Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Rakka'ya yönelik operasyon kapsamında YPG'ye ağır silah desteğine dair kararı imzalayan ABD Başkanı Donald Trump hakkında "Orta Doğu'da Türkiye'siz bir karar verilmesi düşünülemez. Eğer Türkiye’nin fikrine müracaat etmeden birileri karar alıyorsa bunun bedelini aslında ağır ödüyorlar. Türkiye ile ne yapabiliriz diye düşünmeleri gerekir" dedi. ABD Başkanı Trump ile 16 Mayıs'ta yapacağı görüşmeye de değinen Erdoğan, "Nihai görüşme benim yapacağım görüşmelerdir. Sayın Başkan ile yapılacak görüşmeyi neticelere göre, adeta ben peşrev gibi görüyorum" dedi.
Hürriyet gazetesinden Vahap Munyar'ın haberine göre, Kuveyt’e yaptığı günübirlik ziyaret dönüşü uçakta soruları yanıtlayan Cumhurbaşkanı’nın verdiği mesajlar özetle şöyle:
"Lafla olmuyor ki"
(Fransa’da Macron’un Cumhurbaşkanı seçilmesinin Avrupa Birliği’ne etkileri) Türkiye, üzerinde oyunların oynandığı bir ülkedir. Bizim her şeyden önce kendi göbeğimizi kendimiz kesebilmemiz lazım. Gerektiğinde önleyici tedbirleri kendimiz alacağız. Kendimiz alamazsak bunlar bizim için her an sıkıntıdır. PYD- YPG’yi düşünün, bir bakıyorsunuz NATO’da beraber olduğumuz ülkeler bunlarla işbirliği yapıyor. Bu kabul edilebilir bir şey değil. NATO’da sizinle beraber olan biziz, terör örgütü değil. ‘Ama YPG-PYD’nin Türkiye’ye zarar vermesini istemeyiz’ diyorlar. Lafla olmuyor ki!
"Huzuru yok ediyorlar"
Orta Doğu’da Türkiyesiz bir karar verilmesi düşünülemez. Eğer Türkiye’nin fikrine müracaat etmeden birileri karar alıyorsa bunun bedelini aslında ağır ödüyorlar. Hem ekonomik hem de insan kaybı olarak ödüyorlar. Bir de huzuru yok ediyorlar. Şu anda bölgede huzur var mı? Yok. O anlayışla olmaz. Bu nedenle süratle bunu halletmemiz gerekir. Suriye sınırımız 911 km, Irak sınırımız 350 km. Öyleyse ‘Türkiye ile ne yapabiliriz’ diye düşünmeleri gerekir. ABD ziyaretiniz öncesi bir ön heyet görüşmeler yaptı. ABD konusunda beklentileriniz nedir? Nihai görüşme benim yapacağım görüşmelerdir. Sayın Başkan ile yapılacak görüşmeyi neticelere göre, adeta ben peşrev gibi görüyorum.
CHP'ye: Külliyen yalan
(CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Saray, CHP’nin içini karıştırıyor” sözleri) Orasının adı saray değil, Külliye. Dedikleri, külliyen yalan. Bizim kendi işimiz gücümüz var. O işlerle ne yapacağız. Maalesef adresi yanlış göstermiş.
(AKP’nin 21 Mayıs’taki kongresi sonrası süreç nasıl işleyecek) “Doğmamış çocuğa don biçilmez” demiştim. İnşallah önce doğum gerçekleşsin. 21’inden sonra her şeyi duyacaksınız. Başbakan olduğumda 100 günlük bir proje açıklamıştım. Kongrenin ardından da tabii ki bir yol haritası açıklarız.
"Literatüre 'merkez'i biz getirdik"
(Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un “Merkezi temsil ediyorum” mesajı) Bana göre, AK Parti Türkiye’de ilk defa merkez siyasetle çıkmış bir partidir. Biz ‘merkez siyaset’ dediğimiz zaman bazı köşe yazarları bizimle dalga geçti. Jean Jacques Rousseau’dan bu yana Montesquieu’den bu yana böyle bir siyaset olmadı muhafazakâr demokraside, nereden çıkardınız bunu’ diyenler vardı. Biz de siyaset literatürüne böyle bir kavramı getirdik.
(Macron’la ilgili izlenimleri) Telefon konuşmamız olumlu geçti. Brüksel’deki NATO zirvesi var. NATO’da bir araya gelmeyi kendisi teklif etti, “Brüksel’de başa baş görüşürsek memnun olurum” dedi.