Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, 'Fidanlar Fidanlarla Büyüyor' programında konuştu. Erdoğan, "16 yılda 4 milyar 70 milyon adet fidan diktik. İnşallah bu rakamı 7 milyara çıkartmayı hedefliyoruz" dedi.
Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
"Ülke genelinde yeni bir fidan dikim seferberliği başlatıyoruz. Hayata geçirilen bu proje sayesinde 81 vilayetimizin tamamında 10 milyon fidan okul çağındaki evlatlarımız adına toprakla buluşuyor. Hayırlı olsun.
Böylece her öğrencimizin bir fidanı olması sağlanıyor. Bu fidanlar evlatlarımızla beraber büyüyecek, onlarla beraber gelişecek. Çocuklarımızın yaşları ilerledikçe, fidanların kökleri toprağa, boyları göğe doğru yükselecek. Bu projenin, çocuklarımıza tabiata sahip çıkma bilincini de aşılayacağına inanıyorum. Tüm bakanlıklarımıza, kurumlarımıza, öğretmen ve öğrencilerimize şükranlarımı sunuyorum.
Geride bıraktığımız son 2 asra baktığımızda insanın toprakla, tabiatla, çevresiyle, içinde yaşadığı toplumla ve bizati kendisiyle kurduğu ilişkinin mahiyetinde büyük bir değişim yaşandığını görüyoruz. Sanayileşme ve modern teknoloji, hiç olmadığı kadar insana güç vermiş, tabiata müdahale etme imkanı tanımıştır. Modern teknoloji ile aşılmaz denilen dağlar aşılmış, uzaklar yakın hale gelmiştir.
Bu yeni durum, modern insanın tabiatla geliştirdiği ilişkinin de kopmasına sebep olmuştur. Tabiat insanın gözünde artık şahsiyetini kaybetmiş, yaradanın hayatını idame ettirmek için kendisine verdiği bir emanet olmaktan çıkmıştır.
Kimi batılı yazarlar yaşanan bu anlam kaybını, "tabiat artık bir mabet değil bir fabrikadır" diye açıklıyorlar. Oysa, tabiat insanın evi, vatanı, hatta İbni Arabi'ye göre insanın anasıdır. Biz de bunun için toprağa 'toprak ana' diyoruz. İslam düşüncesinde tabiat şahsiyet sahibi Allah'ın yarattığı her şey gibi insana emanet edilmiş bir varlıktır.
Denizlerimiz kirlenirken, göllerimiz derelerimiz kuruma tehdidiyle karşı karşıya kalıyor. Dünya genelinde orman daha da azalıyor. Bakınız bugün çatışma ve savaşlardan sonra insanları yerlerini terk etmeye zorlayan sebeplerin başında çölleşme sorunu geliyor. Her yıl insanlık olarak 10 milyon hektardan fazla tarım arazisini kaybediyor, 5 milyon orman arazisini de tahrip ediyoruz. Yaklaşık 1 milyar insan yeterli beslenemiyor. Çok daha vahimi, yanlış toprak kullanımı nedeniyle 2035 yılına kadar küresel gıda üretiminin yüzde 12 azalması bekleniyor.
Kutuplardaki buzulların hızla erimeye başlaması tüm insanlığı tehdit eden çevre sorunlarının habercisi olarak görülüyor. Şu an öyle bir büyüme stratejisi hakim ki bir ülkenin refahı, diğer ülkenin sefaletine dayanıyor. Batıda birileri lüks içinde yaşarken, milyarlarca insan canı, kanı ve sömürülen emeğiyle bu refahın bedelini ödüyor.
Kimi ülkeler refahlarına refah katarken, Somali'nin nehirleri kuruyor. Doğru düzgün hiçbir yer altı kaynağı olmayan devletler zenginleşirken, altın, elmas ve petrol rezervlerinin üzerinde yaşayan insanlar evlerine ekmek dahi götüremiyor.
Batıdaki zengin yatlarına, spor arabalarına petrol taşıyan tankerlerin verdiği zararı, en çok çocuklarına rızk arayan Afrikalı balıkçılar hissediyor. Şu gerçeği artık hepimiz çok iyi kavramak zorundayız. Şayet önlem almazsak, şimdiden adım atmazsak, ilerde çocuklarımız çok daha büyük sorunlarla karşı karşıya kalacak. Tabiata, çevreye, hayata dair bakış açımızı düzeltmezsek, bu dünya maalesef yaşanılır bir yer olmaktan tamamen çıkacaktır.
O meşhur Kızılderili sözünde dediği gibi "Bütün ağaçlar kesildiğinde, bütün hayvanlar avlandığına, hava solunamaz hale geldiğinde işte o zaman paranın yenilebilir bir şey olmadığını anlayacaksınız.
Biliyorum yoruldunuz. Bugün olduğu gibi elinizdeki bir fidanı dahi dikin. İşte ümmetiyle birlikte tüm insanlığa da son derece önemli bir miras bıraktı. Bizler de son 16 yılda ülkemizin orman varlığını güçlendirmek, sizlere daha güzel bir Türkiye bırakmak için yoğun çaba sarf ettik.
Gezi olaylarında, çevreyi istismar etmek yerine ülkemize hizmet ettik. 21 milyon olan orman varlığımızı, bugün 22,3 milyon hektara ulaştırdık. Tabiat parkı sayımız 16'dan 243'e yükseldi. İlk defa bizim dönemimizde bal ve şehir ormanları kurduk.
16 yılda 4 milyar 70 milyon adet fidan diktik. İnşallah bu rakamı 7 milyara çıkartmayı hedefliyoruz. Sadece yeryüzündeki çölleşmeyle ilgili değil zihinlerdeki çölleşmeyle de mücadele ediyoruz. Denizlere, göllere ve barajlara erozyonla taşınan toprak miktarı 500 milyon ton iken, yaptığımız çalışmalarla bunu 154 milyon tona düşürdük.
Türkiye erozyonla mücadelede dünya lideri. Ve orman alanını artıran nadir ülkelerden biridir.