Londra Imperial College bünyesindeki Grantham Ensitüsü'nün ve Karbon Takip İnsiyatifi'nin yayınlamış olduğu güncel bir rapora göre, iklim konusunda haberler iyi. Rapora göre, küresel ısınma konusunda tahmin edilenden daha kısa bir sürede yavaşlama gözlenmiş. Bu konuda bilim insanları farklı senaryolar üzerinden yürüttükleri çalışmalarla güneş enerjisi maliyetleri, pil fiyatlarındaki düşüş ve buna bağlı olarak elektrikli arabaların iklim hedeflerine ulaşmada ne gibi gelişmeler sağlayabileceğini araştırıyorlar.
Bilim insanları bu teknolojilerin sebep olduğu değişimin küresel enerji üretiminde yenilikçi ve başarı şansı yüksek sonuçlar doğurabileceğini ifade ediyor. Bu teknolojiler bilim insanlarına göre elektrik sektörüne ve karayolu araçlarına karbondioksit oranı düşük enerji tedariği noktasında köklü değişiklikler sağlayabilmek için kilit rolde. Yapılan araştırmalarda bilim insanları ayrıca küresel iklim anlaşması yoluyla sağlanmış olan politik gelişmeleri de hesaba katıyor. Ülkelerin anlaşma yoluyla daha az karbondioksit salınımı konusundaki taahhütleri de iklim dostu enerji üretimine yönelimi hızlandırıyor.
Daha fazla güneş enerjisi ve elektrikli otomobiller
Yayınlanan rapora göre, geçtiğimiz 7 sene içinde güneş enerjisinin maliyeti yüzde 85 oranında düştü. Maliyetin daha da düşmesi bekleniyor. Bilim adamlarına göre 2040 yılına kadar güneş enerjisinin küresel enerji ihtiyacının yüzde 23'ünü karşılayabileceği tahmin ediliyor. Bu oranın 2050 yılında yüzde 29'a çıkması bekleniyor. Kurulu güneş enerjisi modullerinin ürettiği enerjinin 10 bin gigavatın üstünde olacağı tahmin ediliyor. Bu rakam bugünkü üretimin 30 kat daha fazlası.
Aynı şekilde düşen akü fiyatları dolayısıyla araştırmacılar trafikte elektrikli araç kullanımında köklü değişiklikler bekliyor. Şu an elektrikli araçların maliyeti halen yüksek. 2008-2015 arasında akü fiyatları yüzde 73 oranında düştü. Elektrikli otomobil üreticisi Tesla 2020 yılına kadar akü fiyatlarında yüzde 60'lara varan bir düşüş bekliyor.
Bunun sonucunda elektrikli arabalar yanmalı motorlu araçlara kıyasla fiyat açısından daha cazip bir hale gelerek geleneksel arabaları pazar dışına itmesi bekleniyor. Rapora göre, 2035 yılında satılan araçların üçte biri sadece elektrikle çalışan otomobiller olacak. Bu oran 2040'ta yarı yarıya ulaşırken, 2050'de üçte ikiden fazla olacak.
İklimin korunmasında olumlu eğilim
Bilim insanları yürütmüş olduklar araştırmalarda, fotovoltaik ve akülerin düşen fiyatlarının muhtemel etkilerinin ne olduğunu, güneş enerjisine ve elektrikli araçlara yönelen talebin küresel kömür, petrol ve gaz talebini nasıl etkileyeceği ve küresel enerji tüketimi ile iklim anlaşmasının ne gibi rolleri olduğu araştırıyor.
Hazırlanan interaktif bir grafikle farklı değişkenlerin iklim, enerji ve araba endüstrisi üzerindeki etkilerinin ne olduğu gösteriliyor. En iyimser senaryoya göre dünya çapındaki kömür tüketimi 2020 ile 2040 yılları arasında yüzde 60 oranında düşecek. Petrol tüketimi 2030 yılından itibaren her sene yüzde birlik bir düşüş bekleniyor. Benzer bir düşüş 2040 yılından itibaren doğal gaz için de bekleniyor. Buna göre 21. yy sonunda küresel ısınma ortalama 2,3 derece olacak.
Politikacıların iklim korumasına ilişkin gönülsüz davranmaları ve güneş enerjisi panellerinin ve e-otomobillerin fiyatlarının yüksek olması ihtimaline dayanan daha kötümser senaryoya göre küresel kömür ve petrol tüketimi 2030'dan itibaren cüzi bir düşüş sergileyecek ve gaz tüketimi artacak. Bu senaryoya göre küresel ısınma 21. yy sonunda 3,6 derece olacak.
Küresel iklim anlaşmasına taraf devletlerin taahhütlerini yerine getirmesi ihtimalinde ve güneş enerjisi ve e-otomobillerin fiyatlarında düşüş olmaması durumunda 2100'e kadar 3,6 derece daha ısınacak.
Güneş enerjisi ve e-otomobiller yıkıcı teknolojiler midir?
Güneş enerjisi ve e-otomobillerin kullanımı şu anda çok yaygın değil. Küresel enerji üretiminde güneş enerjisinin oranı yüzde 2'nin altında bu oran e-otomobillerde yüzde 1'den daha az.
Yıkıcı teknoloji tabiri geliştirilen ancak beklenmedik gelişmelere sebep olup, mevcut teknolojilerin tamamen yerine geçebilecek teknolojiler için kullanılıyor. Analog kameraları kullanımdan kaldıran dijital kameralar, tüplü televizyonların yerine geçen lcd ekran televizyonlar, dokunmatik ekranlı akıllı telefonlar ve atların yerine geçen arabalar bunlardan birkaçı.
"Umulmayanı bekle, düşük karbon teknolojilerinin yıkıcı gücü” adlı çalışmada yazarlar küresel enerji dünyasının eşiğinde durduğu değişiklikleri gösteriyorlar. "Enerji sektörün artık eskisi gibi değil” diyor Karbon Takip İnsiyatifi araştırma direktörü James Leaton. Bu sebeple eski senaryoların da değiştirilmesi gerektiğini ifade ediyor. Leaton bazı karbon içermeyen teknolojilerin birçok şirketin beklediğinden çok daha erken etkisini gösterdiğini gösteriyor.
Raporun özeti bu yüzden "umulmayanı bekle”. Geleceği daha iyi gören politikalar, bilim, endüstri ve yatırımlar yapılması tavsiye ediliyor. Yıkıcı teknolojiler sebebiyle fosil yakıtlar yüzde 10'luk bir pazar kaybı yaşayabilir ve bu da bir çok şirket için sonun başlangıcı anlamına geliyor.
Verilere göre, enerji pazarındaki yüzde 10'luk bir kayıp ABD kömür madenciliğinde bir çöküşe sebep olabilir. Ayrıca Avrupa'daki beş büyük üretim şirketi de 2008'den 2013'e kadar olan süre içinde 100 milyar eurodan fazla zarar etti. Bunun sebebi yenilenebilir enerji sektöründeki büyümeyi önceden görememiş olmaları sebebiyle hazırlıksız yakalanmaları.
© Deutsche Welle Türkçe
Gero Reuter