Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dolar ve Euro'nun Türk lirası karşısındaki rekor değer artışları sonrası yaptığı çağrıyı yineleyerek, "Tekrar tüm milletime sesleniyorum. Yastığının altında ne varsa gel bunu altına yatır, gel TL’ye yatır. Piyasayı bununla düzenleyelim" dedi. "Faiz meselesini çözmemiz gerekiyor" diyen Erdoğan, "Yalnızlığımı biliyorum ama mücadelemi sürdüreceğim. Çünkü faizi önemli bir sömürü aracı olarak görüyorum" ifadesini kullandı.
Yeni Cevahir Alışveriş Merkezi'nin açılış töreninde konuşan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Engelleri aşma, eşit ve tam olarak hayata katılma noktasında sergiledikleri azim ve kararlılıklarıyla hepimize örnek oluyorlar. Son 14 yılda attığımız adımlarla engelli kardeşlerimizin yaşamlarını kolaylaştırmaya gayret ediyoruz. Buna rağmen yapılanları yeterli görmüyoruz. Günün şartlarına göre sürekli kendimizi yenileyerek kardeşlerimize hizmet etmeye devam edeceğiz. Rabbim zihniyeti engelli olanlardan bizi korusun.
Bu güzel eseri şehrimize kazandıran Cevahir ailesinin tüm fertlerini tebrik ediyorum. Mağazaları ve sosyal tesisleriyle ailelerin, çocukların ve gençlerin keyifle vakit geçirebileceği bu alışveriş merkezinin bölgenin cazibe merkezi haline geleceğine inanıyorum. Çocuklarımız toprağın rengine ve yeşile hasret büyüyor.
Şu teknik, teknoloji bu havayı buraya katıyor. Bu tercihleri için de Cevahir ailesini tebrik ediyorum. Modern mimarinin estetiğini yakalayan bu tür başarılı projelerin sayısını artırmalıyız. Çocuklarımıza nasıl bir şehir mimarisi bırakacağımızın hesabını şimdiden yapmalıyız.
Ülkemizin içinden geçtiği kritik dönemde hayati öneme sahip olduğunu düşünüyorum. Birileri 15 Temmuz’da tankla, topla, F-16’larla teslim alamadıkları bu ülkeyi ekonomik sabotajlarla diz çöktürmeye çalışıyor. Bu oyun da yeni değil. Özellikle son 3 yıldır ekonomik kriz kozunu farklı yollarla sürekli tedavüle sokmaya çalışıyorlar. Her aracı kullandılar. Eli kanlı çetelere, insan kılığındaki katil sürülerine bile umut bağladılar. Yıllardır koyunlarında besledikleri FETÖ, PKK, YPG, DEAŞ gibi örgütleri kendilerini ifşa pahasına üstümüze salmaktan çekinmediler.
"Bu kez döviz ve faizle başarmaya çalışıyorlar"
6-7 Ekim gibi siyasi piyonlarını kullanarak etnik terörle insanları birbirine düşürmeye çalıştılar ama muvaffak olamadılar. Sırtını sıvazladıkları terör örgütü kendi açtığı çukura düştü. DEAŞ kaçacak delik arıyor. Allah’ın izniyle bitireceğiz. FETÖ’nün tüm inlerine girildi. Özenle gizlediği o kirli, karanlık yüzü tüm dünyada ifşa oldu. Bakın ABD’de TUSKON kapanmayla karşı karşıya. Çünkü gidecek yer bulamayacaklar. Tuttukları yol yol değil. Tükenecekler. İnsanımızın kanını dökerek yapamadıklarını, bedelini ödeyecekl er. Şimdi ne yapıyorlar, burası çok önemli. Bu kez borsa, döviz, faizle başarmaya çalışıyorlar. Basireti bağlı kimi işadamları ve dernekleri buna alet oluyor. 28 Şubat dahil tüm vesayet girişimlerinde ilk sırada yer alan derneklerden başka bir şey beklememek gerek.
"Yastığınızın altında ne varsa
gelin altına ve TL'ye yatırın"
Şu anda ağlıyorsunuz diyor biri. 15 Temmuz gecesi tanklara toplara karşı durdunuz, şimdi niye ağlıyorsunuz diyor. Eli kalem tutuyor. Roman yazıyormuş. Siz roman yazsanız ne olur, yazmasanız ne olur.
Yastığınızda ne kadar döviz varsa gelin bunu milli paraya, altına yatırın demiştim. Niye, altın bizim için değişmez ölçüdür. Benim de alanım ekonomi. Bir baskı aracıdır. Gelin milli değerlerimize sahip çıkalım. Gelin şu an dövizinizi çevirin. Yastığınızın altında varsa, TL’ye çevirmeliyim. Zarar edersek ne olur? Bak, bu millidir, bunda bereket vardır. Çünkü öbürü emperyal amaçların bir aracı. Yerli, milli parana sahip çıkacaksın. Sayın Putin’e şunu teklif ettim. “Alışverişi yerli parayla yapalım.” Sizden ne alıyorsak rubleyle ödeyelim, sen de lirayla öde. Çin’e, İran’a teklif ettim. Makul karşılandı. Bundan sonra aramızdaki bu münasebetleri merkez bankalarına da talimatı verdik.
Tekrar tüm milletime sesleniyorum. Yastığının altında ne varsa gel bunu altına yatır, gel TL’ye yatır. Piyasayı bununla düzenleyelim. Türkiye ekonomisi sağlam temeller üzerinde inşa edilmiştir.
Osmanlı’da yüzde 900’lere kadar faizi çıkardılar. Bu millet bunu da aştı. Vergi gelirlerinin faiz borcunu karşılayamadığı günler vardı. Birkaç milyar dolar için IMF’ye boyun bükülen günleri yaşadık. IMF’ye borcumuz yok. Merkez Bankamızın döviz rezervi işlerimizi görüyor. Felaket senaryolarından bahsedenler paralarına para katmanın mutluluğunu yaşıyordu o dönem. Millet gelecek kaygısıyla kıvranırken bunlar sırça köşkünde sefa sürüyordu. Bu dönemler geri gelmemek üzere kapanmıştır. 14 yıldır hayata geçirdiğimiz reformlar ekonomimizi büyük reformlara karşı dirençli hale getirdi. 15 Temmuz’un ertesinde, benim milletim yastığının altında 2,5 milyar doları piyasaya sürdü ve TL almak suretiyle hesapları alt üst etti.
Küresel piyasalarda yaşanan dalgalanmaların ülkemizdeki etkisi geçicidir. Amerika yaşamadı mı? Bunlar her yerde oluyor. Mesele bunu çok kısa sürede atlatmak. Türkiye nasıl 2008 krizini diğer ülkelere göre çok rahat atlattıysa çok daha kısa sürecek bu çalkantılı dönemi atlatacaktır. Madem kriz operasyonu döviz üzerinden kullanılıyor, biz de her yerde TL kullanıp dövize bağlılığımızı düşürmeliyiz. Türk parası üzerinden yapabileceğimiz işlemleri, tüm ihaleleri TL üzerinden bu şekilde gerçekleştireceğiz. İhalelerde de bir dönüm noktasını başlatacağız. Alımları neden döviz üzerinden yapıp bağımlı hale gelelim. Neden yastık altında atıl halde duran ziynet eşyalarını, dövizleri, altınları ekonomimize kazandırmayalım. 15 Temmuz’da nasıl el birliğiyle demokrasimize, geleceğimize sahip çıktıysak şimdi de ekonomimize sahip çıkma zamanıdır. Gün Türkiye’nin ekonomi seferberliğine destek olmak zorundayız. Cevahir ailesine çağrımıza kulak verip kiralamaları döviz yerine Türk lirasıyla yaptıkları için teşekkür ediyorum.
"Faiz meselesinde yalnızım ama
mücadelemi sürdüreceğim, kararlıyım"
Benim burada özellikle ekranlar aracılığıyla duyurmam gereken bir konu daha var. Hep söylüyorum, anlaşamadığımız kurumlar olabilir. O da şu, çünkü şu anda yatırımcıların oluşturduğu bir mecliste bir aradayız. Faiz meselesini çözmemiz gerekiyor. Yalnızlığımı biliyorum ama mücadelemi sürdüreceğim. Çünkü faizi önemli bir sömürü aracı olarak görüyorum. Faizi emperyalist mantığın en önemli sömürü araçlarından biri olarak görüyorum. Faizi yatırımcıyı köşeye sıkıştırma aracı olarak görüyorum. Türkiye’de en yüksek parayı kazanan finans sektöründe olanlardır. Kendi öz sermayeleriyle değil ha, mevduat sahiplerinin bankaya yatırdığı parayla vurgunu vuruyor.
İşler terso gitti mi, ondan sonra çağırıyor. Geri dön bakalım. Ya nasıl geri döneceğiz, durum kritik. Döndün döndün. Dönmediğin takdirde el koymak durumundayım. Şimdi yatırımcı ne yapacak burada… Zaten imza atarken nereye imza attığını bilmiyorum. Çünkü önündeki sözleşmede metnin içinde cümleler ki, karıncanın önüne bile koysan okuyamaz. Bu yatırımcının para kazanması mümkün mü ya. Böyle bir para yok ki, nereden kazanacak. Ama o yüzde 17-18’le sağdan soldan çarpacak, ödeyecek. Şu anda dünyada ABD yüzde 0,50 faizle veriyor. Japonya’ya geliyorsun eksi… Bize ne oluyor? Onlar hem para kazanıyorlar hem de yatırımcısının önünü açıyorlar."