Gündem
Deutsche Welle

'Erdoğan kendini Türklerin sultanı sayıyor'

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Cem Özdemir için kullandığı ifadeler ve Almanya Cumhurbaşkanı Gauck’un ikinci görev dönemi için aday olmayacağını açıklaması Alman basınında öne çıkıyor.

07 Haziran 2016 00:30


Frankfurter Allgemeine Zeitung Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Yeşiller Partisi Milletvekili Cem Özdemir için kullandığı "Ne Türk'ü be? Bunların kanlarının laboratuvar testinden geçmesi lazım" ifadesini yorum sütunlarına taşıyor:

"Türk, Türk kanından olan mıdır? Alman Federal Meclisi'nde kabul edilen Ermeni soykırımı karar tasarısına Türkiye Cumhurbaşkanı’nın iç yüzünü eşsiz bir şekilde ortaya çıkardığı için teşekkür etmek gerek. Ona göre Almanya'daki hangi Türk kökenli politikacının gerçekten Türk olduğunu ortaya çıkarmak için kanlarının laboratuvar testinden geçirilmesi gerekiyor. Erdoğan sonucu şimdiden biliyor: 'Oradakilerin Türklükle alakası yok, onların kanı bozuk.' O kadar ki bu sözün ardından milletvekillerini PKK teröristleriyle ilişkilendirmesi neredeyse göze batmıyor. Bu çeşit bir tahrikin kendine beslenecek nasıl zengin bir toprak bulduğunu ise Ermeni soykırımı tasarısının Federal Meclis gündemine alınmasına öncülük eden isimlerden olan Cem Özdemir'e yönelik ölüm tehditlerinde görmek mümkün."

Märkische Oderzeitung'un aynı konudaki yorumu ise şöyle:

"Burada Erdoğan'ın ikizi Vladimir Putin'de de kendini gösteren bir düşünme tarzı ortaya çıkıyor: Her ikisi de dünyadaki kendi milletinin kökeninden gelen herkesi kendi tebaası sayıyor. Erdoğan kendisini Almanya'dakiler dahil tüm Türklerin sultanı olarak görüyor. Ve sultanlar itirazdan hoşlanmaz. Alman vekillerin terör bağlantısı olduğu iddiası ise bir cumhurbaşkanının dünya algısını uygun hale gelene kadar istediği şekilde nasıl büktüğünü gösteriyor. Bu tip insanların gözünde aklını oynatmış olan hep diğerleridir."

Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, ikinci beş yıllık görev dönemi için aday olmayacağını açıkladı. Berlin'de yayımlanan Die Tageszeitung'un konuyla ilgili yorumu şöyle:

"Gauck bu işi yapmak için parti meclislerinde dirsek çürütmek gerekmediğini, söz konusu mevkinin öğrenmeye hevesli bir akıl gerektirdiğini gösterdi. Bu makam bir siyasetçinin kariyerini taçlandıracak bir son değil. Siyaset sahnesi dışarıdan gelen kişilerin bu göreve Lammert veya Steinmeier'den daha uygun olduğunu kavrarsa bu akıllıca bir sinyal olacak. En azından makam değişikliklerinin önüne geçmek adına. SPD-Sol Parti ve Yeşiller'in uzlaşma sağlamasını beklemek ne yazık ki mümkün değil. Tüm kartlar Angela Merkel'in elinde toplanıyor. Dikkafalı bir CSU, gönülsüz bir Yeşiller Partisi ve inatçı bir SPD ile uğraşmak zorunda. Merkel'i hafife alan kaybeder. 2017'de seçilecek cumhurbaşkanımız bu kez erkek değil kadın olsa çok güzel olurdu. Bunun zamanı geldi de geçiyor."

Straubinger Tagblatt/Landshuter Zeitung ise tam tersi bir görüşü savunuyor:

"Devletin başında siyasi partilerden aktif bir politikacı yerine mümkün olduğunca bağımsız birini görmek istemeleri her ne kadar pek çok Alman vatandaşı için anlaşılır olsa da, pek de gerçekçi değil. Ülkeyi gerek yurt içinde gerekse yurt dışında temsil eden cumhurbaşkanlığı makamı acemi veya amatör birine teslim edilmek için fazlasıyla önemli bir makam. Şimdiye kadar bu sahnede tökezleyen hatta düşen çok oldu."

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle