Erdoğan'ın, geçen yıl Birleşmiş Milletler 78. Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmadan
21 Eylül 2024 00:36
T24 Dış Haberler
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD'ye gidiyor. Salı günü Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'na hitap edecek Erdoğan, konuşmasında İsrail'in devam eden saldırılarına ve bölgede yükselen tansiyona geniş yer ayırması bekleniyor. Bloomberg'in haberine göre, Erdoğan'ın ABD ile ilişkileri güçlendirmek için New York'ta Kamala Harris ile bir görüşme talep ettiği iddialar arasında.
Her yıl dünya liderlerini ABD'de bir araya getiren BM Genel Kurul görüşmelerinin 79'uncusu bu yıl 22 Eylül'de "Geleceğin Zirvesi" ile açılacak.
New York kentinde düzenlenecek zirvede, liderlerin konuşmalarına ev sahipliği yapılan oturum ise 24 Eylül'de başlayacak.
Bugün ABD'ye giden Cumhurbaşkanı Erdoğan da 14. kez BM Genel Kurulu'nda hitap edecek.
EVREN BALTA YAZDI | Bilgi, duruş, politika anlamında gecenin kazananı Harris oldu
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 24 Eylül Salı günü yapacağı BM konuşmasında en önemli gündem başlığının İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının olması bekleniyor.
Erdoğan, uluslararası toplumu İsrail'in saldırılarına karşı durmaya çağıracak, yaşanan katliama dikkat çekecek.
Erdoğan'ın ayrıca, İsrail ordusunun Lübnan'a yönelik siber saldırıların ardından bölgede yükselen tansiyona ve savaşın olası yayılma tehdidine de dikkat çekeceği belirtiliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirve kapsamında devlet ve hükümet başkanlarıyla da görüşmeler gerçekleştirecek. Bu görüşmelerde bölgesel ve küresel başlıklarla birlikte ikili ilişkiler de ele alaınacak.
Erdoğan, ilk kez 2005’te Türkiye Başbakanı olarak Kurul'a hitap etmiş; 2007, 2009 ve 2011 yıllarındaki toplantılara da aynı sıfatla katılmıştı. Erdoğan, 12. Cumhurbaşkanı seçildiği 2014'ten itibaren de aralıksız olarak bu toplantılarda konuşma yapmıştı. Erdoğan, 2014'teki 69. BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, BM Güvenlik Konseyi'nin beş olan daimi üye sayısının artması ve örgütte reforma gidilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Dünya beşten büyüktür" demişti. |
Bloomberg ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın salı günü BM Genel Kurulu'ndaki hitabı öncesinde, ABD Başkanlık seçimlerinde Demokratların adayı olan Kamala Harris ile bir görüşme talep ettiği iddiasını yazdı.
Bloomberg'teki habere göre, pazar günü New York'ta bir bağış etkinliğine katılması beklenen Harris'ten görüşme talebine ilişkin oalrak cevap bekleniyor. Haberde, Erdoğan'ın ayrıca başkan yardımcısı adayı Tim Walz ile görüşmeye açık olduğu iddia edildi.
Ancak Bloomberg, Cumhurbaşkanlığı kaynakları ve Türk Dışişleri Bakanlığı iddia hakkında yorum yapmayı reddettiğini yazdı.
NTV'de yer alan habere göre, Türkiye-ABD İş Konseyi'nin çalışmalarına göre Erdoğan'ın 23 Eylül'de ABD'li şirket yöneticilerile bir araya gelmesi de bekleniyor.
Murat Yetkin: Trump ya da Harris kazansa Türkiye için değişen ne olur?Gazeteci Murat Yetkin, Yetkin Report'ta 15 Eylül tarihinde "Trump ya da Harris kazansa Türkiye için değişen ne olur?" başlığıyla yayımlanan yazısında, ABD’de 5 Kasım’daki başkanlık seçimlerini Donald Trump ya da Kamala Harris'in kazanması durumunda, Türkiye için oluşacak ihtimâlleri şöyle sıralamıştı: Trump kazanırsa Suriye-PKK "Trump kazanırsa askeri Suriye’den çeker, PKK desteksiz kalır diye hesap yapanlar yanılabilir. Evet, Trump Suriye’den asker çekiyoruz demişti. Bırakın ötesini önce CENTCOM komutanı “Çekmiyoruz” dedi. Çekemedi. O zaman 400 civarında olan Suriye’deki Amerikalı “askeri danışman” sayısı şimdi, o da resmi kayırlarda 800 civarında. Trump askerleri, askeri sanayii ve NATO’yu küçümseyip dışlamakla başına bela aldığını anladı. Şimdi seçilirse Harris’ten daha militarist olabilir. Bir de Trump’a Türkiye’nin güneyinde Kürt milliyetçiliğine destek vermenin İran’a karşı ve İsrail’den yana önemi bu süreçte daha iyi anlatılmış olabilir.Ama Trump askeri dinlememe çizgisini sürdürürse, bu kazanmasını dahi olumsuz etkileyebilir. Amerikan silah üreticileri ne Rusya’nın Ukrayna savaşının bitmesini istiyor, ne Orta Doğu’daki çatışmaların. Harris kazanırsa Türkiye Trump’ın radar ekranında Türkiye diye bir ülke mevcut. Bunda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la Mehmet Ali Yalçındağ’ın da ektisiyle kurulan sözde dostluğunun payı var. Sözde diyorum, çünkü Erdoğan, hâlâ “Dostum Trump” dese de bu dostluk Türkiye’yi F-35’ten çıkarmasına, Rahip Brunson olayında ekonomiye kur darbesi vurmasına ve Erdoğan’a “aptal olma” diye küstah mektup yazıp yayınlamasına engel olmadı. Trump ne yapacağı belli olmayan bir siyasetçi. Harris’in radar ekranında Türkiye diye bir ülkenin bulunup bulunmadığına dair henüz işaret yok ama en azından ne yapacağı kestirilebilir bir siyasetçi; son dört yılın Başkan Yardımcısı. Hangisi kazanırsa kazansın Fethullah Gülen’in iadesi konusunda bir adım atılmayacağı belli. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sürekli bundan söz etmesine rağmen gerçekten bunu ne kadar istediğinden emin değilim." |
Orta Doğu'da yeni eşik; Lübnan'da binlerce çağrı cihazı ve telsiz patlatıldıABD'nin gerilimi tırmandırmama uyarıları, Katar ve Mısır ile birlikte yürüttüğü ateşkes çabalarının ortasında Lübnan'da Hizbullah'a yönelik art arda iki büyük saldırı düzenlendi. İran destekli militan grubun kullandığı binlerce çağrı cihazı ve el telsizi patlatıldı. Saldırılarda aralarında çocukların da bulunduğu en az 37 kişi hayatını kaybederken, 3 bin 500'den fazla kişinin de yaralandığı bildirildi. Bu, 7 Ekim'de başlayan Gazze Savaşı'nın ilk gününden itibaren Hamas'ın yürüttüğü savaşa İsrail'in kuzey, Lübnan'ın güney sınırında destek veren Hizbullah için ağır bir darbe olarak değerlendiriliyor. Grubun lideri Hasan Nasrallah da "Ağır bir darbe aldık. Direnişin tarihinde daha önce görülmemiş düzeyde bir darbeydi" ifadeleriyle saldırının boyutunu kabul etti. İlk saldırı çağrı cihazlarına Önce Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazları, 17 Eylül'de saat 15.30 sularında eş zamanlı olarak patlatıldı. Saldırıdan birkaç ay önce, Nasrallah, militanlara ve özellikle de gerginliğin yüksek seviyede olduğu güney sınırında bulunanlara akıllı telefon kullanmayı bırakmaları çağrısında bulunmuştu. Hizbullah, bu uyarılar nedeniyle İsrail'in sızma tehditleri ortasında güvenli iletişimin bir yolu olarak çağrı cihazlarını tercih ediyordu. Lübnan'ın çeşitli yerlerinde ve Suriye'de binlerce çağrı cihazının patlatılmasıyla 12 kişi hayatını kaybetti, 2 bin 800 kişi yaralandı. Yaralananlar arasında İran'ın Lübnan Büyükelçisi Mojtaba Amani de bulunuyordu. Fotoğraf: AASaldırının ardından özellikle ABD basınında cihazların nasıl patlatıldığıyla ilgili bilgiler yer almaya başladı. Amerikan yetkililer, çağrı cihazlarının henüz militan gruba teslim edilmeden önce yerleştirilmiş olabileceğini ifade etti. Çağrı cihazlarının Tayvan'dan sipariş edildiği de bildirildi. FÜSUN SARP NEBİL YAZDI | Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazları nasıl patlatıldı? Tayvanlı şirketten açıklama: Budapeşte merkezli şirket tarafından üretildi Tayvanlı çağrı cihazı firması Gold Apollo, Lübnan'daki patlamalarda kullanılan çağrı cihazı modelinin Budapeşte merkezli BAC Consulting tarafından üretildiğini, firmaya sadece markasının lisansını verdiğini ve cihazların üretiminde yer almadığını belirtti. Gold Apollo'nun kurucusu ve başkanı Hsu Ching-kuang, ürünün kendilerine ait olmadığını, üzerinde sadece kendi markalarının olduğunu söyledi. ERAY ÖZER YAZDI | Patlayıcılı çağrı cihazları nerede üretildi, cihazlara patlayıcı nasıl yerleştirildi? Gold Apollo'nun kurucusu ve başkanı Hsu Ching-kuangLübnan: Ulusal egemenliğin ihlali Lübnan hükûmeti, saldırının ardından yaptığı ilk açıklamada "İsrail'in canice saldırısının Lübnan'ın egemenliğinin ciddi ihlali ve her anlamda suç olduğunu" vurguladı. Lübnan Dışişleri Bakanlığı da Bakanlar Kurulu'yla yapılan istişarelerin ardından "saldırıya ilişkin bilgiler tamamlanır tamamlanmaz Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne (BMGK) şikayette bulunmak üzere hazırlıkların" başlatıldığını ifade etti. TIKLAYIN | Lübnan: Çağrı cihazlarının patlatılması İsrail'in suçu ve ulusal egemenliğin ihlali NAMIK DURUKAN HABERİ | İsrail, Hizbullah’a karşı strateji mi değiştirdi? İsrail medyası Lübnan’daki siber saldırıyı nasıl gördü? İkinci saldırı ertesi gün yaşandı: 27 ölü İlk saldırının ertesi günü, 18 Eylül'de, Lübnan'da bu kez de el telsizleri patlatıldı. Hizbullah, saldırılardan İsrail'i sorumlu tutarak misilleme sözü verdi. Reuters tarafından incelenen patlatılmış telsizlerin görüntülerinde iç panelde “ICOM” ve “Japon malı” ibarelerinin yer aldığı görüldü. Bir güvenlik kaynağı, el telsizlerinin Hizbullah tarafından beş ay önce, çağrı cihazlarıyla aynı zamanda satın alındığını söyledi. Reuters'a konuşan Lübnanlı üst düzey bir güvenlik kaynağı ve bir başka kaynak, yabancı topraklarda uzun bir özelleşmiş operasyon geçmişine sahip olan İsrail istihbarat ajanlarının çağrı cihazlarının içine patlayıcı yerleştirdiğini iddia etti. TIKLAYIN | Reuters: Almanya, İsrail'e silah ihracatı lisanslarını askıya aldı İsrail Savunma Bakanı: Savaşta yeni bir aşamaya geçiyoruz İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant savaşın yeni bir aşamaya girdiğini, ağırlık merkezinin daha fazla asker ve kaynak aktarılan kuzey sınır bölgesine kaydığını söyledi. Gallant bir hava kuvvetleri üssünde yaptığı açıklamada “Savaşta yeni bir aşamaya geçiyoruz; bu aşama cesaret, kararlılık ve azim gerektiriyor” dedi. ERAY ÖZER YAZDI | Çağrı cihazlarının peşinde: Sıradaki durak Bulgaristan FÜSUN SARP NEBİL YAZDI | Cep telefonlarındaki piller ölümcül patlama yaratır mı? Nasrallah'tan ilk açıklama: İsrail tüm kırmızı çizgileri aştı, saldırılar savaş sebebidir Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, "Bu Lübnan'a yönelik bir savaş ilanıdır. İsrail'in amacı buydu" ifadelerini kullanırken çağrı cihazlarından kapalı olanların olduğunu, bazı cihazların hâlâ depoda olduğunu ifade ederek "Bu bizim için çok büyük bir şans oldu" dedi. "Güvenlik ve insanlık açısından direniş hareketi tarihinde görülmemiş bir darbeydi. Ülkemizin tarihinde ve düşmanla mücadelemiz tarihinde görülmemiştir" diye Nasrallah, "İsrail düşmanımız tarafından hedef alındık. Yüzlerce çağrı cihazımız eşzamanlı infilak ettirildi. Tüm kırmızı çizgiler aşılmış ve insani etik hukuk aşılmıştır" diye devam etti. Lübnan'a büyük saldırı İsrail ordusu, 19 Eylül'de Lübnan'ın güneyinde çok sayıda noktaya hava saldırısı düzenledi. İsrail ordusu, Hizbullah'ın ateşlenmeye hazır 30 füze platformuyla 150 füze rampasını hedef aldığını duyurdu. İsrail ordusunun bu saldırısı, 7 Ekim'de başlayan Gazze Savaşı devam ederken 11 aydır Lübnan'a yönelen en şiddetli hava saldırısı olarak raporlandı. Çağrı cihazları elektronik mesaj yoluyla vuruldu Lübnan'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Misyonu, yaptığı açıklamada çağrı cihazlarının nasıl patlatıldığının tespit edildiğini duyurdu. Lübnanlı yetkililerin ön soruşturmasında, çağrı cihazlarının Hizbullah'a ulaşmadan önce ele geçirildiği ve cihazlara patlayıcı yerleştirildiği tespit edildi. TIKLAYIN | Lübnanlı yetkililer duyurdu: Çağrı cihazları elektronik mesaj yoluyla patlatıldı
|
© Tüm hakları saklıdır.