Karar yazarı Akif Beki, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın her balkon konuşmasında "Seçim meydanlarındaki suçlamalar seçim öncesinde kalır” dediğini, havayı rahatlattığını ve temiz bir sayfa açtığını yazdı. Beki, "Muhalefet yenerse o yeni sayfa bu kez açılmayacak mı" ifadesini kullanarak, "Seçim atışmaları olduğu gibi seçim sonrasına mı taşınacak?" diye sordu.
Beki'nin, "Kazanmazlarsa terörist değiller mi?" başlığıyla (27 Mart 2019) yayımlanan yazısı şöyle:
İktidar medyasında, yönetimi sandıkta devirmeye çalışmayı suç gibi gösteren herzevekil çığırtkanlıkları işitiliyor. Güya savundukları milli iradeye ve AK Parti’nin demokratikleşme mirasına daha büyük haksızlık yapılamazdı.
“YSK’dan bana ne, kazansınlar da göreyim” resti çekildi mi, çekildi.
“Seçilseler de başkanlık yaptırılmayacak” zıtlaşması körüklendi mi, körüklendi.
“Kusura bakmasınlar, biz bu belediyeleri teröristlere yönettirmeyiz” köpürtmeleri pompalandı mı, pompalandı.
300 küsur kişilik kara liste yayınlandı, gazeteler iktidar ağzıyla “İşte İYİ Parti, CHP ve Saadet’in PKK bağlantılı adayları” diye başlıklar attı, üstüne “oyun bitti, tiyatro bitti” lafları çakıldı, bunların hukuki değer taşımayan istihbarat fişleri olduğu anlaşıldı, AK Parti’den CHP’ye geçenler dahi ‘terörist’ yaftasından kurtulamazken HDP’den AK Parti’ye geçen muadillerin korunduğu görüldü ve bu yargısız eleme, çifte standart örneği olarak tarihe geçti mi, geçti.
Gerçi, 28 Şubat’ın ‘sakıncalı piyade’lerinden şanslı bugün afişe edilenler. Askeri vesayet tarafından düzmece itirafnamelerle hedefleştirilmiş, yargısız infaz edilmişti onlar. PKK’dan para ve emir alıyorlar, irtibatlılar diye gazeteciler, kanaat önderleri resmi görünümlü sahte evrakla andıçlanmışlardı.
Bugünkü fişler sahte izlenimi vermiyor ama ifşası suç olan kişisel verilere giriyor. Ve bizzat AK Parti’nin reformlarıyla tutulmaları, işlenmeleri, servis edilerek açıklanmaları yasak kapsamında.
İşleme konmayan ve suç içermeyen gizli istihbarat bilgileri, belge süsü verilerek kimsenin aleyhinde kullanılmayacaktı. Yasal dinleme kayıtları dahi suç yoksa arşivlenmeyip silinecek, kanuni izleme verileri bile dosyalanmayıp imha edilecekti.
Soru şu; yok edildi sanılan 60 yıllık takip notları nasıl oldu da saklanıp hini hacette ortaya çıkarıldı ve siyasi mücadelede kullanıma sunuldu? Suç unsuru içeriyordularsa 60 yıl niye beklendi, yargıya intikal ettirilmedi de neden şimdi zulayı patlatmak akla geldi? Terörle mücadele gereği yapıldıysa, siyasi geçmiş ve adli sabıka bakımından sicilleri benzeyen Cumhur İttifakı adaylarına niye torpil geçildi, hangi kritere göre ayıklandılar?
Seçilmeleri halinde bu 300 kişinin yargıda kovalanacakları, hatta idari tasarrufla açığa alınarak başkanlıktan ve meclis üyeliklerinden düşürülecekleri, günlerinin de gösterileceği propagandasına abanıldı mı, abanıldı.
Neden seçimden sonra, niye önce harekete geçilmedi? Madem teröristtiler, nasıl oldu da adaylık şartları açısından yeterlilikleri onaylandı? GBT’nin sistem açığı ya da arızasıyla açıklanabilir mi böyle bir fire, YSK niçin bir engel görmedi?
Elekten deve mi geçti, yoksa CHP’li Haluk Koç haklı mı; seçime girmek serbest ama seçimi kazanmak yasak mı?
Yani kazanmazlarsa o fişlerde bir suç yok. Fakat kazanırlarsa mı sorun olacak, kanunu ihlal etmiş sayılacak, tanınan seçilme hakları iptal edilecek ve suçlu muamelesi çekilecek?...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her balkon konuşmasında “Seçim meydanlarındaki suçlamalar seçim öncesinde kalır” der ve havayı rahatlatır, temiz bir sayfa açardı.
Muhalefet yenilirse açılacak da, yenerse o yeni sayfa bu kez açılmayacak mı, seçim atışmaları olduğu gibi seçim sonrasına mı taşınacak?
Yetkili söylemlerinin vur dediğini, hızını alamayıp öldürüyor medya gayretkeşlikleri.
Madem iktidarı yerelde bile değiştirmek teklif dahi edilemez, bu darbe kumpası ve terör suçuyla eşdeğerdir...Ne diye sandık kurup göstermelik seçim yapıyoruz, demokrasi tiyatrosu mu oynuyoruz deme kozu vermiyorlar mı muhalefete?
Yaydıkları mesaj kirliliğini düzeltmek için henüz birkaç günleri var, umarım düzeltirler.