiyor. Hukuki tarafı ile bugün için kaldırılması çok mümkün görünmüyor.
"Yaptırımın iki fonksiyonu vardır caydırıcılık ve sürdürülebilirlik. Bir yerde bunu uygulayabiliyorsa bir süre sonra zarar vermeye başlıyor. Türkiye'ye 2019 tarihinde bir yaptırım uygulandı ve kalktı algısı doğru değil. Trump'ın emirnamesi teknik anlamda hala yürürlükte. Bu uygulanmıyor demek hala yürürlükte olmasını kaldırılmıyor. Bu yaptırımlara ilişkin rehber düzenledi nasıl uygulanacağına ilişkin bu rehber. Siz kendi egemenlik alanınızda bunun aleyhine bir karar alsanız dahi ABD emirnamesine göre uygulanmaz dedi. Bu kendi egemenliğini sizin egemenliği üzerinizde tutuyor anlamına geliyor.
"Mutabakat 'herhangi bir ihtilaf olması durumunda mahkemeye gidemez' diyor"
"CAATSA zaten var. Önemli işlem saydığım bir işlemi bu işlem yapıldıktan sonra 180 gün içinde ABD Başkanı '12 yaptırımdan 5'ini uygulayacaksın' diyor. Yasa gereği uyguluyor. Kişisel ilişkilerden uygulamadı ancak kongre içerisinde başka dengeler oluştu. Aradan geçen süreçte (ABD Başkanlık Suriye kararnamesi) 5 tasarı daha eklendi. Bunlar içinde takvimlendirilmiş yasa taslakları duruyor. Bu kez Amerikan Kongresi, Trump'a açık kapı bırakmamak için yaptırım maddesini Bütçe kanununa ekledi.
"F-35 konusunda 2005 tarihinde 5425 sayılı yasa ile F-35 programının T.C. mevzuatında tanınmasını yarıyor. Mutabakat herhangi bir ihtilaf olması durumunda mahkemeye gidemez diyor. Sulh yoluyla halletmek zorundayız yani. Mevcut CAATSA ile ilgili olarak yaptırımın doğrudan kısıtlayıcı olmasına gerek yok. Kurumsal olarak Savunma Sanayii Başkanlığını yaptırıma aldılar hukuken altyapı olarak bunun yerine Hazine Bakanlığını da koyabilir başka bir şey de. Geçmişte birçok Avrupalı devlet satışları askıya aldı. Bugünkü koşulda önemli işlem ve bilerek yapmak, Rusya'nın istihbaratına ve savunma sanayiine ilişki içinde olmak bunları yaparsanız yine yaptırıma uygulanırsınız. Savunma sanayiine ilişkin lisanslara sivil lisanslar da geçerli."