İngiltere ziyareti öncesi BBC'nin Hard Talk programına katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 24 Haziran'da düzenlenecek erken seçimlerle ilgili "Kim kazanırsa saygı duyarız" dedi.
BBC'den Zeinab Badawi'nin soruları yanıtlayan Erdoğan, amacın "Türkiye'yi dünya ekonomisi içinde ilk 10'a sokmak" olduğunu belirtip "Suriye'deki ve Türkiye'deki Kürtlerle aramız hiç olmadığı kadar iyi" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BBC'ye Londra ziyaretinin sebebini şu şekilde açıkladı:
"Söz verdim. Seçim kampanyası olduğu halde iptal etme yoluna gitmedim. Çünkü gerek Kraliçe'yle gerek May'le (İngiltere Başbakanı Theresa May) gerek Johnson'la (İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson) hepsiyle görüşmeleri yapacağız. Başka görüşmelerimiz de olacak. Bunun yanı sıra İngiltere ve Türkiye arasında ikili ticari ilişkileri gözden geçireceğiz. Şu anda 17 milyar dolar civarında olan aramızdaki ticaret hacmini daha da artırmanın gayreti içinde olacağız.
"Bizim şu anda savunma sanayisinde İngiltere ve Türkiye arasında ilişkilerimiz var, bunları geliştirmenin gayreti içinde olacağız. Brexit'ten sonra Türkiye ve İngiltere arasındaki ticari ilişkileri geliştirme noktasında büyük fırsatlar var diye düşünüyoruz."
Erdoğan, Brexit'ten sonra iki ülkenin de birbiri için daha değerli olacağına vurgu yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, erken seçimlerle ilgili soruları da cevapladı.
24 Haziran'daki seçimlerle ilgili olarak Badawi'nin "Türkiye'deki muhalifleriniz erken seçimleri düzenleme sebebinizin gücünüzü sağlamlaştırmak için olduğunu söylüyor. AKP'de uzun bir zaman boyunca sizinle beraber olan Abdüllatif Şener gibi isimler, 'Sizin Türkiye'yi otoriterliğe doğru sürüklediğinizi ve Türkiye'nin artık demokratik bir rejim olmadığını' söylüyor. Sizce haklılar mı?" sorusuna Erdoğan şu yanıtı verdi:
"Hanımefendi bakın bana öyle bir referans gösterin ki o referansı adam yerine koyalım. Bu referansın siyasette kıymeti harbiyesi yok. Siz bunu nasıl referans olarak alıyorsunuz? Bu bizim partimizden ayrıldıktan sonra parti kurdu, sıfırlandı. Başkalarına yanaştı, sıfırlandı. Şimdi de ne yapsın, yatıyor kalkıyor şu anda Türkiye'nin 11,5 yıl başbakanlığını yapmış Erdoğan'a ileri geri konuşmak suretiyle oradan rant elde etmeye çalışıyor.
"Türkiye bir hukuk devletidir. Bu hukuk devletinin içerisinde her şey işler, ben 17 ay öne çekmek suretiyle ana muhalefetin bize meydan okumasına karşın 'Haydi buyrun' dedik, onları meydana çağırdık. Yaptığımız budur. Türkiye bu hukuk devlet içerisinde de yine aynı şekilde erken seçime gitme noktasında anayasa değişikliğini muhalefet ile beraber yaptık ve hep birlikte bu demokratik kararı aldık ve şimdi de 24 Haziran'da seçime gidiyoruz."
Erdoğan'ın bu yanıtı üzerine Badawi, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeid Ra'ad al-Hussein'in yönelttiği eleştirileri sordu.
Erdoğan, "Hanımefendi beni güldürmeyin. Bu söylediklerinin hepsinin ön kabulleri var. Türkiye'de sandık var. Ve bu sandığa AGİT de geliyor. Farklı ülkelerden de davetler yapıyoruz. Ve hepsinin huzurunda oylar kullanılıyor. Ve bu oylar kullanıldığı zaman kim kazanır, ortaya çıkacak. Biz tekrar kazanırsak herkes buna saygı duyacak. Kazanamazsak biz kim kazanırsa ona saygı duyarız. Olay bu kadar basittir."
Badawi'nin "AKP destekçilerinin yüzde 30-40'ı ekonomi dolayısıyla memnun değil. Ekonomi çok iyi değil. O yüzden insanlar erken seçimleri işler daha kötü gitmesin diye düzenlediğinizi söylüyor" ifadesini ise Erdoğan şu şekilde yanıtladı:
"Bu soruyu bize niye sordunuz? Bu soruyu o zaman bize niye sordunuz? Daha iyi işte kazanmama durumumuz söz konusuysa kazanacak olanlar zil takıp oynarlar. Rahat olun. Batı da siz de rahat olun. Hele hele BBC, çok rahat olsun."
Röportajın devamında Badawi Erdoğan'a "Kazanmak için çok çaba harcıyorsunuz" ifadesini kullanınca Cumhurbaşkanı Erdoğan şu sözleri sarf etti:
"Müsaade et de siyaset yarışı içerisinde olanlar kaybetmek için mi çaba gösterecek? Tabii ki kazanmak için çaba göstereceğiz. Bütün ekibimizle gayretimizle kazanmak için çaba göstereceğiz. Çünkü bizim bütün hedefimiz Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarmaktır ve bunun için de Türkiye'yi dünya ekonomisi içinde ilk 10'a sokmaktır."
BBC'den Badawi, seçim vaatleri arasında 6 milyar dolara tekabül eden emeklilere verilecek ikramiyenin yer almasının 'seçmenden desteğin satın alınması mı' anlamına geldiğini sordu.
Erdoğan şu şekilde yanıt verdi:
"Şimdi bu bizim dini bayramlarımız. İşçiler ikramiye alır. Memurlar almadığı için rahatsız. Bundan dolayı biz bu seçimde memurlar için de böyle bir adım attık. Ana muhalefet bunu söylediği zaman kimse olmuyordu, biz bunu söyleyince rahatsız oldular, niye rahatsız oldular?
"Paramız var ki biz böyle bir ikramiyeyi de memurlarımıza veriyoruz. Yaşlılara da 250 lira veriyorduk, onların maaşını da 500 liraya çıkardık. Yaşlılar, onlar bizim büyüklerimiz. Ama siz yine rahatsız oluyorsunuz ben ondan özellikle şu an rahatsız oluyorum."
Programda Türkiye'nin dış politikasıyla ilgili konular da tartışıldı.
ABD'nin İran ile imzalanan nükleer anlaşmadan çekilmesiyle ilgili sorulan soruya Erdoğan, ABD ve Fransa'nın nükleer silahları varken İran'ın nükleer silaha sahip olmasının tehdit olarak görülmesinin anlaşılamaz olduğu yanıtını verdi:
"ABD'de şu an nükleer silahların sayısı ne kadar? Fransa'da nükleer silahların sayısı ne kadar? Bütün hepsinde nükleer silah var. Bütün bunlar nükleer silahlarla tehdit ederken başkalarının nükleer silah edinmesini ise tehdit olarak kabul ediyorlar. Bunları anlamak mümkün değil. Biz asıl dünya barışının tehdidini burada görüyoruz."
Suriye iç savaşı ile ilgili soruya Erdoğan, bugün hala Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a karşı olduğunu, ancak Rusya ve İran ile atılan adımların Suriye'deki barışa yönelik olduğunu belirtti.
Erdoğan, "Biz ABD, İngiltere, Fransa ile beraber bu işleri yürütebilseydik onlarla yapardık, ancak onlarla bu süreci işletemedik. Rakka operasyonunda ABD terör örgütleriyle beraber hareket etti. Beraber bu işi yapalım dedik, bizimle beraber yapmadı" ifadesini kullandı.
Erdoğan, Suriye'de PYD ve YPG'nin yapılanmalarını çökertmek amacı taşıdıklarını aktarırken Badawi'nin, "Yani Kürt partiler" ifadesine şu yanıtı verdi:
"Suriye Kürtleri deyip de Kürtleri karşımıza almayalım. Bizim çünkü Suriye'deki muhatabımız Kürtler değil. Bizim Kürt vatandaşlarımızla da Suriye'deki Kürtlerle de münasebetimiz hiç olmadığı kadar iyi. Ancak bir de orada terör örgütü olanlar var. Bunlardan biri PYD'dir, diğeri de YPG'dir."
Rusya'dan hava savunma sistemi S-400'lerin alınmasıyla ilgili soruya ise Erdoğan'ın cevabı şöyle oldu:
"NATO Genel Sekreteri çok açık net açıklama yaptı; üyelerimiz istedikleri ülkeden istedikleri gibi silahları alabilirler. Eğer ben Türkiye olarak Amerika'dan istediğim silahı alamıyorsam veya bir başka NATO ülkesinden alamıyorsam, bu silahı nereden buluyorsam oradan alırım.
Ben Trump'a da söyledim, dedim siz bize verdiniz de biz sizden mi almadık? Vermediniz."
Bölgedeki gelişmelerle ilgili olarak ise Erdoğan "İsrail zaten buralarda, bu bölgede sürekli olarak terör estiriyor" ifadesini kullandı.
Erdoğan, İsrail'in Suriye topraklarına füze atmasını ise "Bu adeta bölgede bir savaşı tahriktir, tetiklemektir" şeklinde değerlendirdi.