Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde danışmanlığını da yapan Karar yazarı Akif Beki, AKP Grup Başkanı Prof. Naci Bostancı'nın Twitter'dan paylaştığı, "AK Parti'nin ayrımcı dile yaslanan 'Pontus' başlıklı bir gündemi yok. Fakat anlaşıldığı kadarıyla 'bize böyle denildi' köpürtmesi üzerinden mukabil bir kampanya var. Hangi taraftan baksan haksız, yersiz ve aslında inceltilmiş ırkçılık kokan bu kampanya çok yanlış" mesajını değerlendirdi. Beki, "Bilmezden geliyor" dediği Bostancı için, "Bal gibi biliyor 'Pontus ve rum' laflarının kimden çıktığını" ifadesini kullandı.
Bostancı Twitter'daki mesajlarında, "Kazanalım da ne olursa olsun araçsal aklın egemenliğindeki bir kampanyanın yıkımı sanıldığından daha fazla olur. Partiler farklı olsa da ülkemiz aynı. Dostlara duyurulur. Türkiyede kaç tane Pontus kalmıştır bilmiyorum. Olanlar da Türkiye vatandaşı ve herkesle eşit haklara sahip. 'Bize Pontus dediler' üzerinden ırkçılığa seslenerek bir toplumsal dalga yakalamak isteyen siyaseti kınıyorum Sosyal medyadaki kimliksiz hesapların tweet'lerini ya da kahve muhabbetinde bile hesaba alınmayacak sözleri esas alıp kılıcını çekenlere duyurulur: Trol değilseniz yaptığınız yanlış. Trolleşmeye prim vermeyelim. Bunları hayata taşıyıp fayda umanlara ise Allah'tan akıl fikir... Sosyal medyanın sahte gündemleri gerçek hayata taşındıkça siyaset soysuzlaşır ve bundan sonuçta 'herkes' zarar görür." demişti.
Beki, Bostancı'nın bu ifadelerini bugünkü (8 Haziran 2019) "Çalsa onda olurdu sendeki korku!" başlıklı yazısında değerlendirdi.
Bostancı'nın "basbayağı tecahülüarif sanatı" yaptığını söyleyen Beki şunları kaydetti:
Yıldız Tilbe, Yeni Akit tarafından gençliğin imanını çalan şarkıcılar arasında gösterilince şöyle demişti: "O kadar kolay mı ayol iman çaldırmak, ben kimsenin imanını çalmadım, nerede bıraktıysanız orada arayın..."
Çok basit ama hınzırca da etkili bir cevap.
Hem herkesin aklına gelebilecek basitlikte hem de herkesin kuramayacağı yoğunlukta veciz anlatıma edebiyatta sehl-i mümteni deniyor.
Ona yakın bir örnek sayılabilir, derdini en yalın espirisiyle aktarmayı başaran bu özlü Yıldız Tilbe cümlesi.
'İmanınız bende değil, nerede unuttuğunuza bakın' demeye getiriyor. 'Sizdekini çalsam bende olurdu ayol öyle çaldırılabilecek zayıflıkta iman' dese, cuk oturacaktı halbuki sehl-i mümteniye.
'Sehl'i dile kolay söylenmesinden geliyor, alelade ve harcıalem görünmesinden. 'Mümteni'si ise olmayacak, beklenmeyecek çarpıcılığından.
Olmayacak kolaylığına rağmen, olmaz dedirten yüksek bir tesire sahip ifadeler böyledir.
İslam Ansiklopedisi'nde gözüme çarpmıştı, Fuzuli'nin "Sende iman yok ki sen aldın diyem imanımı" dizesi buna verilen örneklerden biri.
Dolaylı, karmaşık yanı yok. Şaşırtıcı bir doğallıkla tek mısrada döküyor ortaya meramını. Basit ve kısa ama bir o kadar da güçlü ve uzun bir anlatım, düşündükçe açılıyor zihinde.
Bir edebi sanat olmakla birlikte, güdük örneklerini siyasette de sıkça görmeye başladık.
AK Parti Grup Başkanı Prof. Naci Bostancı'nın şu Twitter mesajı mesela:
"Türkiye'de kaç tane Pontus kalmıştır bilmiyorum. Olanlar da Türkiye vatandaşı ve herkesle eşit haklara sahip. 'Bize Pontus dediler' üzerinden ırkçılığa seslenerek bir toplumsal dalga yakalamak isteyen siyaseti kınıyorum..."
Hoca burada şaka yapmıyor, sehl-i mümteni de değil ama basbayağı tecahülüarif sanatı yapıyor.
Sıralı paylaşımlarından şuna bakın:
"AK Parti'nin ayrımcı dile yaslanan 'Pontus' başlıklı bir gündemi yok. Fakat anlaşıldığı kadarıyla 'bize böyle denildi' köpürtmesi üzerinden mukabil bir kampanya var. Hangi taraftan baksan haksız, yersiz ve aslında inceltilmiş ırkçılık kokan bu kampanya çok yanlış..."
Hayır hayır, tabii ki bilmezden geliyor, hem bu ülkede yaşayıp hem de dünya alemin bildiğini bilmez olur mu!
Bal gibi biliyor 'Pontus ve rum' laflarının kimden çıktığını. 'İmamoğlu kampanyası size söylüyorum, bizim Yıldırım kampanyası siz anlayın, suyunu çıkardınız' demeye çalıştığı aşikar.
Şu ikazını da alın:
"Kazanalım da nasıl olursa olsun araçsal aklının egemenliğindeki bir kampanyanın yıkımı, sanıldığından daha fazla olur. Partiler farklı olsa da ülkemiz aynı. Dostlara duyurulur..."
Hoca'nın uyarısının muhatabı açık değil mi? Demek ki kendi kendine uydurmuyor İmamoğlu taraftarları. Yersiz alınganlıktan da değil. Ona Pontus ve Rum diyenler var. Muhalefeti karaladığını zannederken ırkçı nefret suçu işleyen 'dostlar' var. CHP ile İYİ parti kendi kendilerine gelin güvey olmuyor, kendileri çalıp kendileri oynamıyor.
"Aşk dersindeki zorluğu Yahyâ nasıl halleylesin / Söyleyenlerin kendisi bilmez bilenler söylemez” mealindeki Şeyhülislâm Yahyâ beyti de sehl-i mümteni örneğidir. Yani benzerini söylemek zor.
Fakat uyarlayarak sehl-i mümteni yapabilirdi bu mesajlardan Hoca:
Irkçı nefret söylemleriyle nasıl savaşsın bir başına garip Naci Hoca/Ki Pontus karalamalarını dün suçlaştıran kurban bugün savunur/Külahlar değişti, dün savunanlar da bugünkü mağdurlar/ Ne kanun ne Allah korkumu aldılar/Onlarda yok çünkü ikisi de hala bendedir.