Politika

Erdoğan: Narin cinayeti öne sürülerek Kürt kardeşlerimiz hedef alındı; vicdansızlıktır, ikiyüzlülüktür

14 Eylül 2024 19:32

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mevlid-i Nebi Haftası Açılış Programı'nda konuştu. Diyarbakır'da kaybolduktan 19 gün sonra cesedi derede bir çuval içerisinde bulunan 8 yaşındaki Narin Güran'ın cinayeti ile ilgili konuşan Erdoğan, "Birileri Narin Güran cinayetini kutuplaştırma için kullandı. Bu vahşet öne sürülerek Kürt kardeşlerimiz hedef alındı. Bu vicdansızlıktır, ikiyüzlülüktü" dedi. LGBTİ+'ları hedef alan Erdoğan, "Haya, şefkat ve merhamet gibi hasletler günlük hayattan çekiliyor. LGBT gibi sapkınlar daha önce olmadığı kadar teşvik ediliyor" ifadelerini kullandı. 

Erdoğan'ın açıklamaları şöyle: 

"Filistin'in yiğit evlatlarına ülkem ve milletim adına en derin sevgilerimi gönderiyorum. Dünyanın dört bir ucunda bu gecenin manevi ikliminde ellerini semaya açan mümin yürekleri tebrik ediyorum.

14 asır önce, ayın 14'ü gibi parlayan Peygamber Efendimizi hürmet ile yad ediyoruz. Bu güzel gecenin başta Gazze'deki mazlumlar olmak üzere dünyanın her yerinde ölümle, açlıkla ve zalimle boğuşan tüm mazlumların kurtuluşuna vesile olmasını diliyorum. Bu seneki programların teması Peygamberimiz ve şahsiyet inşası olarak belirlendi.

Peygamberimiz Kur'an'ı vahiy etmekle kalmamış onu yaşamış, onu ete kemiğe büründürmüştür. Bizim rehberimiz de önderimiz de sadece ve sadece odur. Kur'an-ı Kerim insanlık için bir kurtuluş reçetesidir. Bu günü bir manevi diriliş fırsatı olarak görüyoruz. Bir olmanın, birlik olmanın sırrına inşallah bir kez daha ereceğiz. İnsanlar arasından çıkmış olan en güzel şahsiyet olan Peygamberimizin izinde yeniden şahsiyetleneceğiz.

Şu hakikatin hepimiz farkındayız. Güçlü şahsiyetler güçlü toplumu oluşturur. Tek tek kişiler bozulursa, aile bozulur. Aile yozlaşırsa, toplum çürür. Toplum çürürse, memleket çürür. Bütün insanlık zeval görür. Millet olarak son 2 asırdır çok yönlü, çok ince düşünülmüş bir kuşatma ile karşı karşıyayız. Yıllardır aynı noktayı hedef alıyorlar. Bu milletin iman kalesini çökertmek için hiç olmazsa bu kalede gedik açmak için saldırıyorlar. Bunu bir dönem camilerimizi kapatarak, satarak yaptılar. Bir dönem minarelerimizden yükselen ezanları susturarak yaptılar. Bir dönem kızlarımızı üniversite kapılarında ağlatarak yaptılar. Bu yıkım projesinde kimi zaman medya kullanıldı. Kimi zaman sinema, tiyatro, televizyon dizileri kullanıldı. Kimi zaman kaleminden nefret akan aydınlar kullanıldı. Kimi zaman da siyasetçiler kullanıldı.

İnsanlık nereye savruluyor dediğimiz, bu gidiş nereye dediğimiz günlerden geçiyoruz. Haya, şefkat ve merhamet gibi hasletler günlük hayattan çekiliyor. LGBT gibi sapkınlar daha önce olmadığı kadar teşvik ediliyor. Sevgili peygamberimizin hikmet dolu sözlerine, yolumuzu aydınlatan rehberliğine her zamankinden çok daha fazla ihtiyacımız var. Birbirimizi daha iyi anlamaya, empati kurmaya ihtiyacımız var. Millet olarak dayanışmayı daha da yüceltmeye, muhabbeti daha da güçlendirmeye ihtiyacımız var. Bizi biz yapan kadim değerlerimize daha sıkı sarılmaya ihtiyacımız var.

Değerli hocalarım, artık eskisi kadar olmasa da hala birilerinin bu manevi işgal projesine taşeronluk yaptığını görmekteyiz. Biz bunlardan ülkeye kötülük dışında, nifak dışında zaten bir şey beklemiyoruz. Kimileri millet düşmanlarının tuzağına düşerek buna istemeden destek veriyor. Şurayı özellikle dikkatini çekeyim. Bu ideolojik bağnazlık öyle boyutlara ulaştı ki, hutbede okunanları hedef almaya başladılar. Kendini bilmezin biri çıkıyor ahkam kesiyor. Hocalarımıza had bildirmeye kalkıyor. Bunu yaparken de Gazi Mustafa Kemal'in arkasına saklanıyor. İçinde ne varsa ortaya dökmek yerine Gazi Mustafa Kemal'i hadsizliğine alet etmeye çalışıyor. Maalesef mensubu olduğu parti içinde kimse itiraf etmiyor, genel başkan dahil kimse tepki göstermiyor.

"Birileri Narin Güran cinayetini kutuplaştırma için kullandı"

Kimileri 8 yaşında hayattan koparılmış bir çocuğun cenazesi üzerinden siyaset yapacak kadar insanlıktan çıkabiliyor. Bu vahşet öne sürülerek aile müessesi, dini kurumlar, hatta Kürt kardeşlerimiz hedef alınıyor. Açık söylüyorum bu vicdansızlıktır. Tekirdağ'daki alçaklığın da hesabını mutlaka adalet karşısında soracak, bu sabiye işkence eden çukurların da en ağır cezayı almaları için mücadele edeceğiz.

Tekirdağ'daki alçaklığın da hesabını mutlaka adalet karşısında soracak, bu sabiye işkence eden çukurların da en ağır cezayı almaları için mücadele edeceğiz.  Aynı zamanda bu rezil olaylar üzerinden marjinallerin günah çıkarmalarına, aile kurumunu hedefe koymalarına da eyvallah etmeyeceğiz."

 

Annesi ve babası Can Atalay'ın "suçlarını" anlatıyor