Sakarya-Hendek’te, Büyük Coşkunlar havai fişek fabrikasındaki patlamada 7 işçi, patlamaların imha işlemi sırasında ise 3 asker hayatını kaybetti.
Art arda gelen patlamaların ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu fabrikanın çalışma ve imar izninin iptal edileceğini söyledi.
Patlamalar geride pek çok soru işareti bıraktı. 1987'den beri endüstriyel kazalarla ilgili çalışmalar yürüten Prof. Dr. Veli Deniz ise art arda gelen patlamalarla ilgili değerlendirmesinde "Fabrikada olması gerekenden çok daha fazla patlayıcı olduğu anlaşılıyor" dedi.
Patlamayı 1990'ların devlet-mafya-siyaset ilişkilerini açığa çıkaran Susurluk kazasına benzeten Prof. Deniz, ihmalleri sıraladı.
"Patlama ve yangın geçirmiş bir fabrikada yanmayan tehlikeli patlayıcıların bulundukları yerde, her depoda uzun süre soğutma işleminin yapılması gerekirdi" diyen Prof. Veli Deniz şunları aktardı:
"Teknik açıdan doğru olan, bu patlayıcıların fazla hareket ettirilmeden, özel giysili ve teknik donanımlı, konuya hakim insanlar tarafından imha edilmesidir. Patlayıcıların daha küçük ölçeklere ayrılarak imha edilmesi en uygunudur. Fabrikadaki patlama sonrası, fabrikanın depolarında olması gerekenden çok daha fazla patlayıcının olduğunu anlıyoruz. Öncelikle bu miktarların azaltılması gerekiyordu. Bu işlemler herhangi bir nedenle mümkün değilse, ancak o zaman küçük miktarlar halinde başka bir yere nakil yapılabilir. İmha işlemi disiplinlerarası uzmanlardan oluşan bir ekibin teknik değerlendirmesi sonucunda alınması gereken bir karardır. Patlamayla sonuçlanan nakil işlemini yapanların bu değerlendirmeleri yaptığı konusunda kuşkularım var. 'Yangın artığı patlayıcı malzeme' için alınması gereken önlemlerden vazgeçtim, ilgili tüzükteki taşıma için alınması gereken önlemler alınmış olsaydı bu ikinci patlama olmazdı. CHP Grup başkan Vekili ve Sakarya Milletvekili Engin Özkoç bir TV kanalında yaralı bir askerle konuştuğunu söyledi ve ondan aldığı bilgileri açıkladı. Patlayıcı malzemeleri damperli kamyonlarla taşıyorlarmış. Taşımaya anlaşılan hemen ikinci gün başlanmış, zira üç gündür sürüyormuş. Patlayan kamyonun yan kasaları açılmadığı için yetkili kişi kamyonun taş ocağındaki derin bir uçurumun kenarına geri geri getirilip, damperin kaldırılarak arka kapak açılıp malzemenin uçuruma dökülmesi talimatını vermiş. Araç geri geri yanaşmış. Damperin kasasının kaldırılmasıyla malzeme kaymaya başlayınca patlama olmuş. Patlayıcı malzeme metal üzerinde nasıl kaydırılır? Bu ne kepazeliktir! Engin Özkoç 'talimatı veren kimdi?'diye sormuş. Asker isim vermek istememiş. 'Sorumlu kişi' demiş. Anlaşılan o ki talimatı veren rütbeli biriydi. Bu patlamayla ilgili bir soruşturma başlatıldığını duymadık. Ölen askerlere “şehit” denerek olay kapatılacak gibi gözüküyor.
Bu firmaya ait patlama sonrası iktidarın firma sahibine gösterdiği ilgi ve MÜSİAD’ın verdiği yemek fotoğrafları üzerine “Hendek olayı 2020 Susurluk kazasıdır” benzetmesi yapmıştım. Nakil sırasında meydana gelen patlamayla ortaya çıkan fotoğraf da bu benzetmenin haklılığını gösteren, siyaset ve sermaye arasındaki ilişkinin ikinci perdesidir."