Gündem

Ertuğrul Özkök: Pazar gecesi "züppe" kelimesine verilen tepkiler, AKP’de "amok koşusunun finish'i mi?

Güçlendirilmiş “tek adam rejimi” artık en büyük zararı kendi partisi AKP’ye vermeye başladı

27 Ağustos 2024 06:00

Önce bir soru:

Sizce bu harflerin hangileri daha ağır bir hakarettir?

“M” harfi mi…

“Z” harfi mi?

Yoksa “O” harfi mi…

Normal olarak böyle mantıksız bir soru mu olur diyeceksiniz ki…

Haklısınız…

Öyleyse bu üç harfin içini kelimelerle dolduralım

O zaman bu harflerle başlayan kelimeleri yazıp soruyu tekrarlayayım.

Sizce;

“Müptela” kelimesi mi daha ağır hakarettir, yoksa “züppe” kelimesi mi…

Yoksa “orospu” mu…

Pazar akşamı, Lübnan Hizbullah’ı ile İsrail arasında karşılıklı füze ve dron savaşı patlarken Türkiye’de de bir “tweet” savaşı başladı.

Ahlat Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde kabine toplantısı yapıldı, 25 Ağustos

Ahlat’tan ‘müptela’, İzmir’den “züppe”

Savaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Ahlat’ta bir konuşma yaparken konuyu aniden muhalefete getirip, “Gösteriş müptelası elitistler” ifadesini kullanmasıyla başladı.

Akşam olup karanlık çökmeye başladığında bu defa karşı saldırı CHP saflarından geldi.

CHP Milletvekili Tuncay Özkan, Cumhurbaşkanı için “Züppe” kelimesini kullandı.

Külliye’nin demir kubbesinin ‘en günahsızları’ tweetlerini atıyor

Daha “İlk tweeti içinizdeki en günahsız olanınınız atsın” demeden, Cumhurbaşkanının etrafında oluşturulan demir kubbe twit füzeleri bir anda harekete geçti.

Cumhurbaşkanını savunacağız diye ağızlarına geleni söylediler.

Bunlara AKP Sözcüsü ve bu topa hiç girmemesi gereken bir kişi olan Adalet Bakanı da karıştı.tı.

Nükleer zehir bombasını ise AKP milletvekili atıyor

Ve sonunda bir AKP Milletvekili, Tuncay Özkan’ı da aşarak dilindeki nükleer zehri boşalttı.

Hedefi Tuncay değil, annesiydi.

Kullandığı iğrenç ifadeyi burada tekrarlayamayacağım.

Kapanış vuruşunu ise ilk tweeti atan “günahsızlardan” Adalet Bakanı yaptı ve ikinci tweetinde Tuncay Özkan hakkında soruşturma başlatıldığını bildirdi.

Böyle bir ifade için Tuncay Özkan'ı savunmam

Önce tavrımı hemen belirteyim.

Ne Cumhurbaşkanının CHP ve muhalefet için kullandığı ifadeyi tasvip ediyorum, ne de bir milletvekilinin ülkenin Cumhurbaşkanı için böyle bir ifadeyi kullanmasını.

Ayrıca Özkan’ın bu tvitinin CHP’yi savunmaya en küçük bir katkısı olmayacağı gibi, daha çok AKP’nin işine yarayacağını düşünüyorum.

Yani bu konuda Özkan’ı savunmam.

“Cumhurbaşkanına da bu denir mi?” demeden sözlüğe baktım

Aslında her ikisi de gündelik hayatımızda çok kullandığımız iki kavram.

Ama, “Cumhurbaşkanı koskoca bir partiye ve ona oy verenlere ‘gösteriş müptelası’ der mi?” veya “Yahu koskoca Cumhurbaşkanına ‘züppe’ denir mi?” demeden önce hiç sözlüğü açıp ne anlama geldiğine baktınız mı?

Ben bakıp kararımı ondan sonra verdim.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve CHP Milletvekili Tuncay Özkan

“Gösteriş müptelası elitist” ağır bir hakaret mi sizce?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, son seçimde birinci olmuş partiye oy vermiş milyonlarca vatandaş ve o partinin yöneticileri için kullandığı ifade şu:

“Gösteriş müptelası elitist…”

Burada anahtar kelime “müptela…”

Sözlük anlamı şu:

“Kötü alışkanlıkları olan, kötü bir şeye düşkün kimse…”

Evet, ülkemizin Cumhurbaşkanı milyonlarca insan ve partisine bu ifadeyi yakıştırmış.

Ya züppe kelimesi? O ne anlama geliyor?

Peki ya “Züppe” ne anlama geliyor?

“Giyinişte, konuşma biçiminde, dilde, düşüncede toplumca gülünç ve doğala aykırı bulunan yapmacıklara ve aşırılıklara kaçan kimse…”

Söyler misiniz hangisinin hangisi hakkında kullandığı kelime ötekinden daha ağır hakaret?

Bence bunların ikisi de hukuki manada hakaret değil.

Biri benim için söylese, “Hadi len git işine” deyip geçerim.

Yine bence ne ülkenin Cumhurbaşkanı milyonlarca vatandaşı için bu ifadeleri kullanmalı…

Ne de bir milletvekili ülkenin Cumhurbaşkanı hakkında böyle bir şey demeli…

O ilk tweetleri atan ‘en günahsız’ AKP’liler ‘O… çocuğu’ için ne diyor?

Ötekine gelince…

Kızdığı bir insana hakaret etmek için o insanın annesine bu kelimeyi kullanan insana söyleyecek lafım yok.

O konuda söylenecek lafım o adama değil, AKP’lilere olurdu…

Merak ediyordum, bu laf AKP’nin hiçbir milletvekillini rahatsız etmedi mi…

Bir çift sözüm de İzmirlilere: Şu iki milletvekilinize bir bakın

Son iki haftada iki milletvekili gündem yarattı.

Biri Türkiye Millet Meclisi kürsüsünde konuşan bir milletvekilini yumruklayan AKP milletvekilini Alpay Özalan…

Öteki Cumhurbaşkanına “Züppe” diyen CHP Milletvekili Tuncay Özkan…

İkisi de İzmir milletvekili…

Merak ediyorum İzmir’de iki partinin seçmeni de TBMM’de kendilerini temsil eden bu iki milletvekili hakkında ne düşünüyor?

Bir de Cumhurbaşkanı’nın söylediklerini alt alta yazıp şöyle uzaktan bakarsak

Tabii ülkemin Cumhurbaşkanı için de sözüm var
Madem böyle bir tartışma açıldı, gelin Cumhurbaşkanının ülkemizin bazı insanları, sivil toplum örgütleri, siyasiler ve onlara oy veren insanlar için geçmişte kullandığı bazı ifadeleri alta alta yazıp bir kere daha hatırlayalım:

(*) “Sürtük”

(*) “Cibiliyetsiz”

(*) “Ulan ahlaksız” (Maarif Vekilimizin de sevdiği bir ifade)

(*) Zürriyetsiz”

(*) “Tezek”

(*) “Çukur”

(*) “Çamur”

(*) “Mankafa”

(*) “Geri zekalı”

(*) “Vampir”

(*) “Virüs”

(*) “Soysuz”

(*) “Çakal”

 


Bu gece tweetleri AKP’de “Sona geldik” telaşının ifadesi

Son olarak da pazar gecesi X'e (twitter) sarılan AKP’lilere seslenmek istiyorum.

Hâlâ farkında değil misiniz…

31 Mart’ta bu ülkede bir şeyler değişmeye başladı.

Ciddi şirketlerin anketleri CHP’nin en az 4, en çok 7 puan öne geçtiğini gösteriyor.

AKP’nin kendi yaptırdığı anketler bile partide sinirleri altüst etmiş durumda.

Bakanlıklarda, Meclis’te ve yerel yönetimlerde “Gidiyoruz giderayak ne yapabiliriz telaşı iyice başladı.

Pazar gecesi atılan AKP tweetleri, parti içinde tükenişe doğru bir “Amok koşusunun” başladığını gösteriyor.

Amok koşusu bir “Cinnet halinin” ifadesidir.

AKP’nin ağır topları trolleşirse büyük zararı kime verir

Böyle bir durumda Cumhurbaşkanını savunmaları elbette normal.

Ama bu bitiyoruz telaşı o tweetleri atanları da, giderek daha belirgin bir “Trol üslubuna” götürmeye başladı.

AK Parti sözcüsü Ömer Çelik’in attığı her tweet, onun entellektüel geçmişinden bir parçayı söküp götürüyor.

Adalet Bakanı'nın attığı her tweet, adalet kavramının ve ruhunun tabutuna bir çivi daha çakıyor.

Geldiğimiz noktada şunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Güçlendirilmiş başkanlık rejimi artık en büyük zararı kendi partisi AKP’ye vermeye başladı.

Bunun sonucunu yapılacak ilk seçimde çok dramatik biçimde göreceğiz….