Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, "Bugün size 2007 yılında bir gece, Türkiye Başbakanı’nın odasında yaşanan öyle bir olayı anlatacağım ki..." diyerek başladığı bugünkü yazısında gazeteci Soli Özel ile gazeteci Cengiz Çandar'ın yaptığı bir YouTube programından alıntılar paylaştı.
"Cengiz Çandar, geçmişte Türkiye’de Başbakan Erdoğan’ın odasında yaşanan öyle bir sahneyi anlatıyor ki. Eminim siz de 'Nereden nereye gelmişiz' diyeceksiniz" diyen Özkök, köşesinde Özel ve Çandar'ın işaret ettiği şu açıklamalarına yer verdi:
SOLİ ÖZEL: “Hatırlayalım, 2007’de bugün hepimize kurgubilim gibi gelecek bir olay yaşandı. Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas ile İsrail Devlet Başkanı Şimon Peres, aynı gün Türkiye Millet Meclisi kürsüsünde konuşma yaptı. Yani Türkiye, İsrail-Suriye ve Suriye-İsrail-Filistin arasında arabulucu idi. Türkiye’nin Mısır’la ve İsrail’le ilişkileri bugün olduğu gibi değil de bundan 12 yıl önce olduğu yerde olsa idi, Türk dış politikasının gerçekten bütün dünyada bir başarı öyküsü olarak görüldüğü, bana göre de başarılı olduğu bir dönemde olsaydık Türkiye’nin bugünkü konumu çok farklı olabilirdi. Keşke o günlerde Amerika, Türkiye’yi dinliyor olsaydı.”
CENGİZ ÇANDAR: “Sen o günü hatırlattın. Ben de o günlerde yaşanan ve perde arkasında kalan bir geceyi anlatayım.
O günlerde Türkiye Başbakanlık makamında da kurgu filmi gibi çok ilginç bir olay daha yaşandı. İsrail Başbakanı Ehud Olmert, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’la birlikteydi. Vakit gece yarısıydı. Görüşmelerin bir anında Ehud Olmert puro istiyor.
Erdoğan’ın sigara alerjisi olduğu için Başbakanlık’ta puro yok. Hemen Ankara’da puro bulunup getiriliyor. Müzakere devam ederken Erdoğan puro dumanları arasında ilginç bir şey yapıyor. Ehud Olmert’in önünde telefonu kaldırıyor. Karşısında Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad var ve ona durumu anlatıyor. Ondan gelen cevabı Ehud Olmert’e iletiyor. O da ‘Ben gideyim hükümetime bir danışayım’ diyor ve sabaha karşı Tel Aviv’e uçuyor Ankara’dan. Şimdi böyle bir Türkiye vardı. Yani elde telefon, Suriye ile İsrail arasında eşzamanlı, diplomasi ve arabuluculuk yapabilen bir Türkiye. O devam etseydi bugün durum çok farklı olabilirdi.”
Yazının tamamını okumak için tıklayın.