Gündem

Eren Erdem’in avukatı: Adaletsizlik duyulsun diye açlık grevine başladı

"Sonucunun nereye ulaşacağını düşünerek eylem yapmıyor, taleplerini iletiyor"

29 Ocak 2019 07:50

DW Türkçe - Jülide Danışman, Aydın Üstünel

28 Haziran 2018 tarihinden beri Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan CHP Parti Meclis Üyesi ve eski milletvekili Eren Erdem, bugün "Adalet Orucu” olarak adlandırdığı açlık grevine başladı.

Eren Erdem, kapatılan Karşı gazetesinin genel yayın yönetmeni olduğu dönemde, 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarına ilişkin ses kayıtlarını servis ettiği gerekçesiyle hakkında açılan soruşturma kapsamında tutuklanmıştı. Erdem hakkında, "örgüte üye olmamakla birlikte örgüte yardım etmek” ve "göreve ilişkin sırrın açıklanması” suçlamalarıyla dava açılmıştı. İstanbul 23’üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın 7 Ocak’taki duruşmasında, mahkeme Eren Erdem'in adli kontrol şartı ile tahliyesine hükmetmişti.

Ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Eren Erdem hakkında kaçma şüphesi olduğu gerekçesiyle tahliye kararına itiraz etmişti. Bunun üzerine üst mahkeme İstanbul 24'üncü Ağır Ceza Mahkemesi, itirazın kabulüne karar vermişti.

Eren Erdem'in avukatı Onur Cingil, müvekkilinin yaşadığı bu "adaletsizliğin tüm Türkiye ve dünya kamuoyu” tarafından bilinmesi için "Adalet Orucu”na başladığını dile getirdi.

Cingil, DW Türkçe'nin Eren Erdem'in başlattığı açlık grevine ilişkin sorularını yanıtladı:

Silivri Cezaevi'ne giderek Eren Erdem ile görüştünüz. Eren Erdem'in "Adalet Orucu” olarak adlandırdığı açlık grevine başlayacağınızdan siz ne zaman haberdar oldunuz ve nasıl tepki gösterdiniz?

Bu tutukluğun başlarından, daha doğrusu haksızlığın ve adaletsizliğin başladığı ilk günlerden beri bir tepki mekanizması olarak Eren Erdem'in dillendirdiği bir konu olmuştu. Fakat biz kronik sağlık sorunları olduğu gerekçesiyle buna gerek olmadığını, sorunun hukuki yollardan çözülebileceğini söylüyorduk. Geçen hafta "Adalet Orucu”na başlayacağını yoğun bir şekilde dillendirmeye başladı. Biz de bu hafta içinde bu süreci tekrar konuşmak üzere kendisiyle mutabık kalmıştık. Ancak bugün kendi iradesiyle verdiği bir kararla buna başladı. Sadece sıvı tüketiyor, şeker alıyor ama hiçbir şey yemiyor, tam bir oruç tutuyor. Bunu "Adalet Orucu” olarak adlandırdı. Biz bunun haberini bugün aldık ve gittik. Eylemine müdahale için gitmedik. Bazı sağlık sorunları olduğu için bunları düşünmesini istedik. Bizim sağlığı ile ilgili telkinlerimizi göz ardı etti. Eylemine devam edecek.

Eren Erdem'in Cumhuriyet Halk Partisi'nden beklentisi ne?

Bu konuyla ilgili olarak CHP milletvekilleri ve Genel Merkez bu konudaki haksızlığı dillendirmeye çalışıyor. Ama Eren Erdem bu haksızlığın muhalefet kanadında, parti kamuoyunda ve tüm Türkiye'de daha fazla dillendirilmesini istiyor. Eren Erdem sadece partisi tarafından değil genel olarak daha fazla dillendirilmesini talep ediyor. Parti zaten gerekeni yapmak için çaba harcıyor.

Eren Erdem'in kafasında bu süreç aslında şöyle netleşti, buna vurgu yapmak gerekir: 7 Ocak’taki duruşmada dosyanın kendi mahkemesi tahliye vermesine rağmen, yarım saat içinde beş satırlık bir itiraz dilekçesi ile bir üst mahkeme, on binden fazla sayfayı yarım saatte okumasına imkân olmamasına rağmen tutuklama talebiyle yakalama kararı çıkarttı. Eren Erdem, cezaevine gelen jandarma ile jandarma karakoluna götürüldü ve ertesi gün tekrar tutuklandı. Bu çok bariz bir şekilde hukuka aykırılıktır. Bariz bir adaletsizliktir. Eren Erdem için tepe noktası bu oldu. Dolayısıyla bunun tüm Türkiye ve dünya kamuoyu tarafından bilinmesi ve toplu bir tepki verilmesi Eren Erdem’in en çok istediği şey.

Eren Erdem talebinin kabul edilmesi konusunda ne kadar umutlu?

Eren Erdem'in "Adalet Orucu” demesinin en büyük nedeni Türkiye’de uzun yıllardır talep edilen bir adalet kavramının olması. Eren Erdem'in durumu adaletsizliğin sembollerinden biri. Dosyada gizli bir tanığın ifadesi var. Bu gizli tanık kendi ifadelerini inkâr etti, bunların iftira olduğu ortaya çıktı. Devamında başka bir delil yok. Ama yedi ay oldu. Tahliye edilmesine rağmen bir talimatla, bu çok bariz, siyasi bir süreç devam ediyor. Türkiye'deki 81 milyon insanın adalete olan bir özlemi var ve bu adaletsizlik herkesi etkiliyor. Dolayısıyla aslında bu eylemle Türkiye’deki kamuoyuna ulaşma amacı var. Sonucu açısından ise Türkiye'de er ya da geç bir adalet mekanizmasının oturması gerekiyor. Eren Erdem, sonucunun nereye ulaşacağını düşünerek eylem yapmıyor, taleplerini iletiyor. Bu konuda çok kararlı ve net. Sonucunun ne olacağını da hep beraber göreceğiz.