11 Nisan 2025 16:05
Güncelleme: 11 Nisan 2025 17:00
T24 Haber Merkezi
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üyelik hedefinde bir değişiklik olmadığını belirtirken, "Türkiye olmadan Avrupa güvenliğinin düşünülemeyeceği bir kez daha ortaya çıkmıştır. Türkiye, Avrupa güvenliği için gelecekte de sorumluluk almaya hazırdır" dedi. Erdoğan, AB'den tam üyelik için somut adımlar beklediklerini söyledi. Erdoğan, Suriye'yle ilgili olarak da "Suriye'nin toprak bütünlüğünü, istikrarını ve güvenliğini kendimizden ayrı görmediğimizi özellikle dile getirmek istiyorum" derken, ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bu konuda temas halinde olduklarını dile getirdi. Erdoğan, bir kez daha İsrail'i "terör devleti" olarak nitelendirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 4. Antalya Diplomasi Forumu Resmi Açılış Töreni'nde konuştu.
Orta Doğu'da barışın ancak iki devletli çözümle mümkün olacağını ifade eden Erdoğan, "İsrail'in ateşkesi sabote ettiğini" söyledi ve "Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok" dedi. Erdoğan, İsrail'in Gazze saldırılarına tepki gösterip "İsrail apaçık soykırım uyguluyor" ifadesini kullandı.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Dünya beşten büyüktür, çünkü insanlık beşten büyüktür. Bir hakikati dikkatinize getirmek arzusundayız; biz krizlere gebe bir ülkede bulunuyoruz. Bu tarih boyunca da öyleydi. Şunu da iftiharla söylemek durumundayım; biz bu coğrafyanın sadece sakinleri değil aynı zamanda sahipleriyiz. Bin yıldır buradayız, bu topraklardayız. İnşallah daha nice asır boyunca yine burada olacağız.
Biz çatışmanın değil uzlaşmanın, kan, gözyaşı, acı ve gerilimin değil refahın egemen olduğu bölge görmek, evlatlarımıza böyle bir dünya bırakmak istiyoruz. Bunun kolay olmadığını biliyoruz. Bugün de zor olanın tarafındayız.
Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Yerin altındakilerle değil yerin üstündekilerle, insanlarla yani canla ilgileniyoruz. Şunu unutmayalım; zulüm ile abad olunmaz diyoruz.
İsrail, Filistin halkına karşı apaçık bir soykırım uyguluyor. B zulme en güçlü tepkiyi vermek insanlık vazifemiz. İsrail'in katliamlarına sessiz kalmak bu suça ortak olmaktır. İsrail, Han Yunus'ta gazetecilerin kaldığı çadırı bombaladı. Haydutluk değilse nedir? Savaşta dahi olsa meşru bir devlet böyle hareket eder mi? Bunun adı devlet terörü değil midir? İsrail terör devletidir, başka adı olamaz. İsrail her seferinde daha kanlı saldırılara girişmektedir. Gazzeli ve Filistinli kardeşlerimize terörist diyerek işlediği katliamları meşrulaştırmak niyetindedir.
Dünya beşten büyüktür, çünkü insanlık beşten büyüktür. Bir hakikati dikkatinize getirmek arzusundayız; biz krizlere gebe bir ülkede bulunuyoruz. Bu tarih boyunca da öyleydi. Şunu da iftiharla söylemek durumundayım; biz bu coğrafyanın sadece sakinleri değil aynı zamanda sahipleriyiz. Bin yıldır buradayız, bu topraklardayız. İnşallah daha nice asır boyunca yine burada olacağız. İsrail'in saldırıları DEAŞ'la mücadele çabalarını sekteye uğratıyor.
Biz çatışmanın değil uzlaşmanın, kan, gözyaşı, acı ve gerilimin değil refahın egemen olduğu bölge görmek, evlatlarımıza böyle bir dünya bırakmak istiyoruz. Bunun kolay olmadığını biliyoruz. Bugün de zor olanın tarafındayız.
Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Yerin altındakilerle değil yerin üstündekilerle, insanlarla yani canla ilgileniyoruz. Şunu unutmayalım; zulüm ile abad olunmaz diyoruz.
8 Aralık devrimiyle sadece Suriye'de değil, tüm bölgemizde kalıcı istikrar için yakalan fırsatın heba edilmesine izin veremeyiz. Suriye'nin yeni bir istikrarsızlık girdabına sürüklenmesine göz yummayız. 911 km uzunluğunda sınıra sahip olduğumuz komşumuz Suriye'nin toprak bütünlüğünü, istikrarını ve güvenliğini kendimizden ayrı görmediğimizi özellikle dile getirmek istiyorum. Suriyeli kardeşlerimiz savaşa, acıya, zulüme doydu. Bunları onlara tekrar yaşatma niyeti olanlar, hesaplarını buna göre yapmalıdır. Soğukkanlılığımızı, sabrımızı, meseleleri diyalog yoluyla çözme tavrımızı kimse yanlış yorumlamamalı; sükunetimiz birilerini çok hatalı heveslere sürüklememeli.
Suriye'nin toprak bütünlüğü ve istikrarının muhafazası noktasında sayın Trump ve sayın Putin başta olmak üzere bölgedeki tüm aktörlerle çok yakın diyalog halindeyiz.
Türkiye olmadan Avrupa güvenliğinin düşünülemeyeceği bir kez daha ortaya çıkmıştır. Türkiye, Avrupa güvenliği için gelecekte de sorumluluk almaya hazırdır.
Türkiye’nin AB hedefinden uzaklaştığına dair iddia ve eleştirilerin bizim nazarımızda hiçbir geçerliliği yoktur. Bugün kimi Avrupa ülkeleri bundan üç çeyrek asır önce AB’ye hayat veren ufkun, cesaretin, stratejik bakış açısını maalesef ortaya koyamıyor. Avrupa Birliği, yeniden yapılanan küresel sistemde hak ettiği şekilde temsil edilmek, mevcut sınamaların üstesinden gelmek istiyorsa Türkiye tam üye olarak sandalyesine kavuşmalıdır. Biz üyelik sürecini ilerletme noktasında hazırız ve kararlıyız. AB’den somut adımlar atmasını bekliyoruz. Güçlü bir savunma sanayii olmadan, güçlü bir dış politika olmaz. Türkiye olarak bugünkü özgüvenimizi, savunma sanayii alanındaki atılımlarımıza borçluyuz.
Bugün bu alanda yüzde 80 seviyesinde yerlilik oranına ulaştık. Böylece kendi göbeğimizi kendimiz keser duruma geldik. Silahlı-silahsız, insansız hava araçlarımız gemilerimiz, tanklarımız, roket ve füzelerimizin yanı sıra pek çok yeteneğimizle kendi ihtiyaçlarımızı karşılamanın çok ötesine geçtik.
ABD ile 100 milyar dolarlık ticaret hedefimize büyük önem veriyoruz. Başkan Trump’ın ikinci döneminde kendisi ile olan yakın dostluğumuzun katkısı ile Amerika ile ilişkilerimizin her alanda serpileceğine inanıyorum."
© Tüm hakları saklıdır.