Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Kimsenin racon kesmesine ihtiyacım yoktur. Raconu bizzat kendim keserim" çıkışının ardından Türkiye gazetesi yazarı Cem Küçük'ü tiye aldı. Özkök, köşe komşusu Gülse Birsel'e çağrı yaparak Cem Küçük'e yeni dizisinde rol vermesi gerektiğini belirtti. Özkök "Biliyorsun “racon muhtırası”ndan sonra Küçük Cem artık medeni bir ölü...Sana tavsiyem onu diziye yeni karakter olarak al. Naçizane fikrim Burhan Altıntop’la karşı karşıya harika bir ikili olurlar. Yanına Gaffur’u da koyarsan yemin ediyorum, muazzam bir üçlü olurlar" dedi.
Ertuğrul Özkök'ün "Racon mahallesi Küçük Cem, Burhan Altıntop ve Gaffur" başlığıyla yayımlanan (23 Ağustos 2017) yazısı şöyle:
Sevgili Gülse Birsel, yeni dizinin kadrosu henüz tamamlanmadıysa, sana çok ciddi bir önerim var.
*
Biliyorsun “racon muhtırası”ndan sonra Küçük Cem artık medeni bir ölü...
Sana tavsiyem onu diziye yeni karakter olarak al.
*
Naçizane fikrim Burhan Altıntop’la karşı karşıya harika bir ikili olurlar.
Yanına Gaffur’u da koyarsan yemin ediyorum, muazzam bir üçlü olurlar.
*
Senaryo da şöyle olabilir.
Küçük Cem mahallenin kahvehanesinin müdavimidir...
Her gün aynı masaya oturur ve orada durmadan kendi kendine konuşur.
*
- “Devlet taşlı okey oynayanları tek tek tespit etti. Hepsi cezasını bulacaktır...”
*
- “Burhan Altıntop’un devlet düşmanı olduğu devletin en üst makamları tarafından tespit edilmiştir. Nargilecilere verdiği destek nedeniyle kahvehane hayatı bitmelidir, bitmek zorundadır ve bitecektir. Burhan Altıntop artık medeni ölüdür.”
*
- “Sen apartman girişinde elinde rakı bana pis pis bakan Gaffur... O pijamanla subliminal mesaj verdiğini anlamadık mı sanıyorsun.”
*
- “Yan masada limonlu çay içenler, hepinizi toplasanız bir küçükparmağım etmezsiniz...”
*
- “Burada gizli gizli nargile içip fıs fıs konuşanlar.. Devletin istihbarat birimleri hepinizi tespit etti. Kahvehanenin patronu benim emrimdedir, istesem hepinizi sinek gibi ezdiririm...”
*
Hadi Gülse...
Racon vakasından sonra harika bir sezon bizi bekliyor...
İkinci sezon için de mahalle imamı olarak Cübbeli’yi ekleyebilirsin...
Bodrum uçağı demem hataydı
Dün Rıdvan Dilmen’le uzun bir konuşma yaptık.
“Söylediklerimin kelimesi kelimesine arkasındayım” dedi ve ekledi:
“Bodrum uçağından bahsetmem doğru olmadı. Zaten Cengiz Semercioğlu’na da mesaj atıp Bodrum kelimesini çıkarmasını söylemiştim...”
Ben “Bodrum uçağı”, “Nişantaşı kafeleri” gibi toplumun AKP’ye oy vermeyen kesiminin küçümsenmesine itiraz etmiştim.
Onunsa Bodrum uçağı ile ilgili tatsız bir tecrübesi olmuş.
Bodrum uçağına giderken otobüste bir kadın yolcu ona hakaret etmeye başlamış.
Kızı da yanındaymış ve çok üzülmüş.
Hatta Okan Bayülgen de aynı otobüsteymiş ve o da olayı yatıştırmaya çalışmış.
Bu konuda Rıdvan’ın yanındayım....
O otobüste olsaydım, kesinlikle Rıdvan’ı savunurdum. Eminim o otobüste benim gibi düşünen çok insan da vardır.
Okan Bayülgen’in itirazı da “Bodrum uçağındakiler” derken, toplumun bu kesimine yapılan haksız genellemenin ne olduğunu gösteriyor.
Demek ki 'cihat'ın amacı neymiş
- Hani bana diyorlar ya:
“Cihat nefis kontrolüdür...”
[Racon mahallesi Küçük Cem, Burhan Altıntop ve Gaffur]
*
- Hani bana diyorlar ya:
“Sen IŞİD’in yaptığına cihat dersen bu IŞİD’in işine yarar...”
*
Ben de diyorum ki:
‘Kardeşim ben demiyorum, IŞİD’in kafa kesen adamı yaptığı işe cihat diyor...”
*
- Bir de bütün dünya bu kelimeden ne anlıyor?
İşte bir örnek.
Türkiye’de de satılan ve çocuklara insan haklarını, siyaseti öğreten bir kitabın sayfası:
*
- Diyor ki:
“İslami cihadın hedefi, İslami olmayan bir sistemi ortadan kaldırmaktır...”
*
Söyleyen de bir Hıristiyan değil, bir İslam âlimi...
Yani dünyada bu kelimeyi duyunca, iki elin iki parmağını birleştirip ‘Ommm” diye mırıldanan meditasyon tarzı bir “nefis kontrolü” anlayan pek yok...
Kemal Bey'in fanilası ile ilgili görüşüm ne
- Prensibimi bozmadım. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni ceketi ile ilgili gerçek görüşlerimi yazamadığım sürece, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun fanilası ile ilgili de tek kelime yazmayacağım.
- Söyleyebileceğim tek şey şudur. Bu fotoğraf kalıcı bir fotoğraf olacaktır ve toplumun bir bölümünde “yeni mağdurun tasviri” haline dönüşebilir.
Dışişleri Bakanımız oradayken bir kırmızı çizgi daha siliniyor
Daha önceki gün okuduk.
“Irak ordusu Telafer’e girmeye hazırlanıyor...”
Şehre girecek birlikler arasında İran’ın Şii Haşdi Şabi birlikleri de var.
Telafer bir Türkmen şehri...
Haşdi Şabi’nin oraya girmesi bizim kırmızı çizgimizdi.
Üstelik de Dışişleri Bakanımız bugün Irak’ta olacak.
Yani orada bulunduğu gün, bir kırmızı çizginin daha silindiğine tanık olacak.
Kırmızı çizgi dersi: Tebeşirle çizilmez
- Dış politikada kırmızı çizgi tebeşirle çizilmez. Hafif yelle, üfürmeyle silinmez.
*
- Bir elde tebeşir, öteki elde silgi kırmızı çizgi çizilmez.
*
- Kırmızı çizgi çizeceksen, elin sağlam, müttefikin kuvvetli olacak.
*
- Kırmızı çizgiyi sadece senin gözünün görmesi yetmez, öteki göz de görecek.
*
- Kırmızı çizgiye sadece kendin inanman yetmez, karşındakini de inandıracaksın.
*
- Kırmızı çizgi siyasetin seçim meydanında değil, diplomasinin akıl meydanında çizilir.
Osman Hoca 10 bin adımı 7 bin 500'e indirdi
Osman Müftüoğlu önceki gün Hürriyet’te Ahmet Hakan’ın sağlık karnesini açıkladı. Orada bir şey dikkatimi çekti.
Durumunuzu korumak için 5 bin, biraz yağ yakmak için 7 bin 500 adım atın diyor.
Oysa sağlık bilezikleri ve dijital adım sayma aletleri ortaya çıktıktan sonra minimum 10 bin adım kuralı yerleşmişti.
Bence bu sayı çalışan bir insan için fazlaydı.
O nedenle bu sayının 7 bin 500’e indirilmesi bence iyi oldu.
Bantta 5-6 km hızla yürümek için
Sabah yürüyüşlerimi bantta veya açık havada 5.5-6 km hızla yapıyorum.
Depeche Mode’un yeni çıkan “Going Backwards” remiksleri albümündeki “Solomun Club Remix” yorumu bu ritimdeki yürüyüşe çok iyi gidiyor.
Şarkı 7 dakika 51 saniye sürüyor.
Bunu hemen Spotify’daki “Cool Happy Sport” listemin başına koydum.
Yürüyüş sırasında hepinize tavsiye ederim.
