CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, Türkiye İstatistik Enstitüsü’nün (TÜİK) aralık ayı enflasyon rakamlarına ilişkin “Milyonlarca memur ve emeklinin maaş artışı beklentisinin boşa çıkacağı, 2025’in çok daha zor geçeceği görülüyor. Açıklanan bu oranlarla milyonlarca emekli için yüzde 15,5 oranında maaş zammı sefaletin normalleştirilmesidir” değerlendirmesini yaptı.
CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, dünya ve Türkiye gündemine ilişkin haftalık değerlendirme raporunu yayınladı. Toprak, şunları kaydetti:
“Enflasyon, TÜİK’te yüzde 44,38; ENAG’ta yüzde 83,40 olarak hesaplandı”
“TÜİK 5,5 milyon memur, 2,5 milyon memur emeklisi ve 14 milyon SSK ve Bağ-Kur emeklisinin 2025 yılı maaş artış oranlarına esas alınacak enflasyon rakamlarını 3 Ocak’ta açıkladı. Açıklanan rakamlara göre aralık ayında TÜFE artışı aylık yüzde 1,03, yıllık yüzde 44,38 oldu. Enflasyon Araştırma Grubu’nun (ENAG) TÜİK madde sepeti ve hesap yöntemiyle yaptıkları enflasyon hesabına göre aylık artış yüzde 2,34, yıllık artış yüzde 83,40.
“Dev bir enflasyon uçurumu çok ciddi hesap manipülasyonlarının göstergesidir”
TÜİK ve ENAG enflasyonu arasında yarı yarıya fark var. Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen iktisatçılarının enflasyon hesabında TÜİK’e kıyasla yüzde 50’ye varan bir yanlışlık ya da sapma olacağını kabul etmek olanaksız. Böylesine dev bir enflasyon uçurumu çok ciddi hesap manipülasyonlarının göstergesidir.
TÜİK gerek Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) tarafından açılan davada gerekse emekli Yargıtay onursal üyesinin açtığı ‘TÜİK’in enflasyon hesabıyla mağduriyet’ davasında fiyat derlemelerini, enflasyon sepetindeki madde fiyat artışlarını mahkemenin talebine rağmen göndermedi. TÜİK’in yargıdan bilgi, belge ve hesap kaçırması, mahkemenin tayin ettiği bilirkişilere bu bilgileri vermemesi bilgi edinme hakkının çiğnenmesidir ve suçtur. TÜİK’in bu tutumu hesaplama yöntemlerinin manipüle edilip edilmediği kuşkularını haklı çıkartmaktadır.
“Maaşı yüzde 15 artan bir kişi yüzde 58 kira artışını neyle karşılayacak”
TÜİK’in duyurduğu bu düşük rakamlar nedeniyle milyonlarca memur ve memur emeklisi yüzde 11,54, SSK ve Bağ-Kur emeklileri ise yüzde 15,75 oranında maaş artışıyla yetinmeye mahkum edilmektedir. Maaşlara yüzde 15 artışa karşılık yine TÜİK’in açıkladığı ocak ayı kira artış oranı yüzde 58,51. Maaşı yüzde 15 artan bir kişi yüzde 58 kira artışını neyle karşılayacak?
Oysa iktidarın kendi alacakları için 1 Ocak’tan bu yana uyguladığı Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) enflasyon artışına endeksli Yeniden Değerleme Oranı (YDO) yüzde 43,93’tür ve yılbaşından itibaren tüm vergi ve cezalar, harçlar, fiyatlar Cumhurbaşkanı kararnameleriyle bu oranda artırılmıştır. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek enflasyon verileri ardından yaptığı açıklamada; en büyük önceliklerinin vatandaşın geçim sıkıntısını çözmek olduğunu ifade ederek milyonlarca ücretli, dar gelirli, işçi, memur, emekli ile alay etmektedir. İnsanlara geçinemeyecekleri ücretler vererek, enflasyonun altında ücret ve maaş zamları yaparak, yedikleri-içtikleri her şeyin fiyatını ve vergisini artırarak geçim sıkıntısının hafifletildiği, sorunun çözüldüğü nerede görülmüştür?
“En düşük emekli aylığı asgari ücret düzeyine çıkartılmalı”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kimseyi enflasyona ezdirmedikleri söyleminde samimi ise bu tablonun gereğini yapmalıdır. En düşük emekli aylığı asgari ücret düzeyine çıkartılmalı, tüm emeklilere söz verildiği halde tutulmayan 8 bin liralık seyyanen artış ve maaşlara yüzde 44,38 oranındaki geçmiş enflasyon oranında zam yapılmalıdır. Vatandaşın geçim sıkıntısını bir nebze hafifletebilecek tek çözüm yolu budur.”
“Rus doğalgazına bağımlı olan ülkelerin enerji piyasaları ciddi risk altına girdi”
Rus doğal gazının Ukrayna üzerinden Avrupa ülkelerine transit transferi anlaşmasının yenilenmemesi ve Rus doğal gaz şirketi Gazprom’un 1 Ocak’tan itibaren Avrupa’ya gaz akışını durdurmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Toprak, “Ciddi ölçüde Rus doğalgazına bağımlı olan başta Doğu Avrupa ülkeleri ve Avrupa enerji piyasaları ciddi risk altına girdi” ifadelerini kaydetti. Toprak, şu ifadelere yer verdi:
“Rusya ile Ukrayna arasındaki doğalgaz transit geçiş anlaşması üç yıla yaklaşan savaşa rağmen askıya alınmadı. Her iki taraf enerji akışının kesilmemesi için doğalgaz transferini çatışma politikalarının dışında tutuyordu. AB ülkeleri ise Rusya’dan doğalgaz ve petrol alımına olan bağımlılığı azaltmak için bir dizi karar alırken, ABD ve Katar’ın yanı sıra Mısır’dan sıvılaştırılmış petrol gazı (LPG) ve sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) alımına öncelik vermeye yöneldi. Ancak Rusya’nın Karadeniz’de Mavi Akım, Türk Akımı, Kuzey Baltık hattı gibi doğalgaz boru hatlarıyla en büyük doğalgaz tedarikçisi olduğu AB ülkeleri, bu bağımlılığı bir anda sona erdirmenin olanaksızlığı karşısında aşamalı bir geçişle bağımlılığı azaltmayı kararlaştırmıştı. Özellikle Doğu Avrupa ülkeleri, Polonya, Macaristan, Çekya, Slovakya, Avusturya, Bulgaristan, Romanya Rusya’dan doğalgaz alımını kesemeyeceklerini gündeme getirerek doğalgazda AB planının ve yaptırımlarının dışında kaldı.
“Avrupa’nın doğalgazı Ukrayna üzerindeki doğalgaz geçiş boru hattıyla sağlanıyor”
Diğer boru hatlarına nazaran Rus doğalgazının en baştan beri Avrupa’ya akışını sağlayan en stratejik hat Ukrayna üzerinden Avrupa’ya geçiş yapan doğalgaz hattı. Sovyetler Birliği döneminden beri Avrupa’nın doğalgaz ihtiyacı büyük ölçüde Ukrayna üzerinden geçen transit doğalgaz geçiş boru hattıyla sağlanıyor. Rusya-Ukrayna savaşında Ukrayna’ya askeri ve mali destek veren AB, buna rağmen transit boru hattından Ukrayna üzerinden gaz alımını sürdürdü. Rusya da bu konuda güçlük çıkartmadı. Ancak Rus doğalgaz şirketi Gazprom ile Ukrayna doğalgaz şirketi Naftogaz Ukrayna arasında 2019’da imzalanan transit doğalgaz geçiş anlaşmasının süresi 2024 sonunda dolacak olmasına karşılık Ukrayna anlaşmanın uzatılması konusunda adım atmadı. Gazprom, Ukrayna doğalgaz geçişi için Naftogaz Ukrayna’ya yıllık 800 milyon dolar geçiş ücreti ödüyordu.
“Doğrudan Rus gazına bağımlı ülkeler için çetin bir enerji ve ekonomi tablosu söz konusu”
Gazprom tarafından yapılan açıklamada Ukrayna’nın sözleşmeleri uzatma konusunda ret yanıtı nedeniyle doğalgaz transit işlemlerine devam edecek teknik ve yasal imkanın kalmadığı belirtildi. Ukrayna Enerji Bakanı German Galushchenko, ulusal çıkarlar ve güvenlik nedeniyle Rus gaz transitinin durdurulduğunu açıkladı. Ukrayna bu karar sonrası Rusya’nın Avrupa pazarını kaybedeceğini ve büyük mali kayıp yaşayacağını öne sürüyor. Gazprom’un sevkiyatı durdurma kararının bazı Doğu Avrupa ülkelerinde enerji krizine yol açması beklenirken, gaz akışının durmasının Avrupa genelinde olumsuz şekilde yansıması söz konusu. Macaristan, Türk Akımı boru hattı üzerinden Rus gazı almaya devam edeceğini açıkladı. Avusturya, alternatif çözümler için Rusya ile temas halinde olduklarını duyurdu.
Gazprom’un Ukrayna üzerinden gaz akışını durdurması, Rusya açısından küresel enerji pazarında pay kaybına yol açacaktır. Başta Doğu Avrupa olmak üzere doğrudan Rus gazına bağımlı ülkeler için çetin bir enerji ve ekonomi tablosu söz konusu. Ukrayna’nın bu hamlesi ve Gazprom’un gaz sevkiyatını durdurması Doğu Avrupa, Karadeniz ve Ukrayna-Rusya savaşındaki dengeleri sarsabilir!” (ANKA)