Gündem

Erdoğan tutuklu 28 Şubat generallerinin cezalarını kaldırdı: Gerekçe Adli Tıp'ın 'sürekli hastalık' ve 'bunama' raporları

Yeni dönemi 'siyasette yumuşama' diye nitelendiren Erdoğan'ın, 28 Şubat hükümlüsü generalleri de gündeme getiren Özel'e “Ben o konuda talimat vermiştim" dediği konuşuluyordu

17 Mayıs 2024 00:11

T24 Haber Merkezi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Şubat davasından ceza alan Çevik Bir, Çetin Doğan, Erol Özkasnak, Fevzi Türkeri ve Yıldırım Türker'in de aralarında olduğu generallerin kalan cezalarını kaldırdı. Karara, Adli Tıp'ın generallerin 'sürekli hastalık' ve 'bunama' raporları gerekçe gösterildi. Generallerin bir an önce cezaevinden tahliye edilmesi beklenirken, Erdoğan ise 28 Şubat kararına, Kobani davasında ceza kararı çıktığı gün imza atmış oldu. 

Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan imzalı karara göre, 28 Şubat hükümlüsü dönemin Genelkurmay Harekat Başkanı emekli Orgeneral Çetin Doğan (83) ile Emekli Org. Fevzi Türkeri (82), Emekli Korgeneral  Yıldırım Türker (82), Emekli Tümgeneral Cevat Temel Özkaynak (78), emekli orgeneral Çevik Bir (85), Emekli Tümgeneral Erol Özkasnak (77) ve Aydan Erol'un kalan cezaları kaldırıldı. Karara, Adli Tıp'ın generallerin 'sürekli hastalık' ve 'bunama' raporları gerekçe gösterildi. 

Kararda, "Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini cebren iskat veya vazife görmekten cebren men etmek suçundan Ankara 5 inci Ağır Ceza Mahkemesinin 13/4/2018 tarihli ve E:2014/144, K:2018/248 sayılı kararıyla müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilen..." ifadeleri yer aldı.

İsmail Hakkı Karadayı temyiz sürecinde hayatını kaybetti

Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi, 28 Şubat davasında müebbet hapis cezası alan, aralarında Çevik Bir ile Çetin Doğan'ın da bulunduğu 14 sanık hakkında 2021 yılında tutuklama kararı verilmişti; Yargıtay'da cezası kesinleşen 14 emekli general cezaevine gönderilmişti. 85 yaşındaki emekli orgeneral Çevik Bir, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın verdiği İnfazın Durdurulması Kararı ile Cezaevinden tahliye olmuştu. Davada bir numaralı sanık olan dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ise davada henüz temyiz süreci devam ederken 2020'de hayatını kaybetmişti. 

Erdoğan'ın kararı, toplamda 407 yıl 7 ay hapis cezası verilen Kobani davası sonuçlandıktan sonra gece yarısı yayımlandı. 

"Ben o konuda talimat verdim"

Generallerin olası tahliyesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel 'in 2 Mayıs'taki görüşmesinden beri gündemdeydi. Erdoğan'ın yeni bir dönemin başladığını söyleyerek “siyasette yumuşama” diye ifade ettiği görüşmede, Özel 28 Şubat hükümlüsü generalleri de gündeme getirmişti. Kulislere göre, Özel konuyu açtığında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, “Ben zaten o konuda talimat vermiştim, değerlendiririz" dedi.

Özel'den ilk yorum

Özel ise kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından yaptığı ilk açıklamada, "İleri derecede hastalıkları bulunan hükümlü generaller Çetin Doğan, Çevik Bir, Fevzi Türkeri, Yıldırım Türker, Cevat Temel Özkaynak ve Erol Özkasnak'ın cezalarının kaldırılma kararları gecikmiş ama doğru bir adımdır. Ailelerinin gözü aydın" dedi.

Generallerin durumu ve dava süreci

BBC Türkçe'de yer alan habere göre, 2 Eylül 2013'te başlayan 28 Şubat davasında 103 sanık, 28 Şubat sürecinde "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren devirmeye, düşürmeye iştirak"la suçlandı.

Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi, Nisan 2018'de 103 sanıktan 21'i hakkında müebbet hapis cezası verdi. 68 sanık beraat etti. 10 sanık için zaman aşımının dolması, 4 sanık için de hayatlarını kaybetmiş olmaları nedeniyle dava düşürüldü. 1 numaralı sanık olan dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, 26 Mayıs 2020'de temyiz süreci devam ederken hayatını kaybetti.

Yargıtay 9 Temmuz 2021'de 14 sanık (Ahmet Çörekçi, Aydan Erol, Cevat Temel Özkaynak, Çetin Doğan, Çetin Saner, Çevik Bir, Erol Özkasnak, Fevzi Türkeri, Hakkı Kılınç, İdris Koralp, İlhan Kılıç, Kenan Deniz, Vural Avar ve Yıldırım Türker) hakkında verilen müebbet hapis cezalarını onadı.

Davada hüküm giyen emekli generallerin rütbeleri Genelkurmay Başkanlığı'nın kararıyla söküldü. Vural Avar, 22 Aralık 2022'de tutuklu bulunduğu Sincan Cezaevi'nde demans hastalığı nedeniyle hayatını kaybetti.

Çevik Bir, Çetin Saner ve Aydan Erol'dan sonra bu ay Hakkı Kılınç da sağlık sorunları nedeniyle tahliye edilmişti. Orgeneral İlhan Kılıç ile eski Tümgeneral Kenan Deniz'ın cezaları da Ocak 2023'te yine sağlık nedenleriyle Cumhurbaşkanı Kararı ile kaldırıldı.

85 yaşındaki emekli orgeneral Çevik Bir ise "ileri derecede demans hastası" olması nedeniyle 2022'de cezaevinden tahliye edilmişti.

Son olarak Çetin Doğan'ın eşi Nilgül Doğan, İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinin 5 Nisan 2023 tarihinde Çetin Doğan'ın 'sürekli hastalık ve kocama' durumu ile ilgili verdiği detaylı raporun, diğer sağlık raporlarıyla birlikte yaklaşık bir yıl önce Adalet Bakanlığı tarafından işleme konulması için Cumhurbaşkanlığına sunulduğunu, ancak 'cezanın kaldırılması' işlemleri oldukça kısa sürede tamamlanmasına rağmen, eşiyle beraber 28 Şubat davası hükümlüsü 5 komutan için söz konusu sürecin askıya alındığını açıklamıştı.

28 Şubat sürecinde neler yaşanmıştı?

BBC Türkçe'nin haberine göre, Türkiye'de 28 Haziran 1996'da Refah Partisi (RP) ile Doğru Yol Partisi'nin (DYP) Necmettin Erbakan başbakanlığında kurduğu koalisyon hükümetiyle başlayan "irtica" gerginliği artmaya başlamıştı.

Başbakan Erbakan'ın 6 Ekim'de Libya'ya yaptığı ziyaret sırasında Muammer Kaddafi'nin Türkiye'ye yönelik sert sözlerine sessiz kalması; 11 Ocak 1997'de tarikat şeyhlerine resmi konutunda iftar yemeği vermesi; 31 Ocak'ta Sincan Belediyesi'nin düzenlediği ve cihat oyununun oynandığı Kudüs Gecesi, ardından Aczimendilerin Ankara'da bir başka grubun da İstanbul'da "şeriat isteriz" sloganlarıyla düzenlediği eylemler Türkiye'nin laik yapısıyla ilgili endişelerin artmasına yol açtı.

28 Şubat 1997 tarihindeki Milli Güvenlik Kurulu toplantısı bu koşullar altında yapıldı.

MGK bildirisinde laikliğin Türkiye'de demokrasi ve hukukun teminatı olduğu vurgulanırken, hükümetten aralarında 8 yıllık kesintisiz eğitime geçilmesi, tarikatlara bağlı okulların Milli Eğitim Bakanlığı'na devredilmesi, Kuran kurslarının denetlenmesi ve kılık-kıyafet kanunun uyulmasını da içeren bir dizi eylemi hayata geçirmesi istendi.

Bu toplantıdan birkaç ay sonra RP hakkında "laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu" gerekçesiyle kapatma davası açıldı.

Bu dönemde Genelkurmay Karargahı'na davet edilen gazetecilere, yargı mensuplarına ve üst düzey bürokratlara komuta kademesi tarafından "irtica tehdidine karşı brifingler" verildi.

Türkiye'de 1997 yılında yaşananlar bazıları için ordunun doğrudan siyasete müdahalesi, bir başka kesim için ise laikliğin kurtarılması için yapılmış gerekli bir hamle olarak görülüyor.