Gündem

Ertuğrul Özkök: Yeni AKP yönetimine giren bazı isimler bana umut verdi

26 Mart 2021 07:33

Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, geçtiğimiz Çarşamba günü gerçekleşen AKP kongresinde yönetime giren bazı isimlerin kendisine umut verdiğini yazdı.

Özkök yazısında, “Ancak son 24 saatte iki ayrı partide iki ayrı gelişmeye baktım ve yazmaya karar verdim. AKP kanadında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir cümlesi: Ve arkasından yeni AKP yönetimine giren bazı isimler bana umut verdi. Öğleden sonra ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşması... 'Gelin helalleşelim ve yeni bir Türkiye kuralım' mesajı...'Herkes hata yapabilir. Yeni bir siyaset anlayışını birlikte inşa edebiliriz' sözleri... Son günlerin en önemli cümleleri bunlar... Hayal mi kuruyorum... Kurmak istiyorum. Çok mu safım... Saf olmak, inanmak istiyorum. Ama herkese aynı duyguyu tavsiye ediyorum. Hayal kurun... Saf olun... Bir şeye inanın... Kurtuluşumuz burada..." görüşünü savundu. 

Özkök şu ifadeleri kullandı:

"Cumhurbaşkanı Erdoğan kongrede “Artık dostlarımızı arttıracağız” dedi... Bence iyi bir cümle... Ayrıca konuşmada bölge ülkeleri ile ilgili ağır ifadelerin olmaması da güzel bir işaret. Bunu da dış politika meselelerinin artık iç politikada daha dikkatle kullanılacağı biçiminde yorumladım. Kısaca bunları Türkiye’nin yalnızlığını azaltacak adımların atılacağı şeklinde yorumladım.

Başından beri Binali Yıldırım’ın sakin ve barışçı üslubunu seviyorum. Kısa başbakanlığı sırasındaki “Düşman azaltıp, dost çoğaltma” sloganını çok umut verici bulmuştum. Aynı zamanda “iş yapan” bir insandır. Tabii bir de şu var. Binali Bey İzmir belediye başkan adayı olduktan sonra Urla’dan ev aldı. Yani Urlalı bir hemşerimin yönetime girmesinden bu nedenle de memnunum. Partide Erdoğan sonrasında en üst iki görevden birine onun gelmesini de sevdim.

Ayşe Böhürler muhafazakâr kanatta eskiden beri en ilgiyle izlediğim aydınlardan biri. Olaylara yaklaşımında hep adil bir duruşu var. Barışçı bir üslup kullanıyor. Yaptığı televizyon programında konuşmacı seçiminde hiçbir zaman fanatik ve tarafgir bir tercihe yönelmiyor. Bana göre muhafazakâr kanadın en etkili kadınlarından biri. Son olarak yazar Ayşe Kulin’le açık mektuplaşması çok konuşuldu. Kamuoyu önünde birbirlerine söz verdiler: Birileri çıkıp Ayşe Kulin’in başını zorla örttürmeye, bir başkaları ise Ayşe Böhürler’in başını zorla açtırmaya kalkarsa... Birbirlerine destek olacaklar. En önemlisi de “Parti kapatma yanlış” diyebilen bir entelektüel. Yönetime girmesi elbette çok iyi oldu.

Parti yönetimine girenlerden biri de eski Antalya Belediye Başkanı Menderes Türel. Onu Antalya’ya ilk defa belediye başkanı seçildiği günden beri izliyorum. Partizan olmayan tutumu ile herkese açık bir siyaset anlayışı var. Yapıcı bir insan. Müzikle ilgileniyor. Piyano çalıyor. Bence yönetime girmesi herkes için iyi oldu. İstanbul Sözleşmesi’nin tartışıldığı şu günlerde onun da geçmişinde güzel bir kadın hikâyesi var. Antalya Film Festivali’nin afişine Ahmet Güneştekin’in “Lilith’in İntikamı” adlı çalışmasını koydurdu. Lilith, “İkimiz de topraktan yaratıldık ve eşitiz” diyerek Adem’e karşı çıkan belki de ilk MeToo kadını. Eşitlik uğruna cennetin bütün nimetlerini reddeden bir savaşçı... İşte o tabloyu afişe koyduran insan da AKP yönetiminde.

Mehmet Özhaseki, Kayseri Belediye Başkanlığı’nda yaptığı güzel ve cesur şehircilikle hepimizin ilgisini çekmiş bir siyasetçi. Özellikle son seçimde Ankara Belediye Başkanlığı’na adaylığını koyduktan sonra daha da iyi tanıdım. Bana göre muhafazakâr kesimin en yapıcı insanlarından biri.

Belediye başkanlığı sırasında yaptığımız sohbette bana neler demişti: Demişti ki: “Görün bakın Ankara’da öyle şeyler yapacağım ki CHP’li başkanların bile rol modeli olacağım.” Demişti ki: “Toplumun her alanında siyasetten başlayıp mesleklere kadar büyük bir değişim arzusu var. Bunu anlamayanlar kaybolup gider.” Demişti ki: “Eğer bir şehirde kültür, sanat, spor, meşru eğlence, müzik olmazsa o şehir kocaman bir huzurevine döner. Ankara eğlencesini kaybetmiş.” Demişti ki: “Bu şehirde Kızılderili müziği bile çalacak.” Demişti ki: “Evlendiğimizde eşimin başı açıktı, sonra kendi isteği ile örtündü. Çok aydın bir insandır. Üç kızım var. Birinin başı örtülü, ikisininki açık. Bu dünyada kimse ne iki kızımı kendi isteği dışında başını örtmeye zorlayabilir, ne de öteki kızımın başını açmaya zorlayabilir.” İşte o gün bana bunları söyleyen bir siyasetçi AKP yönetimine girdi. Önemli bir kazançtır."