Gündem

Ertuğrul Özkök: 17-25 Aralık'ın üzerine çizgi çekelim, İspanya İç Savaşı'ndaki gibi yapalım!

"Bu konuyu şimdi hangi güçle getireceksin?"

02 Kasım 2015 06:01

AKP'nin yüzde 49,4 oy oranıyla 316 milletvekili kazanarak tek başına iktidar olduğu 1 Kasım seçiminde konuk olduğu CNN Türk canlı yayınında "Bu 17-25 konularını da artık konuşmanın bir anlamı yok. Bu konular Meclis’e gelmeyecek. İspyanyolların yaptığını, Franco rejiminin yaptığını, İspanya Parlamentosu oturdu. Franco rejimiyle hesaplaşalım mı, hesaplaşmayalı mı, adamlar oturdu. Dediler ki adamlar, hep bizi geriye götürecek. Boş verin bir çizgi çizelim biz. İleriye bakalım. Hesaplaşma çizgilerini bir kenara bırakıp ileriye bakalım" sözleriyle tartışma yaratan Ertuğrul Özkök, Hürriyet'teki yazısında ne demek istediğini anlattı. Özkök, "Meclis’in yüzde 60’ına sahipken bu konuyu gündeme getirmemişsin, şimdi hangi güçle getireceksin?" dedi.

Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, CNN Türk'te katıldığı seçim özel yayınında AKP'nin tek başına iktidar olacağının ortaya çıkmasının ardından "Bu 17-25 konularını da artık konuşmanın bir anlamı yok. Bu konular Meclis’e gelmeyecek. İspyanyolların yaptığını, Franco rejiminin yaptığını, İspanya Parlamentosu oturdu. Franco rejimiyle hesaplaşalım mı, hesaplaşmayalı mı, adamlar oturdu. Dediler ki adamlar, hep bizi geriye götürecek. Boş verin bir çizgi çizelim biz. İleriye bakalım. Hesaplaşma çizgilerini bir kenara bırakıp ileriye bakalım" dedi.

Özkök, bu sözlerine gösterilen tepkilere Hürriyet gazetesinin bugünkü (2 Kasım 2015) nüshasındaki yazısıyla yanıt verdi.

Özkök'ün  "Bu derin dip dalga nedir" başlıklı yazısı şöyle:

-Bir: Şurası kesin...

Hiçbirimiz böyle bir sonucu beklemiyorduk...

Konuştuğum AKP’liler de beklemiyordu.
Kamuoyu anketi yapanlar da beklemiyordu...
Demek ki bu sessizlik, toplumdaki derin bir dalganın kamuflajıymış...


* * *


-İKİ: Bu kadar kısa sürede bu kadar büyük bir artış ne anlama geliyor?
Bence anlamak o kadar kolay değil...
Ne benim, ne de bizzat AKP’lilerin bu derin dalganın ne anlama geldiğini bugünden çok sağlıklı tahlilini yapmalarının mümkün olmadığını düşünüyorum.


* * *


-ÜÇ: Ancak bu sonucun matematiksel ve apaçık bir gerçeği var.
AKP, kendisinden sonra gelen bütün partiler kadar oy aldı.
Kendisinde sonra gelen CHP’nin oyunu ise ikiye katladı. 
CHP ise kendisinden sonra gelen iki partinin toplamından fazla oy aldı.
Bu tablonun matematiksel anlamı da şu:
Biri Türk, öteki Kürt milliyetçiliği temelinde siyaset yapan iki parti ciddi oy kaybetti.
Merkezde muhafazakâr siyaset yapan AKP oylarını 9 puan arttırdı, sosyal demokrat temelde siyaset yapan CHP ise az da olsa oyunu arttırdı.


* * *


-DÖRT: Bu durumda önümüzdeki tablo şudur: 
Türkiye siyaseti, 1990’lı yıllarda merkezini kaybetmişti. Şimdi oyların yüzde 75 gibi çok geniş bir bölümü merkezde toplanıyor.


* * *


-BEŞ: İşte bu noktadan itibaren Türkiye’nin önündeki en büyük soru şudur: Acaba “merkez” denilen bu iki parti, kendini ne ölçüde merkez hissetmektedir.


* * *


-ALTI: İyimser yanım bana şunu söylüyor.
Eğer iki parti de kendini merkez sorumluluğu içinde hissederse, başımıza bela olan bu kutuplaşmayı da aşabiliriz.

 

Mevlânâ türbesinde söylenenin sembolik bir anlamı var mı

 

BAŞBAKAN Davutoğlu, ilk mesajlarını Mevlânâ türbesinden verdi.
Mevlânâ’nın hepimize verdiği evrensel mesaj bellidir. Sevgi, kardeşlik, hangi düşünceden olursan ol, birlikte olabilme duygusu...
Başbakan’ın konuşmasını dinlerken kendi kendime bunu sordum.
Bizleri şaşırtmasına rağmen acaba bu seçim, böyle evrensel bir duygunun siyasete hâkim olmasına vesile olabilir mi...
Bence en büyük görev iktidar ve ana muhalefet partilerinin...

 

17-25 stresi kalktı dediğim için Twitter’cılar bana çok kızdı

 

DÜN akşam hem Kanal D’de, hem CNN Türk’te şunu söyledim.
“Umarım yüzde 49 oy, AKP’ye bundan böyle çok daha özgüvenle davranma duygusu verir. Çünkü onlar açısından stres yaratan 17-25 Aralık gibi soruşturmaların Meclis’e gelme ihtimali fiilen ortadan kalktı.”
Daha program sırasında arkadaşlarım aradılar ve büyük tepki olduğunu söylediler.
İyi de niye tepki duyduklarını anlamadım.
Meclis’in yüzde 60’ına sahipken bu konuyu gündeme getirmemişsin, şimdi hangi güçle getireceksin?
Bana kızacağınıza, işin bu tarafına bakın.
Ayrıca halk, bu olayı ilk sıraya koymadığını da verdiği oyla gösterdi.

 


İki taraf da trollerine hâkim olabilecek mi

 


ÇOK yorulduk...
Çok da acılı günler geçirdik.
Stres ve korkular hepimizin içine küçük trolleri yerleştirdi.
Mevzilerden durmadan ateş ettik.
Peki bu kutuplaşma hep böyle devam edecek mi...
Bence iyi bir trol dezenfektesi yapma zamanı geldi.
Huzurlu bir 4 yıl geçirmek, büyük meselelerimizi barış içinde birlikte çözmek istiyorsak, her kesimin içindeki trollerden arınma zamanı geldi.

 

Karşı mahalleye konuşma kararım daha da kesinleşti

 


SEÇİM sonuçlarını değerlendirirken aldığım ilk kararlar şunlar:
-İçimdeki öfkeyi bastırmak için daha da çok çaba harcayacağım.
-Beyaz TV’ye çıktığımda çok eleştiri almıştım. 
-O zaman dediğim gibi, karşı mahalleyle daha çok konuşmak için elimden geleni yapacağım.
-Bu sonuç hoşuma gitmese de samimi olarak içime sindirmek için elimden geleni yapacağım.
-Kendime dönüp, “Nerede yanlışım, nerede doğruyum” değerlendirmesini yapıp, doğru bildiğimde yürüyeceğim.
-Yaşadığım sürece, muhalefet etmenin de iktidar olmak kadar hak olduğunu anlatmaya devam edeceğim.
-Elimden geldiğince, çevremdekilere, bunun hayatın sonu olmadığını, bildiğimiz hayatı yaşamaya devam edeceğimizi anlatmaya devam edeceğim.

 

İlgili Haberler