Politika

Ertuğrul Özkök: Seçilmiş belediye başkanı yargı darbesiyle alınırsa ne olur, gidin Urla kayyımına sorun

Geçen pazar günü hiçbir zorunlukları yokken sırf İstanbul’un seçilmiş Belediye Başkanı'na destek vermek için sınırlı sayıda sandığa koşan 15 milyon insan, önüne 200 bin sandık konduğunda 19 Mart’a cevabını yeni bir 31 Mart’la verecektir

28 Mart 2025 07:00

Güncelleme: 28 Mart 2025 07:14

Bayramın ikinci günü, yani pazartesi günü, 31 Mart’ın yıldönümü.

Bizler; tam 1 yıl önce, bu ülkede 31 Mart 2024 gecesi, Türkiye’nin siyasi haritasında ne kadar köklü bir değişiklik olduğunu fark etmemişiz.

Bugün yaşadıklarımıza, bu telaşa ve bu sertleşmeye baktığım zaman anlıyorum ki;

31 Mart seçiminin AKP’de yarattığı travma sandığımızdan çok daha derin ve köklüymüş.

Meğer o akşam sadece yerel yönetimlerde bir değişiklik olmamış

O akşam karşımıza, yerel yönetimlerde 22 yıllık iktidara son veren, halkın eğilimini bambaşka istikamete çevrildiğini gösteren bir siyasi gelişme yaşanmış.

O gece ne yaşandığını 19 Mart sabahı gördük, fark ettik.

İşte sırf farkına varmadığımız bu büyük dönüşümü, bugünkü olayların ışığında daha iyi görebilelim diye, o geceye dönüyorum.

O gün ne olduğunu bize en iyi “Ekonomim” gazetesinin yazarı Hüseyin Gökçe daha 3 Nisan 2024 günkü yazısından anlatmış.

Şimdi ben geriye çekiliyorum ve sözü Gökçe’ye bırakıyorum:

O gece Türkiye’de 53 milyon insanın yaşadığı bölgeler muhalefete geçti

(*) Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre 2023 yılı sonu itibarıyla Türkiye’nin nüfusu 85 milyon 327 bin düzeyinde.

(*) 31 Mart seçim sonuçlarına göre yerelde nüfusun yüzde 73.59’u bundan böyle muhalefet partileri tarafından yönetilecek. Bu da 53 milyon insan demektir.

(*) Buna karşılık Cumhur İttifakı içindeki en büyük parti olan AK Parti’nin yöneteceği illerdeki toplam nüfus 19 milyon 243 bin 314 ve bunların toplam nüfus içindeki payı yüzde 22.54 olarak hesaplanıyor. 

Bankalardaki mevduatın yüzde 86’sı burada

(*) 31 Mart yerel seçimlerinde muhalefetin kazandığı illerin Türkiye’deki toplam mevduat içindeki payı yüzde 86.5 olarak hesaplandı.

(*) Türkiye’deki toplam mevduatın yüzde 84.5’ü CHP’li belediyelerin kazandığı illerde toplandı.

(*) İktidardaki AK Parti’nin yöneteceği illerin toplam mevduat içindeki payı yüzde 12.1 oldu.

Bu bölgelerde kişi başına düşen gelir, 2 bin dolar daha fazla

(*) CHP’nin yönettiği illerde kişi başına milli gelir 9 bin 588 dolar iken, AK Parti belediyelerinde seçimde 7 bin 294 dolar olarak hesaplandı.

Milli gelirin yüzde 77’si muhalefete geçen bu illerden

(*) 2019 seçimlerinde muhalefet partilerinin yönettiği illerin milli gelire katkısı yüzde 66.05 iken 2024 seçimlerinde kazandığı illerin katkısı toplam yüzde 77.7’ye çıktı.

(*) Aynı dönemde, AK Parti’nin yönettiği illerin GSYH’ye katkısı yüzde 30.77’den yüzde 19.44’e geriledi.

255 milyar dolarlık ihracatın 203 milyar doları CHP’li illerden yapılıyor

(*) CHP’nin kazandığı illerin toplam ihracat içindeki payı 79,57 ile neredeyse yüzde 80’e dayandı.

(*) Bunun anlamı şu: 2023 yılı rakamı ile Türkiye’nin 255 milyar dolarlık ihracatının 203 milyar doları CHP’nin kazandığı illerden yapılıyor.

(*) AK Parti’nin yönettiği illerin ihracata katkısı ise yüzde 18,73. Türkiye’nin 255 milyar dolarlık ihracatının 47 milyar doları AKP'nin yönettiği illerden oluyor.

Bundan tam 1 yıl önce Türkiye'nin siyasi haritası değişmişti

Evet, bundan tam 1 yıl önce, bir 31 Mart gecesi karşımıza Türkiye’nin siyasi haritasını tamamen değiştiren bir tablo çıkmıştı.

Bu, “yeni bir Türkiye” haritası ve tablosuydu.

Manisa gibi 1946’dan beri CHP’ye oy vermemiş bir şehir saf değiştirmişti.

İktidar İstanbul’da üst üste altıncı seçimini kaybetti

Üstelik İstanbul ve Ankara gibi Türkiye’nin 1 ve 2 numaralı şehrinden gelen sonuçlar şunu gösteriyordu:

Bu geçici bir trend değil, giderek pekişen bir siyasi değişimdi.

AKP İstanbul’da 2017 yılından beri girdiği 6 referandum ve seçimin hepsini kaybetmişti.

Gözaltına alınan Ekrem İmamoğlu

19 Mart olayı, 31 Mart travmasının paniği mi?

İşte 31 Mart gecesi oluşan bu tabloya baktığımız zaman, daha bugünden bizim ve dünyanın siyasi hafızasına “19 Mart darbesi” olarak geçen bu tutuklamaların nedeni çok daha iyi anlaşılıyor.

Bu, hızla değişen bir “Yeni Türkiye siyasi haritasından” duyulan endişenin yarattığı panikle yapılmış bir girişim.

Orada başlayan çözülmeyi durdurma telaşı...

19 Mart darbesi ve kayyımlar bu yeni haritayı değiştirebilir mi?

Geriye şu soru kalıyor:

Böyle bir yargı darbesi ile 31 Mart "Yeni Türkiye" haritası değiştirilebilir mi?

AKP, yerel yönetimlerde kaybettiği bu yüzde 70 Türkiye’yi İstanbul’un seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı'nı hapse atarak, “Muhtar bile olamaz” hale getirerek değiştirebilir mi?

Size Urla kayyımı örneğini vereyim.

Urla Belediyesi'ne kayyım olarak atanan Kaymakam Önder Can

Urla kayyımı, CHP’nin oylarını 3 puan arttırdı

CHP adayı 2019 seçiminde Urla’da yüzde 67.5 oy almıştı.

Seçimden hemen sonra, seçilmiş başkan indirilip, Urla’ya kayyım tayin edildi.

Peki 31 Mart 2024 akşamı ne oldu?

CHP’nin oyu yüzde 70.5’e çıktı.

Aynı dönemde AKP’nin yüzde 25 olan oyu da 8.5 puan düşerek yüzde 17.9’a indi.

Şuraya yazıyorum.

Bundan sonra yerel yönetim seçiminde İstanbul’da göreceğimiz tablo da bu olacak.

Çünkü insanların oylarıyla seçtikleri insanları, böyle her tarafından kumpas kokan kararlarla hapse atarsanız kimseyi ikna edemezsiniz.

Yani arkadaş;

31 Mart’ta CHP’nin kazandığı bütün belediyeleri yargı darbesi ile indirip yerlerine kayyım tayin etseniz bile…

Türkiye’nin bu yeni siyasi haritasını değiştiremezsiniz.

Siz artık "Eski Türkiye"siniz.

Önceki günden itibaren önüme gelen sonuçlar

Nitekim önceki günden itibaren önüme gelen 4 anketin sonuçları aynı:

Dört ankete de cevap verenlerin algılamaları neredeyse aynı.

Cevap verenlerin yüzde 60’ı, İstanbul’un seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı'na yapılan bu hareketin; hukuki temele dayanmayan, sadece onun seçilme yolunu kapatmaya yönelik yanlış bir karar olduğunu söylüyor.

Diploma konusunda da görüşler aynı.

Bunun “hukuki bir karar” olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 25…

İktidar saflarında da yavaş yavaş bu durumun farkına varmaya başlayan insan sayısının hiç de az olmadığını düşünüyorum.

Kaybedilen bütün illere kayyım tayin edilse, seçilmiş başkanlar hapse atılsa bile değişmez

Hayatı boyunca 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve 15 Temmuz darbelerini görmüş bir insan olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Böyle bir uygulama ile İstanbul’un seçilmiş Belediye Başkanı'nın önünün kesemezsiniz.

Kaybettiğiniz bütün illere kayyım tayin etseniz bile Türkiye’nin bu yeni siyasi haritasını değiştiremezsiniz.

Yapabileceğiniz tek şey, buraları yargı, RTÜK baskıları ve korku ile yönetmeye çalışmak olabilir.

Unutmayın, onlar daha çocuk; sizlerse çok yaşlısınız

Ama bugün bu haksızlıklara, baskılara itiraz edenler daha çocuk.

Yargı yoluyla önünü kesmeye çalıştığınız hapisteki iki lider henüz 50’li yaşlarında.

Ankara’daki iktidar ise yaşlı.

Fiziken yaşlı, zihnen daha da yaşlı...

Yani Türkiye’nin bu yeni siyasi haritasını çizen insanların ihtiyacı olan tek şey sabır...

Barışçı bir sabır...

31 Mart 2024 günü Türkiye’nin siyasi haritasını değiştiren insanlar, o sandıklar geldiğinde oylarıyla Ankara’nın duvarlarındaki yaşlı fotoğrafları da değiştirecek.

Geçen pazar günü hiçbir zorunlukları yokken sırf İstanbul’un seçilmiş Belediye Başkanı'na destek vermek için sınırlı sayıda sandığa koşan 15 milyon insan, önüne 200 bin sandık konduğunda 19 Mart’a cevabını yeni bir 31 Mart’la verecektir.