(Ayrıntılarla güncellendi)
Siyamend Kaçmaz / Soçi, 17 Eylül (DHA) – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile gerçekleştirdiği ikili ve heyetler arası görüşmelerin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, Suriye konusuna Rusya ile işbirliğinin devam ettiğini söyledi ve şöyle konuştu:
\"Putin ile Suriye konusunu son olarak Tahran’da düzenlenen üçlü zirvede ele alma imkanı bulmuştuk. Türkiye olarak hassasiyetlermizi Tahran’da dile getirmiştik.
\"Tahranda vardığımız mutabakatı sahada nasıl hayata geçirebileceğimiz müzakere etme imkanı bulduk. Görüşmelerimizde İdlib’te karşılıklı endişelerimiz dikkate alan çözüm yolları bulunması konusunda da çok önemli mesafe katettik.
\"Putin’le İdlib meselesinin Astana ruhuna uygun bir anlayış temelinde çözümü konusunda mutabık olduğumuzu bir kez daha gördük.
\"Bu çerçevede yaptığımız değerlendirmelerin sonunda muhalifler ve rejim kontrolündeki alanlar arasında silahlardan arındırılmış bir bölge oluşturulması kararına vardık.
\"Muhalifler bulundukları alanlarda kalmaya devam edecek ve buna karşılık Rusya ile beraber belirleyeceğimiz, radikal grupların söz konusu alanda faaliyet göstermemesini sağlayacağız.
\"Rusya İdlib çatışmazlık bölgesine saldırılmamasının temini için gereken tedbirleri alacaktır. Gerek üçüncü tarafların provokasyonlarını, gerekse varılan mutabakatın temini için yine birlikte çalışacağız.
\"Bu amaçla Rusya ve Türkiye belirlenecek silahsızlandırışmış bölgelerin sınırında koordineli devriye faaliyeti gösterecektir
\"Türkiye halen İdlib çatışmamazlık bölgesinde bulunan gözlem bölgesini tahkim edecektir. Böylece İdlib’de büyük bir insanı kriz yaşanmasının önüne geçtiğimize inanıyorum.
\"Türkiye, Suriye krizinin başından beri olduğu gibi İdlib meselesinde de üzerine düşeni yapmaya devam edecektir.
“Bu mutabakat Türkiye’nin yeni yüklerle karşılaşmaması bakımında Rusya başta olmak üzere konuya taraf ülkeler içn de önemli bir kazanımdır.
“Bu görüşmemizde ayrıca Suriye sahasında varlık gösteren teröristlerin İdlib’le sınırlı olmadığına da özellikle dikkat çektik.
“Suriyenin toprak bütünlüğüne kast eden ve Türkiye\'nin de milli güvenlğini tehdit eden PYD YPG’dir. Bu örgütün Fırat\'ın dogusunda gerçekleştirdiği katliamlar ve etnik temizlik faaliyetleri ortadadır.
“Suriye’nin geleceğine yönelik en büyük tehdit İdlib’ten ziyade Fırat’ın doğusundaki bu terör yuvasından kaynaklanmaktadır. Öncelikle bu terör bataklıklarının kurutulması gerekiyor.
“Dört bin kilometrekareden fazla bir alanı DEAŞ’lı ve PKK’lı teröristlerden arındırdık.
“Bu bölgede benzer adımlarında PYD YPG örgütlerinin bulunduğu diğer alanlarda da uygulanması önem arz ediyor.
“Türkiye ve Rusya olarak arzumuz Suriye krizinin BM Güvenlik Konseyinin 2254 sayılı kararı temelinde çözüme kavuşturulmasıdır. Bu hedefe yönelik işbirliğmimizi sürdüreceğiz. Bu çerçevede Astana garantörlerinin BM Suriye Özel Temsilcisiyle geçen hafta Cenevre’de Anayasa Komitesi’nde yaptıkları toplantının sonuçlarını değerlendirdik. Hedefimiz tabi ki önce bir anayasasının oluşması, ardından orada demokratik bir seçimin gerçekleşmesi ve Suriye halkının da kendi demokratik yönetimine kavuşmasıdır.
“Türk Rus ilişkilerini tanımlayan ana unsurlar iyi komşuluk, ortak çıkarlar ve karşılıklı saygıdır. Bu temelde birçok adım attık fakat bunları yeterli görmüyoruz.
“İşbirliğimizin geliştirilmesi için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bu anlayıştan hareketle değerli dostum Putin’e bana ve heyetime gösterdiği konukseverlik için tekrar teşekkür ediyorum.”