Gündem
BBC Türkçe

Erdoğan Londra'da yabancı yatırımcıyı ikna edebildi mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Londra'ya ziyareti sırasında yabancı yatırımcıların da katıldığı etkinliklerde konuştu. Erdoğan'ın yabancı yatırımcıyı Türkiye'ye gelmek için tekrar ikna etmek istediği ifade edilse de, düşük faizdeki ısrarının bu konuda zorluk yara

15 Mayıs 2018 13:12

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İngiltere'ye üç günlük bir resmi ziyaret gerçekleştirdi.

Bu ziyareti sırasında yatırımcılarla toplantılar gerçekleştirdi, çeşitli forumlarda konuştu ve yabancı medya kuruluşlarına röportaj verdi.

Gezinin öncesinde İngiltere'nin 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Türkiye'ye verdiği desteği vurgulayan Erdoğan, "İki ülke arasında serbest ticaret anlaşması imzalanması dahil olmak üzere tüm seçenekleri değerlendiriyoruz" dedi.

Ekonomi, medya, siyaset gibi alanlarda iki ülkeden etkili insanların bir araya geldiği Tatlıdil Forumu'nun kapanış etkinliğinde konuşan Erdoğan, iki ülke arasındaki ticaret hacminin 16 milyar doların üzerinde olduğunu, bunu 20 milyar dolara çıkarma niyeti taşıdıklarını söyledi.

Erdoğan'ın seçimler öncesi İngiltere'ye gerçekleştirdiği ziyaret, hem ikili ilişkilerin geliştirilmesi hem de Erdoğan'ın yabancı yatırımcıya gönderdiği mesajlar açısından kritik bir öneme sahip.

Merkezi Londra'da bulunan BlueBay portföy yönetimi şirketinin gelişmekte olan piyasalar masasından stratejist Timothy Ash, Erdoğan'ın ziyaretinin iç politikada ve dış politikada iki farklı amacının olduğunu dile getiriyor:

Ash, "Bence May (İngiltere Başbakanı Theresa May) hükümeti burada Erdoğan'a seçimler için büyük bir yardımda bulunuyor" yorumunda bulunuyor.

Ancak Londra'dan bir ekonomist ise esas sorunun yabancı yatırımcıyı ikna etmek için bir çaba gösterilip gösterilmemesi olduğunu söylüyor.

Erdoğan'ın İngiltere ziyaretini gerçekleştirmeden önce düşük faiz konusunda ısrar etmiş olmasını, yabancı yatırımcıyı ikna etmek niyetinde olmadığı şeklinde yorumluyor.

Bu yüzden bu toplantıların yabancı yatırımcıları yeniden Türkiye'ye çekmek konusunda başarılı olmayacağını düşünüyor.

Zira Erdoğan, ABD merkezli uluslararası ekonomi haber kanalı Bloomberg'in Londra'daki binasında gerçekleşen röportajında düşük faiz konusundaki ısrarını sürdürdü.

Başkan olması takdirinde ekonomi ve para politikasında daha etkin rol oynayacağını söyleyen Erdoğan, faizle ilgili olarak da, "Sebep netice ilişkisine baktığımız zaman faiz sebep enflasyon neticedir. Faiz ne kadar düşük olursa enflasyon da o kadar düşük olur. Faizi aşağı çektiğimiz anda bütün maliyet girdileri aşağı düşecektir" dedi.

Merkez Bankası'nın bağımsızlığı ile ilgili olarak

Erdoğan'ın bu sözlerinin ardından Dolar, Türk Lirası karşısında rekor seviyeye çıkarak 4,3942'ye kadar yükseldi.

Böylelikle Türk Lirası'nın Dolar'a karşı değer kaybı yılın başından beri yüzde 15 oldu.

Kurdaki bu dengesizlik ve değer kaybı, yabancı yatırımcının güvenini olumsuz etkiliyor.

Türkiye'nin yükselen cari açığını dengelemesi için yurt dışından gelen yatırıma ihtiyaç duyulması, Türkiye ekonomisi için yabancı yatırımcıyı önemli bir yere konumlandırıyor.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) açıkladığı verilere göre Mart ayında cari açık geçen yılın aynı ayına kıyasla 1,7 milyar dolar artarak beklentilerin üzerinde geldi.

Ödemeler dengesi hesapları içinde yer alan mal ve hizmet ticareti ile birincil ve ikincil gelir hesaplarını kapsamaktadır.

Bir ülkenin mal ve hizmet ihracı ile diğer gelirlerinden oluşan kalemi, mal ve hizmet ithalatı ile diğer giderlerinden daha az ise cari açık oluşmuş demektir.

Bu yılın ilk çeyreğinde ise cari açık neredeyse 16 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu da geçen yılın aynı döneminin iki katı demek.

Analistler ve portföy yöneticileri, Erdoğan'ın özellikle Bloomberg'e verdiği röportajından sonra yabancı yatırımcının yüzünü tekrar Türkiye'ye dönmesinin zor olduğunu söylüyor.

Hatta Erdoğan'ın bu röportajla 'artık piyasalara kulak vermediği' yorumunda bulunuyorlar.

O yüzden Erdoğan'ın Londra gezisini, İngiltere ve Türkiye ilişkilerini geliştirmek açısından bir adım olarak okumanın daha doğru olacağı görüşündeler.

Londra merkezli Cribstone Strategic Macro danışmanlık şirketinin kurucusu Mike Harris, Erdoğan'ın yakın zamanda en büyük amacının başkanlık seçimini kazanmak olduğunu söylüyor:

"Doğal olarak herhangi bir ekonomik anlaşma Türkiye medyasında büyük yankı bulacaktır, ancak en büyük kazanç May ile düzenlenecek bir basın konferansındaki fotoğraf ve Kraliçe ile çay içmek olur.

"AKP'nin Kasım 2015'te tek parti olarak parlamentoda çoğunluğu kazanmaya çalıştığı zamanı hatırlayın. Seçimden sadece haftalar önce Erdoğan'ın İstanbul'da Merkel (Almanya Başbakanı) ile çektirdiği fotoğrafın seçimin başarısıyla ilgisi olduğunu düşünüyorum."

Harris, bu yüzden 'İngiltere gezisinin erken seçim hesaplarında halkla ilişkiler anlamında büyük bir rol oynadığını' düşünüyor.

Londra'dan stratejist Tim Ash de Erdoğan'ın para politikasında sıkılaşmaya gitmek konusunda isteksiz bir görüntü çizmesinin yabancı yatırımcıyı ikna etmeyeceği görüşünde:

"Şu an için yabancı yatırımcı için asıl endişe Türkiye ekonomisinin fazla ısınıp ısınmadığı ya da para politikasının uygun olup olmadığı.

"Piyasalar yüksek faiz ile ekonominin yavaşlamasını ve bunun enflasyonun düşürülmesinde etkin olmasını istiyor. Erdoğan'ın sıkılaşmaya istekli olduğu konusunda ikna etmek adına çok bir şey yaptığını düşünmüyorum, daha çok büyümeden yana görünüyor."

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir