Fosil hammaddeden tükenmez çevre dostu enerji kaynaklarına geçmek üzere başlatılan Almanya’nın enerji dönüşümünde en küçük yerleşim birimleri, belde ve belediyeler itici gücü oluşturuyor. Yerel idarelerin enerji politikası konulu kongresini izleyen Alman Yenilenebilir Enerji Ajansı uzmanlarından Benjamin Dannemann da, DW’ye verdiği mülakatta, yüzde yüz çevre dostu enerjiye geçişe belediyelerin öncülük ettiğini söyledi.
Yenilenebilir enerji için bol rüzgâr, güneş ve biyo kütleye ihtiyaç olduğunu belirten Dannemann en geniş boş alanın bulunduğu kırlık kesimlerdeki küçük belediyelerin bu bakımdan şanslı olduğunu söyledi. Enerji dönüşümünde kimlerin girişimcilik yaptığı şeklindeki sorumuzu ise şöyle yanıtladı:
“Köy ve ilçelerde enerji kooperatifleri kuruluyor. İşe kendi beldelerinden başlıyor, okul, belediye binaları ve evlerle güneş panelleri döşeyip rüzgâr türbinleri dikiyorlar. Köylerde son derece yaygın olan enerji dönüşümüne artık orta büyüklükteki kentler ve hatta büyük şehirler de ilgi göstermeye başladı.”
Küçükten bütüne
Çevre sağlığını koruma amacıyla atılan yenilenebilir enerjiye geçiş adımları ekonomik açıdan da büyük imkânlar yaratıyor. Alman Yenilenebilir Enerji Ajansı uzmanı Dannemann dar gelirli bölgelerdeki çiftçi ve zanaatkârın kooperatif üyeliği sayesinde ikinci gelir kaynağına kavuştuğunu, belediyelerin teşvik verecek duruma geldiğini ve yerinde katma değer yaratmanın küçük yerleşim birimleri için son derece önemli olduğunu söyledi.
Benjamin Dannemann yaratılan katma değerin hacmiyle ilgili tahminlerini ise şöyle sıraladı:
“Geçen yıl Almanya’da yenilenebilir enerjiler sayesinde 16 milyar Euro’luk katma değer yaratıldı. Bu branşta çalışanların sayısı arttı. Daha önce doğalgaz ve akaryakıt gibi fosil yakıtlara ödenen para da dışarıya gitmemiş oldu.”
Küçük beldelerin enerji dönüşümündeki bir diğer avantajı da, belde sakinlerinin doğrudan belediye başkanıyla konuşup ortak enerji politikası belirleyebilmeleri. Böylece bütün kamu binalarıyla evlerin çatılarına güneş panelleri döşenebiliyor, halkın elektrik ve uzaktan ısınma ihtiyacı belediye tarafından karışlanabiliyor. Bütün enerji ihtiyacı yerel kaynaklardan karşılanabiliyor ve belediyeler boş alanların değerlendirilmesinden yetkili olduğundan, biyo kütle santralleriyle rüzgâr türbinlerine uygun arsa ayrılabiliyor.
Yüzde yüz yeşil enerji hayal değil
Yenilenebilir Eenerji Ajansı uzmanı Dannemann yerel iklim korumanın milli iklim korumaya olan katkısı nedeniyle bu alanda başarılı olan beldelerin ödüllendirilmesinin ilgiyi arttırdığını sözlerine ekledi.
“Kendi imkânlarıyla enerji dönüşümünü gerçekleştiren belediyeler bütün dünyaya örnek oluyor. Diğer Avrupa ülkeleriyle, ABD, Çin, Güney Amerika ve Afrika’dan gelen uzmanlar başarının sırrını öğrenmeye ve çevre dostu beldelerin tecrübelerinden yararlanmaya çalışıyorlar.”
Almanya’daki birçok belde ihtiyacından fazla yeşil elektrik üretiyor. Isınma ihtiyacını da yüzde yüz oranında karşılayabilen belediyeler var. Bir sonraki adım, ulaştırmada da yenilenebilir enerjilere geçiş olacak. Uzmanların tahminlerine göre 2030 yılına kadar Almanya’daki belediyelerin büyük bölümü yüzde yüz yeşil enerjiye geçişi başarmış olacak.
Almanya’daki yerel idarelerin temsilcileri de düzenli olarak bir araya gelip görüş alışverişinde bulunuyor ve çevre dostu enerji ikmalini sürdürebilir kılmak için neler yapılabileceğini birlikte araştırıyorlar. Bilimci ve mühendisler de teknolojideki son yenilikler hakkında onlara bilgi veriyorlar.
Yüzde yüz çevre dostu enerjiye geçişin mümkün olduğu yerel düzeyde kanıtlandı. Küçük yerleşim birimlerinin öncülüğünde kazanılan bu başarı, Almanya’nın iddialı enerji dönüşümünü pekâlâ başarabileceğini gösteriyor.
