EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz 12. Cumhurbaşkanı seçilen Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “paralel yapı” dediği Gülen cemaati tarafından dinlendiği iddialarıyla ilgili olarak, “Akaryakıta ilave edilecek olan ve ‘tanımlayıcı katkı’ anlamına gelen marker ihalesi yapılıyordu. Bu kaçak akaryakıtı önlemeyi amaçlayan milli bir projeydi. Projeyi İsrail fonlarıyla bağlantılı Global Fluids International kazandı. Milli bir işin yabancıların eline geçmesini istemediğim için itiraz ettim. İşin milli kuruluşumuz TÜBİTAK tarafından yapılması için çok mücadele ettim. Dördüncü ihale sonrasında başarılı olduk. Şirket bir yükümünü yerine getirmeyince ihaleyi iptal ettik” dedi.
“İsrail uzantılı şirketin marker ihalesini iptal ettirince üzerime geldiler. Üst üste tarihleri koyunca insan paralel yapının kime çalıştığı konusunu düşünmeden edemiyor” diyen Yılmaz, “Rahat hareket ettirmeyince de beni dinlediler, farklı metodları kullandılar” ifadelerini kullandı.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) yöneticilerinin dinlendiği iddialarıyla ilgili başkan Mustafa Yılmaz ilk kez konuştu. Yılmaz, “kurulda üye olduktan sonra paralel yapının kendisiyle ilgili basın yoluyla karalama kampanyası başlattığını ve kamu gücüyle kurumun elemanlarına kişisel denetimler yaptırarak üzerinde baskı kurulduğunu” belirtti. Dinlemelerin arkasında paralel yapının olduğunu söyleyen Yılmaz, açıklamalarda bulundu:
Sizi ve eşinizi neden dinlediler?
Kurulda ikinci başkanlık görevine gelmeden önce paralel yapının gazeteleri hakkımda karalama kampanyalarına başladı. Özellikle "üye" olarak kurula gelmeden önce avukatlık yaptığım dönemi araştırdılar. Eşimin eczanesine dahi gidip bir şeyler bulmaya çalıştılar.
Neleri araştırmışlar?
EPDK'da 9 kişilik kurul var ve kararları kurul oy çokluğuyla alır. Kurulun aldığı kararları sanki ben yapıyormuşum gibi algı oluşturdular. El insaf... Sanki kurulda bir tek benim oyum mu var? Denetmenler kurumla değil uçak biletlerimden, misafirhane ücretlerime kadar her şeyle ilgilendiler.
Sizinle bayağı uğraştılar yani...
Akaryakıta ilave edilecek olan ve "tanımlayıcı katkı" anlamına gelen marker ihalesi yapılıyordu. Bu kaçak akaryakıtı önlemeyi amaçlayan milli bir projeydi. Projeyi İsrail fonlarıyla bağlantılı Global Fluids International kazandı. Milli bir işin yabancıların eline geçmesini istemediğim için itiraz ettim. İşin milli kuruluşumuz TÜBİTAK tarafından yapılması için çok mücadele ettim. Dördüncü ihale sonrasında başarılı olduk. Şirket bir yükümünü yerine getirmeyince ihaleyi iptal ettik. Şu anda "marker"ı bu şirket değil TÜBİTAK yapıyor. İsrail uzantılı şirketin marker ihalesini iptal ettirince üzerime geldiler. Üst üste tarihleri koyunca insan paralel yapının kime çalıştığı konusunu düşünmeden edemiyor.
Adamlarıyla kurumda aktif olmak istediler
Neden sizi bu kadar engellemeye çalıştılar ?
Paralel yapıdan kişilerin atanmasına engel olduğumu düşündükleri için beni hedef seçtiler. Bu süreçte imalı tehditlerde bulundular.
Nereleri istediler?
Enerji, kritik bir sektör. EPDK da piyasayı denetliyor. Burada, kendi adamlarıyla aktif olmak istediler. Amaçladıklarını yapamayınca, bana gelip "Kalbinizi kırdık ama sizde bize yardımcı olun" dediler. Bazı isimleri daire başkanı yapmamı istediler. İsimleri kontrol ettim, bunlar deveyi yok ederler. Kovdum. Kritik yerlere adamlarını atamayınca dinlemişler.
150 milyarlık piyasayı ele geçirmek istiyorlar
EPDK paralel için neden bu kadar önemli?
Paralel yapı bir yeri ele geçirip oranın nimetlerinden faydalanmak istiyor. Bu nedenle burası onlar için çok önemli.12 yılda elektrik üretiminden dağıtımına, iletimine kadar tüm enerji sektörüne yapılan yatırım 150 milyara ulaştı. Sektör yıllık yüzde 5-6 büyüyor. 2002'de başlayan AK Parti döneminde enerjide serbest piyasayı öne çıkardık. Yani geçmişte kamunun yapması gereken yatırımları özel sektör yapmaya başladı. Bu sayede 150 milyarlık yatırımın çok büyük kısmı özel sektör eliyle oldu. Devlette enerjiye harcayacağı bu parayı sağlık, eğitim ve ulaştırma gibi alanlara yatırarak büyük bir reformu gerçekleştirdi.
Yatırımlar devam edecek mi?
Artan talebi karşılamak amacıyla önümüzdeki 10 yılda yani 2023 vizyonunu gerçekleştirmek amacıyla enerji sektörüne en az 120 milyar dolar yatırım yapılacak. Niyetleri kötü, burayı elde edip kontrol etmek istediler. Rahat hareket ettirmeyince de beni dinlediler, farklı metodları kullandılar. Enerji sektörü altın çağını yaşıyor. Eskiden en basit doğalgaz santral yatırımları bir Hazine garantisi ile fahiş fiyatlarla yapılıyordu. Şimdi yılda 5 milyar dolarlık yatırım devlet garantisi olmadan yapılıyor.
Geçmişim didik didik edildi
Denetmenler araştırmayı nereye vardırmış?
2004 yılında EPDK'ya "üye" olarak atanmadan önce avukatlık yaptığım döneme ait bilgileri didik didik etmişler. Danışmanlık yaptığım birini telefonla arayarak, "Mustafa Yılmaz'a yaptığınız ödemelerin dökümünü verir misiniz?" demişler. Tabii bunu yaptıklarında ben avukatlığı bırakalı 5-6 yıl olmuş. Vergi borcum filan yok. Maliye'den olsalar bile 5 yıllık zaman aşımına girer. Sonra bu bilgiyi soran kişinin ismini öğrendim. Maalesef bizi denetime gelen personelden biriymiş. En kötüsü de tüm bu baskıları ve araştırmaları kamu gücünü kullanarak yapmışlar.
Üç kez dinleme yapmışlar
Dinlediklerinin farkında mıydınız?
Bunları daha sonradan öğrendik. 2009'da enerji casusluğu, 2011'de çete, 2013'te Selam Tevhid nedeniyle dinlediler. Çoğu dinlemeyi usulsüz gerçekleştirmişler. İstanbul'da evimin önünde 10 gün kapalı kasası olan bir kamyoneti park ederek teknik takip yapıyorlarmış.