30 Mart 2025 07:00
Güncelleme: 30 Mart 2025 08:25
Pikachu’yu çok seviyorum.
Çünkü son 10 gündür Türkiye’den dünyaya yayılan tek sempatik görüntü onunki…
İstanbul’un seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun sabah evinden alınıp götürülmesiyle başlayan olaylar sonrasında Türkiye’nin dünyadaki imajı bundan tam 46 yıl önceye, 12 Eylül 1980’e döndü.
Bir haftadır özellikle Avrupa medyasına bakıyorum…
Manzara aynen 12 Eylül askeri rejim günleri gibi bir manzara.
İşte bütün bunlar arasında Antalya’dan öyle bir görüntü geldi ki…
Üzerime abanan karabasanlardan, kapkara buluttan, simsiyah sisten kurtulup gülümsemeye başladım.
Antalya’da gösteri sırasında polisin müdahalesinden sonra kaçan gençler arasında sapsarı bir Pokemon karakteri de koşuyordu.
Bir genç gösterilere Pikachu kıyafeti ile gelmişti.
Bir anda dünya sosyal medyasının fenomeni haline geldi.
Türkiye’den giden görüntüler bugünkü iktidarı ve rejimini ne kadar korkunç bir şekilde gösteriyorduysa, bu rejime itiraz eden gençleri de o kadar sempatik kılıyordu.
Pikachu, 783 hayali Pokemon karakterinden biri. Sarı tüyleri ve yuvarlak çizgileri ile kolayca fark edilen bir karakter o.
Özelliği şu:
Vücudundaki elektriğin yayımı sayesinde çeşitli saldırılarla genellikle rakibini felç eder.
Ama Pikachu gerilimi sevmez.
Gerilimin fazla olduğu manyetik alanlarda hastalanabilir.
İki gündür Antalya’daki bu Pikachu koşusunun görüntülerini izliyorum.
İnanın 18-19 Mart sabahından beri ilk defa gülümsüyorum.
Sözcü Gazetesi'nde okudum. Pikachu kılığında gösterilere katılan genç konuşmuş.
Şöyle diyor:
"Son zamanlarda ülkemizde yaşanan gergin olaylar yüzünden böyle bir fikir düşündüm. Arkadaşlarımın gerginliğini biraz olsun rahatlatmak adına destek olmaya geldim.
Vatandaşlarımızın, genç arkadaşlarımızın biraz olsun yüzünde tebessüm ettirebildiysem ne mutlu bana."
Evet, gülümsetti.
Sadece bizi değil, bütün dünyayı gülümsetti.
Bugün Türkiye ülke olarak bir Amok koşusu yapıyor.
O, böyle bir günde, bu Pikachu koşusu ile hepimize umut verdi.
Bugün bayram…
Hepinizin bayramını kutluyorum.
Ünlü Meksikalı yazar Octavio Paz, “Bayramlar toplumların durup düşünme anlarıdır” diyordu.
Umarım bugün ülkemizin bütün vatandaşları sakin biçimde düşünür.
Umarım Ankara’daki karar vericiler de durup düşünür.
Bir ülkede toplumun adalet duygusu böylesine zedelenmişse…
İnsanlar ülkelerindeki adalete inanmaz hale gelmişler, yargı insanların gözünde tartışılır hale gelmişse…
Toplum birbirine karşı iki kutba ayrılmışsa…
Sosyolojide Durkheim’ın dediği “anomi” durumu var demektir.
Bu anomiyi nasıl çözebiliriz?
İnsanları korkuyla değil de ülkelerine bağlılıkla bir arada tutmayı nasıl sağlarız?
18-19 Mart sabahından itibaren oluşan hava, dün Maltepe Meydanı’ndan gelen görüntüler daha şimdiden şunu gösteriyor.
İstanbul’un seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı'na karşı yürütülen bu operasyon, halkın hiç küçümsenmeyecek bir bölümünün gözünde 27 Mayıs’tan sonra seçilmiş Başbakan ve arkadaşlarını yargılayan Yassıada mahkemelerine dönüşecek.
Bunun önlemenin tek yolu, İmamoğlu’nu -hiç olmazsa geçmişte Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yapıldığı gibi- tutuksuz yargılama yoluna gidilmesi olabilir.
Sadece bu adım bile o yargılamayı tarih önünde FETÖ Kumpası davalarından, Yassıada Mahkemeleri olarak damgalanmaktan kurtarıp, Adalet Bakanı'nın iddia ettiği hukuki zemine oturtması için bir umut doğurur.
Dün 2 milyon insanın katıldığı miting devam ederken MHP’den beni şaşırtan çok önemli bir mesaj geldi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız şunu söyledi:
“Mutlak zorunluluk yoksa, tutuklama yerine başka tedbirler düşünülmelidir.”
Bunu tutuksuz yargılama biçiminde yorumladım.
Bana göre iktidar kanadından gelen ve ortamı yumuşatacak çok iyi bir mesajdı.
Peki kimdi bu mesajı veren Feti Yıldız?
MHP’den sıradan bir insan değil.
MHP Genel Başkan Yardımcısı.
Devlet Bahçeli’nin “iç kabinesinden” bir insan.
Google’da bir arama yaparsanız Devlet Bey’e samimiyetini gösteren çok fotoğraf var.
Yani kendi başına böyle uzun bir hukuki açıklama yapacak bir insan değil.
Bahçeli’nin onayı alınmadan yapılacağını tahmin etmiyorum.
Feti Yıldız’ın bu paylaşımı dünkü büyük Maltepe mitingi arasında kaynadı ama bence çok önemliydi.
Devlet Bahçeli’nin kendi ağzından da buna benzer bir mesaj gelsin diye umut ediyorum.
Tabii ki AKP’nin makul yöneticilerinden de benzer açıklamalar gelirse, bunun yumuşamaya büyük katkısı olacağına inanıyorum
Dünya çok kritik bir noktaya doğru gidiyor.
Böyle bir dönemde Türkiye’nin sağlam dostlara, müttefiklere ihtiyacı var.
Bu dostun Trump olamayacağı, Putin olamayacağı besbelli.
Yine de birlikte olacağımız yer Avrupa Birliği…
Bunu Dışişleri Bakanı da Cumhurbaşkanı da söylüyor.
Emin olalım ki, telaşla yapıldığı artık iyice ortaya çıkan bu operasyon, Türkiye’ye çok zarar verdi.
Ama umut verici işaretler var.
Dün Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Ankara’ya mesajı çok ama gerçekten çok olumlu ve yapıcıydı.
“Avrupa’nın demokrasi yolunda ilerleyen bir Türkiye’ye ihtiyacı var” dedi.
Böyle güzel ve zarif bir formülasyonu Avrupa’da ancak bir Fransız yapabilirdi.
Dün Maltepe’ye toplanan yüz binlerce insan da ne istiyor?
Demokrasi istiyor.
Adalet istiyor.
Özgürlük istiyor.
Bence Macron’un sözleri, Türkiye olarak içine düştüğümüz bu durum için çok yapıcı bir mesaj.
Sezen Aksu gibi dev bir sanatçımız yalvarırcasına “Çocuklarımıza iyi davranın, haksızlık etmeyin” diye haykırıyor.
Dün Cem Yılmaz, Şahan Gökbakar gibi popüler sanatçılar da aynı yönde paylaşımlar yaptı.
Merak ediyorum, Ankara dışarıdan ve içeriden gelen bütün çağrılara sessiz kalıp bu Amok koşusuna devam edecek mi?
Umutlu muyum?
Maalesef olamıyorum.
Ama bu can bu bedende durdukça bu iflah olmaz iyimserlik yakamı bırakmayacak.
Çünkü o iyimserlik yakamı bırakırsa, biliyorum ki o yakaya kapkara bir umutsuzluk yapışacak.
Tekrar hepinize, hepimize güzel bayramlar...
İnşallah o bizi gülümseten Pikachu bu bayramda koşa koşa iktidarı elinde bulunduranların evlerine de uğrar.
© Tüm hakları saklıdır.