10 Kasım 2023 06:00
Ertuğrul Özkök | Zamanın Ruhu
Dün akşam Zorlu Center’da Türkiye’deki ikinci Michelin yıldızlarının açıklandığı törendeydim.
Michelin geçen yıl sadece İstanbul’daki restoranları değerlendirmişti…
Bu yıl değerlendirmeye iki bölge daha eklendi.
İzmir ve Bodrum…
Dün gece töreni izleyenlerin çoğunun görüşü şuydu.
Geceye damgasını vuran bölge Urla’ydı…
Urla tek başına 6 Michelin yıldızı almıştı.
Bunların üçü klasik yıldız.
Üçü ise yeşil yıldızdı.
Ayrıca Urla üç ayrı lokantasını da “Michelin Tavsiye” listesine sokmayı başardı.
Ancak ortada ilginç bir tablo ise şuydu.
Geceye damgasını vuran Urla’nın adı, arkadaki ekranda yer alan üç isim arasında yoktu…
Arka ekranda İstanbul-İzmir-Bodrum yazıyordu…
Bir milyondan fazla nüfusu olan Bodrum’un çıkardığı Michelin yıldızı sayısı 2 idi…
İşin tuhaf yanı, Bodrum’un 2 yıldızından biri de Urla’nın 1 Michelin yıldız, 1 de yeşil yıldız alan Od Urla’nın şefi Osman Sezener’di.
Yani İzmir kaynaklı bir şefin Bodrum’da açtığı Kitchen adlı restoran…
Kısaca Michelin dün gece çok ilginç bir şey yaptı.
İlk defa verdiği yıldızlarla, Avrupa’nın en önemli merkezlerinden biri olabilecek olan yeni bir gastronomi bölgesini coğrafi olarak da işaretledi.
Abartıyor diyenler çıkabilir.
Onlara da şöyle cevap vereyim.
Urla daha ilk yıldan 5,5 milyon nüfuslu Atina kadar Michelin Yıldızı aldı.
İnanılmaz değil mi…
Atina 2019 yılında 5 Michelin Yıldızı almıştı…
Yani Urla’nın ilk yılında aldığı 6 yıldızdan azdı.
2021’de buna 2 Michelin Yıldızı daha ekledi.
2022’de 3 Michelin Yıldızlı restoranı daha oldu.
2023’te ise 3 Michelin Yıldızlı restoran daha eklendi.
Yani ilk yılki performanslarını dikkate alırsanız, Urla ilk yılında Atina’ya eş bir performans gösterdi.
Tabii şunu da dikkate alırsak;
Atina’nın nüfusu 5,5 milyon.
Yunanistan’a yılda 17 milyon turist geliyor, bunun en az üçte biri Atina’ya…
Urla ise nüfusu 74 bin olan bir ilçe…
Nedir öyleyse 74 bin kişilik küçücük bir ilçeyi, San Sebastian gibi önemli gastronomi bölgelerinden biri haline getiren bu başarının sırrı…
Hiç kuşkusuz sadece bir gastronomi değil, aynı zamanda buna uygun bir hayat tarzı coğrafyası olması.
Tabii ki zeytinlik ve sonsuz ot kültürü. Enginar kültürü.
Ve 20 yılda, neredeyse sıfırdan Türkiye’nin en ünlü şarap bölgesi haline gelmesi…
Urla’nın bir gastronomi bölgesi haline gelmesinde, bu bölgeye bağcılığın ve şarapçılığın damgasını vuran Can Ortabaş’ın, Lucien Arkas’ın ve Urla’nın bütün öteki bağcılarının çok büyük ve unutulmayacak bir katkısı var.
Bu arada Urla’yı bir yaşama ve kültür vahası haline getiren yolu açan rahmetli Tanju Okan’ı anacağm burada.
Eşim olmasa, Tansu Özkök’ü de bu listeye eklerdim.
Bence gecenin yıldızı da Urla’dan çıktı.
Od Urla’nın şefi Osman Sezener geceden 3 yıldız 1 de tavsiye aldı.
Od Urla en iyi şef ve yeşil yıldız, Bodrum’da açtığı Kitchen’la da 1 yıldız aldı.
Ayrıca babasının İzmir’de açtığı Ristorante Pizzeria Venedik de Michelin tavsiye listesine girmeyi başardı.
Araştırmadım ama Michelin tarihinde bir rekor olabilir.
Osman Sezener çok uzun boylu ve iri bir şef.
Michelin’in ödül alanlar için hazırlattığı şef gömleği ona dar geldi.
Neyse ki, üçüncü ödülünden sonra bir XXL önlük buldular ve onu giydi.
Hiç kuşkusuz Urla’nın bir gastronomi bölgesi olmasında lokomotif oydu.
Bence gecenin önemli Michelin yıldızlarından biri Sankai By Nagaya adlı Japon restoranıydı.
Bebek’te Stay Otel’in ara katlarından birinde 24 kişilik, sadece özel müşterilere servis yapan bir restoran.
Şefi Yoshizumi Nagaya’nın geçmişten 2 yıldızı vardı.
Şimdi Bebek’te açtığı bu restoranla da daha ilk yılında 1 yıldızı almayı başardı…
İstanbul’dan geçen yıl gelen 5 Michelin yıldızlı şefe bu yıl ikisi daha eklendi.
Biri Sankai by Nagaya idi.
İkincisi ise Arkestra Restoran'ın şefi Cenk Debensason.
Debensason, Lyon’da ünlü Paul Bocuse Enstitüsü mezunu.
Yani dünyanın en köklü ve geleneksel yemek merkezlerinden biri.
Vedat Milor’un deyimi ile bir ‘destinasyon lokantası’ Arkestra…
Gecenin başarı hikâyelerinden biri hiç kuşkusuz Seraf Restoran’dı.
Seraf, Mahmutbey’de içkisiz bir mahalle lokantası olarak geçen yıl Michelin tavsiye listesine girmeyi başarmıştı.
Seraf Mahmutbey geçen yılki ünvanını bu yıl da korudu.
Ama şimdi Seraf’ın Vadi İstanbul’da bir fine dining restoranı var.
Şefi Sinem Özler, şimdi Vadi İstanbul’daki bu yeni restoranda da ikinci tavsiyesini aldı.
İki ayrı mekânla ve iki farklı konseptte bu başarıyı tutturmak kolay bir şey değildi ama başardılar.
Görüşüm şu: Sinem Özler’in imza yemeği olan içli köfte, önümüzdeki yıllarda yıldızı alacak.
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Şu an Akdeniz’in giderek Mikonos düzeyine yaklaşan tatil beldesi Bodrum’un tek Michelin Yıldızı’nı Maçakızı’nın şefi Aret Sahakyan aldı.
Sahakyan bunu çoktan hak etmiş bir şef.
Bodrum’un ikinci yıldızını ise İzmir’den gelen bir şef olan Osman Sezener aldı.
Maçakızı, Bodrum’un uluslararası düzeyde en tanınan mekânı ve restoranıdır diyebilirim.
Müşteri profili çok yüksek ve medyaya aksesi çok rahat olan dünya çapında tanınmış insanlar.
Benim görüşüme göre Michelin Yıldızı’nı dünyaya en kolay ve etkili şekilde anlatacak olan yıldız Maçakızı’nınki olacak.
Eminim daha dün geceden Amerika’ya, Avrupa’ya anlatacak epey Batılı zengin bunu konuşmaya başlamıştır.
Şarabı kovmaya çalışan ülkede kadın somelierTabii gecenin sürprizlerinden biri de Michelin’in bu yıl değerlendirmesine kattığı ‘Yılın Somelier’siydi. |
Gecenin bir başka sürprizi de bu yıl Michelin listesine ilk defa bir şarap üreticisinin bağ restoranının girmesi oldu.
Sevilen şaraplarının İzmir Adnan Menderes Havaalanı'na yakın bağlarının ortasındaki İsabey Restoranı ve şefi Uşar Alibey ilk değerlendirme yılında Michelin’in tavsiye listesine girmeyi başardı.
Sanırım bu Trakya’nın bağ restoranları için de iyi bir motivasyon olur.
Türkiye’de fiyat kalite dengesi en iyi şarap üreticilerinden biri.
İsabey, ailenin şarap işini kuran dedelerinin adı.
Ölmeden önce, "Benim adımı en pahalı şaraba değil, az gelirli insanların ulaşabileceği fiyatta en kaliteli şaraba verin" demiş.
Bugün üreticinin Sauvignon Blanc üzümünden ürettiği beyaz şarabı…
Türkiye’nin tutulan şaraplarından biri.
Urla’nın yıldız alan üç restoranından biri ‘Teruar Urla’ oldu.
Bana göre Urla’nın yükselen yıldızlarından biri de o.
Şefi Osman Serdaroğlu yaşından da çok genç görünen bir şef.
Restoranı küçük bir bağ otelinin içinde.
Az sayıda masaya hizmet veriyor ve rahatlıkla Fransa’nın güneyinde de Michelin alabilecek seviyede…
Bu arada, geçenlerde Venedik’te aldığı bina ile uluslararası pazara iyice açılan Ahmet Güneştekin de Urla’da kendine bir müze ev yaptırıyor.
Ev, dün akşam Michelin Yıldızı alan Teruar’ın hemen komşusu.
Tabii bu da Teruar’ın Michelin Yıldızı’na kültürel değer katacak kıymetli bir komşuluk olacak.
Michelin geçen yıl iki lahmacun lokantasını tavsiye listesine almıştı.
Bu yıl bu çeşitlemeyi daha da arttırdı.
Mesela Ataşehir’de 4 masaya sadece öğlenleri taze makarna pişiren Fauna tavsiye listesine girdi.
Bu arada Bostancı’daki Tavacı Recep Usta, Bodrum’daki Otantik Ocakbaşı, İzmir’de Ayşa Boşnak Börekçisi ve Urla’da Beğendik Abi adlı lokantalar da ilginç mahalle lokantaları olarak dikkatimi çekti.
Tabii bu yazıyı, Fatih Tutak’ın geçen yıl aldığı iki Michelin Yıldızı’nı bu yıl da korumayı başardığını söylemeden bitiremiyiz.
Bana göre restoranı Turk, 2 Michelin Yıldızı tam olarak hak eden bir mekân.
Dünyada 2 Michelin Yıldızlı sadece 414 restoran var.
Gecenin atlatma haberi: Haydarpaşa ve Sirkeci’ye Avrasya Bienali geliyorBurada bir kişinin hakkını verelim. ‘Helal Mıchelin Yıldızları’ olsa hangi restoranlar alır?Gece herkesin merak ettiği konulardan biri Gaziantep ve Antakya’nın neden Michelin değerlendirme bölgesi haline gelmediğiydi. TÜRYİD, 20. yılında kime ‘Bugüne Kadar En İyisi’ ödülünü verecek?TÜRYİD (Türkiye Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmecileri Derneği) bu yıl kuruluşunun 20’nci yılını kutlayacak. |
© Tüm hakları saklıdır.