Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün günü büyük bir heyetle önce Bağdat’ı sonra Erbil’i ziyaret edecek. Üzerinde uzun süredir çalışılan bu ziyaret, Ankara-Bağdat ilişkilerini yeni bir düzeye çıkartması açısından tarihi olarak nitelendiriliyor.
Ziyaret sırasında ikili ilişkilerin stratejik bir çerçeveye oturtulmasını amaçlayan kapsamlı bir anlaşmanın imzalanması, özellikle 'terörle mücadele', su yönetimi ve Kalkınma Yolu projesiyle ilgili işbirliği adımlarının açıklanması bekleniyor.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, imzalanacak anlaşmaların 20’den fazla olduğunu kaydetti.
Erdoğan kimlerle görüşecek?
Cumhurbaşkanı Erdoğan Bağdat’ta önce Irak Cumhurbaşkanı Abdüllatif Reşid sonra Başbakan Muhammed al Sudani ile görüşecek. Erdoğan’a aralarında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Savunma Bakanı Yaşar Güler, Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar, MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın da olduğu geniş bir heyet eşlik edecek.
Erdoğan, son Bağdat ziyaretini başbakan sıfatıyla 2012’de gerçekleştirmişti.
12 yıl aradan sonra yapılacak ziyaretin hem zamanlaması hem de içeriği açısından tarihi bir nitelikte olduğu, Türkiye-Irak ilişkilerinde yeni bir dönemi başlatacağı Ankara’da yapılan değerlendirmeler arasında. Tarafların birçok anlaşmaya imza atmaları ve aradaki diyaloğu daha kurumsal düzeye çıkarmaları öngörülüyor.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ziyaret öncesi yaptığı açıklamada, Türkiye-Irak ilişkilerinin her alanda geliştirilmesi ve derinleştirilmesini amaçlayan ziyarette Stratejik Çerçeve Anlaşması’nın yanı sıra 20’den fazla metnin imzalanacağını kaydetti. Fidan’ın verdiği bilgiye göre taraflar ulaştırma, sağlık, bilim, tarım, su, enerji gibi birçok alanda işbirliği için somut adımları içeren anlaşmalar imzalayacak.
Bu metinler arasında en önemlilerden birisi olarak görülen Stratejik Çerçeve Anlaşması’nın kapsamlı bir metin olması ve özellikle güvenlik ve "terörle mücadele" alanında önemli unsurları barındırması bekleniyor.
Ortak Harekat Merkezi'nin kurulması gündemde
Türkiye ve Irak, Aralık 2023’ten bu yana arka arkaya yapılan görüşmeler sonucunda Irak topraklarında varlığını sürdüren PKK’ya karşı beraber hareket etme konusunda belli bir noktaya ulaştı.
Bağdat hükümeti, Mart ayında yapılan Türkiye-Irak 2. Güvenlik Zirvesi sonrasında yapılan ortak açıklamayla ilk defa PKK’yı yasaklı örgüt olarak ilan ettiğini dünyaya duyurdu.
Savunma Bakanı Güler, geçen hafta Irak ziyaretine ilişkin yaptığı bir açıklamada, “Cumhurbaşkanımız pazartesi günü Irak’ta… Uzun yıllar sonra ilk defa böyle bir stratejik anlaşmayı imzalayacağız. Iraklı dostlarımız PKK ile ilgili ‘PKK terör örgütü’ demese de ona yakın bir ifadeyi ilk defa kabul ettiler,” diye konuştu. Güler’in aktardığı gibi Türkiye’nin asıl beklentisi PKK’nın Irak hükümeti tarafından "terör örgütü" olarak tanımlanması.
Güvenlik işbirliği kapsamında ele alınacak diğer önemli bir unsur, Türkiye ve Irak silahlı kuvvetlerinin Ortak Harekat Merkezi kurmaları ve bu merkez sayesinde PKK’nın Irak topraklarındaki faaliyetlerinin sonlandırılması.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen aylarda yaptığı bir açıklamada, 2024 yazında Kuzey Irak’taki PKK varlığına ilişkin kapsamlı askeri adımların atılacağını, 2019’da başlayan Pençe-Kilit Operasyonu’nun tamamlanacağını açıklamıştı.
Türk yetkililer, operasyonlar sonunda Türkiye-Irak sınırında 30 kilometrelik güvenli hat oluşturulmasının, etkisini Irak’ın daha güney kısımlarına taşımayı amaçlayan PKK’nın o bölgelerdeki etkisinin kırılmasının hedeflendiğini belirtiyor.
PKK'nın son yıllarda İran sınırına yakın Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği (IKYB) kontrolündeki Süleymaniye, Asos gibi bölgelere etkisini taşırken, Suriye sınırındaki Sinjar bölgesinde de varlığını artırma amacında olduğu biliniyor.
Irak'ın önceliklerinden biri Fırat ve Dicle suları
Türkiye’nin güvenlik konusundaki hassasiyetine karşı Irak’ın da Fırat ve Dicle nehirlerinden akıtılan su miktarı konusunda yoğun bir beklentisi var.
Irak, her iki nehir üzerinde barajlar ve termik santraller kurulmasından dolayı Türkiye’nin akıttığı su miktarının yeterli olmadığını iddia ediyor.
Türkiye, 1980’lerde Irak’a saniyede 500 metreküp su bırakacağı güvencesini vermişti ancak Iraklı makamlar bu miktarın gerçekleşmediğini kaydediyorlar.
Erdoğan’ın ziyareti sırasında bu konuda da bir ilerleme olması bekleniyor. Türkiye ve Irak, geçen sene su konusunda iki ayrı komite kurmuşlar ve kapsamlı teknik çalışmalar yapmışlardı.
Irak, Türkiye’den her iki nehirden bırakılacak su miktarı konusunda yeni bir taahhüt bekliyor. Türkiye ise iklim değişikliği ve kuraklık gibi nedenlerden dolayı suyun azaldığını, miktar konuşmak yerine suyun verimli kullanılmasına ilişkin çalışmalara ağırlık verilmesini öneriyor.
Kalkınma Yolu uzun vadeli gündem
Türkiye-Irak görüşmelerinde önemli gündem maddeleri arasında Irak’ın geliştirmek istediği Kalkınma Yolu Projesi de yer alıyor.
Kalkınma Yolu Projesi, Körfez üzerinden denizden Basra’ya, oradan da karayolu ve demiryollarıyla Türkiye’ye ve Avrupa’ya uzanan, Irak ve Türkiye’yi birbirine bağlarken, küresel anlamda da önemli bir ticari koridor oluşturmayı amaçlıyor.
Kalkınma Yolu Projesi’nin yaşama geçirilmesi için güvenlik ortamının sağlanmış olması gerekliliği, Bağdat’ın Ankara ile PKK konusunda geçmişe oranla daha fazla işbirliği yapmak istemesinin nedenleri arasında sayılıyor.
Başta Birleşik Arap Emirlikleri olmak üzere Körfez sermayesinin baş yatırımcılar olarak ilgi gösterdiği projeye Türkiye de katkı vereceğini, özellikle ulaştırma, enerji gibi alanlarda devrede olacağını kaydetti.
Kerkük-Yumurtalık Boru Hattı açılacak mı?
Erdoğan’ın Bağdat’tan sonra geçeceği Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) başkenti Erbil’de yapacağı temaslarda; güvenlik, ekonomi ve ticaretin yanı sıra enerji işbirliğinin ele alınması ve bu kapsamda 2023 Mart ayından bu yana kapalı olan Kerkük-Yumurtalık boru hattının yeniden çalışmaya başlaması konusunun ele alınması bekleniyor.
Türkiye, Irak tarafına boru hattının çalıştırılmasına hazır olduğunu iletmiş ancak merkezi Bağdat yönetimi ile Bölgesel Yönetim arasındaki sorunların devam etmesi nedeniyle bu konuda bir adım atılamamıştı.
Bu ziyarette enerji konusundaki işbirliğinin geniş bir şekilde ele alınması ve somut adımların atılması öngörülüyor.