09 Haziran 2021 21:19
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) "kirli senaryoların içine çekilmeye çalışıldığını" belirterek, partililere "7 Haziran 2015 seçimlerini asla unutmayın" çağrısı yaptı.
Erdoğan'ın bu çıkışına, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hakkındaki kapatma istemli iddianameyi 7 Haziran'da Anayasa Mahkemesi'ne gönderdiği HDP'den, "Bundan 6 yıl önce 7 Haziran 2015 seçimleri vardı, bunun sonucunda AKP'nin tek başına hükümet kurması engellenmişti. Bunun intikamını almak için 7 Haziran 2021'de, yani o seçim gününün 6 sene sonrasında kapatma davası açtılar" tepkisi geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan partisinin grup toplantısında, TBMM'nin birisi İstiklal Savaşı, diğeri 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi olmak üzere iki kez gazilik ünvanıyla "şereflendirildiğini", "darbeler ve muhtıralar yanında vesayetin sinsi oyunlarının sürekli Meclis tarafından çökertildiğini" belirtti.
Erdoğan, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun HDP'nin kapatılmasına karşı tutumunu da sert dille eleştirdiği konuşmasında, 7 Haziran 2015 seçimleri ve sonrasındaki sürece işaret etti:
"Bunlardan biri de, önceki gün altıncı yıldönümünü geride bıraktığımız 7 Haziran 2015 seçimleridir. Türkiye, 2013'teki Gezi olaylarıyla başlayan karanlık senaryonun Meclis veçhesiyle 7 Haziran 2015 seçimlerinde karşılaşmıştır. Ülkemizin üzerine belirsizlik kara bulutlarının çöktürülmeye, eski Türkiye özlemlerinin tekrar canlandırılmaya çalışıldığı, terör örgütleri eliyle siyasetin dizayn edilmeye kalkışıldığı 7 Haziran 2015 seçimlerinin asla unutulmaması gerekiyor.
"Bu seçimin ardından Türkiye Kasım 2015'te bir yenileme seçimi, 15 Temmuz 2016'da bir darbe girişimi, Nisan 2017'de yeni yönetim sistemiyle ilgili halkoylaması, Haziran 2018'de bir erken seçim, Mart 2019'da mahalli seçim yaşamıştır. Aynı şekilde bu dönemde çukur eylemleriyle vatanımızın bütünlüğüne çeşitli terör örgütleri kullanılarak milletimizin güvenliğine Suriye'deki karmaşa fırsat bilinerek ülke sınırlarımızın dokunulmazlığına ve ekonomimize saldırılmıştır. Allah'a şükür milletimizle birlikte yürek yüreğe, omuz omuza vererek ülkeyi kaosa ve çöküşe sürükleme oyununu bozduk."
Türkiye'ye "şu veya bu dış gücün, onların piyon olarak kullandığı örgütlerin istikamet çizmesine izin vermediklerini" belirten Erdoğan, "AK Parti'yi ısrarla kirli senaryoların içine yerleştirme gayretlerini kabul etmemiz mümkün değildir" görüşünü dile getirdi.
Erdoğan'ın "7 Haziran 2015 seçimlerini asla unutmayın" açıklamasına ise HDP'den tepki geldi.
HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, TBMM'de düzenlediği toplantıda, partisi hakkında kapatma davası istemiyle iddianame hazırlayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın iddianameyi Anayasa Mahkemesi'ne gönderme tarihine dikkat çekti:
"Bu iddianamenin 7 Haziran 2021 günü gönderilmiş olması, kapatma davası açılması ve başvurusunun yapılması çok anlamlıdır. Bundan 6 yıl önce 7 Haziran 2015 seçimleri vardı, HDP 13,1 oy alarak 80 milletvekili ile Meclis'e girmişti ve bunun sonucunda AKP'nin tek başına hükümet kurması engellenmişti. Bunun intikamını almak için 7 Haziran 2021'de, yani o seçim gününün 6 sene sonrasında kapatma davası açtılar. Dolayısıyla bu hukuki değil siyasi bir intikam davasıdır."
Erdoğan'ın "asla unutmayın" çağrısı yaptığı 7 Haziran 2015 seçimlerinde AKP, iktidara geldiği 2002 seçimlerinden sonra ilk kez parlamentodaki tek başına iktidar çoğunluğunu kaybetti.
Seçimlerde AKP 40,8 oy alırken HDP oyları 13,1'e yükseldi ve 80 milletvekili çıkardı.
Parlamentodaki aritmetik koalisyon hükümetini zorunlu kılıyordu. AKP'nin ilk koalisyon teklifini götürdüğü MHP Lideri Devlet Bahçeli ise çözüm sürecine göndermede bulunarak, 3 formül önerdi.
Bahçeli, AKP-HDP ya da AKP-CHP-HDP koalisyon hükümeti ya da bunlar olmazsa en erken tarihte seçim önerdi.
MHP'nin koalisyon kapısını kapatması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, hükümeti kurma görevini verdiği dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, CHP'yle koalisyon görüşmelerini başlattı. Ancak CHP'yle 26 Ağustos'a süren "istikşafi" görüşmelerden sonuç alınamayınca, 1 Kasım için erken seçim kararı alındı ve HDP'li iki bakanında da (AB Bakanı Müslüm Doğan ve Kalkınma Bakanı Ali Haydar Konca) içinde yer aldığı seçim hükümeti kuruldu, MHP hükümete bakan vermedi.
7 Haziran seçimleri sonrasındaki en önemli gelişmelerden birisi 2009 yılında "Oslo görüşmeleri"ne temeli atan ve zaman zaman kesintilerle devam eden Kürt sorunu konusundaki "çözüm süreci" de noktalandı.
Seçimlerden kısa süre sonra PKK'nın yol kesme, şantiye basma eylemlerine başlaması, 6-8 Ekim IŞİD'in Suriye'nin kuzeyindeki Kobani'yi kuşatması nedeniyle başlayan protesto eylemleri yaşandı.
Çözüm sürecinin sona ermesinin ardından Türkiye, "canlı bombalar"ın intihar saldırılarına sahne oldu, bu saldırılarda onlarca insan yaşamını yitirdi.
Saldırıların ilki 20 Temmuz'da, Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde yaşandı. Kobani'ye yardım göndermek için toplanan Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyelerinin basın açıklaması yaptığı sırada intihar saldırısı düzenlendi. IŞİD tarafından düzenlenen canlı bomba saldırısı sonucu 33 kişi yaşamını yitirdi.
Suruç saldırısından 2 gün sonra, 22 Temmuz'da ise Şanlurfa'nın Ceylanpınar ilçesinde iki polis evlerinde başından vurularak öldürüldü.
Olaydan bir gün sonra, PKK ve IŞİD'e yönelik operasyonlar başlatıldı.
Ceylanpınar saldırısını önce sahiplenen, sonra reddeden PKK, çözüm sürecinde aldığı "ateşkes" kararını sona erdirdi.
PKK saldırıları sürerken bölgeden arka arkaya "özyönetim ilanına" ilişkin açıklamalar geldi. KCK; Şırnak Halk Meclisi'nin kararının ardından, Silopi, Cizre ve Nusaybin'de de "özyönetim" ilan edildiğini duyurdu ve bunu diğer bazı il ve ilçeler izledi.
Bu gelişmelere Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11 Ağustos'ta "Bu ülkede Türkiye Cumhuriyeti'nin dışında bir devlet asla kabul edilemez. Bu açıklamayı kimler yapıyorsa ağır bir bedel öderler. Hem yasal bir bedel öderler hem diğer tür bir bedel öderler" diyerek sert tepki gösterdi. Ardından da bölgede HDP ve Demokratik Bölgeler Partisi yöneticilerine dönük gözaltı operasyonları başlatıldı.
7 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye tarihinin en kanlı olaylarından birini ise 10 Ekim'de yaşadı.
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), HDP ve çok sayıda sivil toplum örgütünün katılımıyla Ankara Garı'nda düzenlenen "Barış mitingi", iki canlı bombanın saldırısıyla kana bulandı.
IŞİD tarafından yapılan saldıda 102 kişi yaşamını yitirdi. Başbakan Ahmet Davutoğlu ise saldırıda IŞİD ve PKK işbirliği olduğunu belirtip, ilk kez "kokteyl terör" ifadesini kullandı.
Saldırılar ve katliamların gölgesinde 1 Kasım seçimlerine giden Türkiye'de güvenlik kaygısı ön plana çıktı.
AKP, yüzde 49,5 oy alarak 317 milletvekilini parlamentoya göndererek yeniden tek başına iktidar olacak çoğunluğa ulaştı.
HDP oylarında ise ciddi düşüş yaşandı ve yüzde 10,7 oy alarak seçim barajını kılpayı geçebildi.
Ancak AKP'yi en yüksek oyla iktidara taşıyan Davutoğlu, yaklaşık 6 ay sonra gerçekleştirilen kongrede, Erdoğan'ın isteğiyle koltuğunu Binali Yıldırım'a devretti.
Davutoğlu teşkilatları atama yetkisinin elinden alınması üzerine 5 Mayıs 2016'da istifa etti. 22 Mayıs 2016 tarihinde yapılan AKP'nin 2. Olağanüstü Büyük Kongresinde Genel Başkanı seçilen Binali Yıldırım Başbakan oldu.
Başta Ankara olmak üzere PKK, bombalı saldırılar gerçekleştirdi. Seçimlerden sonra, PKK'ya karşı Doğu ve Güneydoğu'da güvenlik güçlerini engellemek için "hendekler" açan PKK'ya karşı hendek operasyonları gerçekleştirildi.
Türkiye, 15 Temmuz 2016 tarihinde ise bir "darbe girişimi"ne maruz kaldı.
Hükümetin Fethullah Gülen yapılanmasını sorumlu tuttuğu silahlı kalkışma, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yurttaşlara yaptığı "sokağa çıkın" çağrısının ardından bastırıldı. TBMM'nin de aralarında bulunduğu birçok kurum askeri jetlerle bombalandı, 251 kişi yaşamını yitirdi.
Askeri darbe girişimi Türkiye için de bir dönüm noktası oldu.
Darbe girişiminden önce başlayan "başkanlık sistemi" tartışmaları MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin çağrısıyla yeniden alevlendi.
Bahçeli, 11 Ekim 2016'da partisinin grup toplantısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AKP lehine propaganda yaparak o anayasayı çiğnediğini ve "fiili devlet başkanı" gibi davrandığını belirtti.
Bahçeli bu sorunun çözümü için iki formül önererek, "Bunlardan birincisi ve bizim açımızdan da en doğru, en sağlıklı olanı, Sayın Cumhurbaşkanı'nın fiilli başkanlık zorlamasından vazgeçmesi, yasa ve anayasal sınırlarına çekilmesidir. Şayet bu olmayacaksa, ikinci olarak, fiili durumun hukuki boyut kazanabilmesinin süratle yol ve yöntemlerinin aranmasıdır" dedi.
Bahçeli'nin bu çağrısı AKP'de olumlu karşılık buldu. İki parti başkanlık sistemine geçiş içeren Anayasa değişikliği önerisini Aralık 2016'da Meclis'e sundu, sistemin adını da Bahçeli "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi" olarak koydu.
Parlamentoda yapılan oylamada Anayasa değişikliği referandum aralığında oy aldı. 16 Nisan 2017'de yapılan referandumda, başkanlık sistemine geçiş içeren 18 maddelik anayasa değişikliği kabul edildi. Bahçeli'nin çağrısı üzerine 24 Haziran 2018'de genel seçimlerle birlikte yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan, yeni sisteme göre seçilen ilk Cumhurbaşkanı oldu.
© Tüm hakları saklıdır.