Alman günlük gazetesi ‘Tageszeitung’da Türkiye ile ilgili makaleleri ile tanınan gazeteci Çiğdem Akyol’un piyasaya yeni çıkan kitabı ‘Generation Erdoğan’ (Erdoğan Nesli) Alman kamuoyunda ilgi yarattı. Kitap, Erdoğan hükümetinin on iki yıllık iktidarında oluşan yeni bir nesli anlatıyor ve bu nesil üzerinden Türk siyasi ve sosyal hayatına ışık tutmaya çalışıyor. DW Türkçe'den Özlem Coşkun, Çiğdem Akyol ile kitabı‘Generation Erdoğan’ı ve Alman medyasından Türkiye’ye bakışı konuştu.
DW: Sayın Akyol, öncelikle neden ‘Erdoğan Nesli’? Yani bu konuda bir kitap yazma fikri sizde nasıl oluştu?
Çiğdem Akyol: Almanya’da Türkiye ile ilgili yazılmış çok sayıda değerli eser mevcut; Türk kültürü, Türk edebiyatı, Türk siyasi tarihi ya da Türkiye’deki siyasi sınıflar gibi. Ancak Türkiye'nin güncel siyasetini ele alan tek bir kitap dahi yok. Türkiye, ciddi bir ayrışma, bir dönüşüm yaşıyor ve bunu taşıyan genç bir nesil söz konusu. Ben de bundan yola çıkarak, bir kitap kaleme almak istedim. Yani Türkiye'nin güncel siyasi durumuna ve yakın geçmişine ışık tutmaya çalıştım."
DW: Peki, Türkiye'nin güncel siyaseti sizin çerçevenizden nasıl görünüyor? Özellikle de Alman medyasından bakıldığında…
Çiğdem Akyol: "Alman medyasındaki haberlerde Türkiye, çok sayıda ayrışmanın olduğu bir ülke olarak görünüyor. Türkiye’de çalıştığım zaman zarfında, bunun doğruluğunu bizzat gözlemledim. Ama Türkiye’deki renkli ve çok sesli sivil toplumu da göz ardı etmemek gerekiyor. Her ne kadar Alman medyası buna dair haberler yayınlamış olsa da, yeterli değil. Yani haberlerde, ağırlık daha çok ülkedeki İslamlaşma tehlikesine ve kutuplaşmaya veriliyor. Halbuki Gezi Parkı protestolarında uğradıkları kırgınlığa karşın, hala hükümete aktif ve demokratik bir şekilde muhalefet eden renkli bir sivil toplum mevcut."
DW: Kitabınıza ismini veren ‘Erdoğan Nesli’ ile ilgili neler söylersiniz?
Çiğdem Akyol: "Kitaba konu olan, Erdoğan iktidarı döneminde büyüyen bir nesil. Bu nesil, siyasi bir hesaplaşmanın ürünü olsa da, sağlıklı bir orta sınıf olarak gelişiyor. Çünkü belirli bir kesim, ilk kez elitler diye nitelendirilen Kemalistlerle eşit olanaklara sahip oluyor. Böylece eğitimde, işte ve sosyal hayatta özgüven ve görünürlükleri artıyor. Ama söz konusu nesil, beraberinde internet kısıtlamalarına, hükümet muhaliflerinin sert bir biçimde bastırıldığına, hapsedildiğine, işlerinden edildiğine de şahit oluyor. Yani sağlıklı bir orta sınıf olarak doğan Erdoğan nesli, aynı zamanda geleceğinden korkan, özel hayatının kısıtlanmasından, ülkesindeki insan haklarından endişeli bir nesil olarak da karşımıza çıkıyor."
DW: Siz, bu endişelere nasıl yaklaşıyorsunuz? Türkiye'nin siyasi geleceği ile ilgili görüşleriniz ne yönde?
Çiğdem Akyol:"Önümüzdeki yaz Türkiye'de genel seçimler yapılacak ve görünen o ki, iktidar partisi AKP yeniden seçimlerden galip çıkacak. Zira ne toplumda ne de muhalefet kanadında bunun aksini gösteren herhangi bir işaret mevcut. Bu da, ülkedeki ayrışmanın devam ederek, derinleşeceği anlamına geliyor. Dolayısıyla ülkenin bir bölümü iktidar partisince desteklenirken, diğer bölümü yine siyasette temsil edilmediğini hissedecek ve belki yeniden sokaklara dökülecek. Bunu zaman içerisinde göreceğiz. Ama açıkça görünen, bugünün siyasi idaresi ile ülke geleceğinin pek iyi bir yolda olmadığıdır."