Medya

Eski Bild Genel Yayın Yönetmeni: Tek iyimserliğim, Türkiye’nin hâlâ NATO içinde olması; biz Avrupalılar Türkiye’yi çok önceden bu coğrafyaya entegre etmeliydik

30 Temmuz 2021 11:30

Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, Eski Bild Yayın Grubu'nun Genel Yayın Yönetmeni Kai Diekmann'ın Türkiye ile AB ilişkileri hakkında, "Avrupa Birliği de yapması gerekenleri yapmadı. Türkiye’ye tam üyelik sözü verdik ama bu sözümüzü tutmadık" dediğini aktardı. Diekmann, ayrıca, Türkiye'nin NATO üyesi olmasını iyimserlikle karşıladığını bile getirirken, "Biz Avrupalılar Türkiye’yi çok önceden bu coğrafyaya entegre etmeliydik" ifadesini kullandı. 

Hürriyet yazarı Özkök, bugünkü yazısında Bild'in eski Genel Yayın Yönetmeni Kai Diekmann ile yaptığı görüşmeye yer verdi.

Özkök, "Demokratik bir Türkiye AB’nin tam üyesi olsaydı bu hem Türkiye hem Avrupa hem dünya için çok daha iyi olmaz mıydı? Neden böyle oldu? Biliyorum bizim de hatalarımız oldu. Avrupa’nın tutumunu nasıl görüyorsun?" diye sordu. 

Diekmann, "Seninle aynı fikirde değilim. Avrupa Birliği de yapması gerekenleri yapmadı. Türkiye’ye tam üyelik sözü verdik ama bu sözümüzü tutmadık. Onun yerine 'Gelin size özel bir statü verelim' dedik. Tümüyle yanlış bir şeydi" yanıtını verdi. 

Diekmann, "Ama Türkiye’nin de yanlışları oldu" diyen Özkök'e "Hiç şüphesiz Türkiye de hatalar yaptı. Bütün bunlar sonunda ne yazık ki Türkiye’yi kaybettik. Tek iyimserliğim, Türkiye’nin hâlâ NATO içinde olması. Biz Avrupalılar Türkiye’yi çok önceden bu coğrafyaya entegre etmeliydik"  yanıtını verdi. 

Özkök'ün ve Diekmann'ın ifadeleri şöyle:

Özkök: Bu İslam dünyası için de çok iyi olacaktı. Erdoğan’ın Medeniyetler İttifakı eşbaşkanlığı yaptığı ilk dönemleri düşün. 11 Eylül’den sonra ne kadar önemli işler yapmışlardı İspanya Başbakanı ile. Ne yazık ki tarihi bir fırsat kaçtı.

Diekmann: Seninle Beşar Esad’a gittiğimiz Şam’daki o karlı günü hatırla. Bize, “Benim ve eşimin en mutlu olduğumuz gecelerden biri Türkiye ile AB arasında tam üyelik müzakerelerinin başlama kararının alındığı geceydi. Çünkü Suriye AB’yle sınır olacaktı” demişti.

Özkök: Türkiye’de benim gibi insanlar hâlâ Avrupa’yı demokrasinin en kuvvetli bölgesi olarak görüyor. Hâlâ demokrasinin rol modelleri oradan çıkıyor. Avrupa bu konudaki hâkimiyetini kaybederse bu popülist rejimlerin, totaliter rejimlerin zaferi olmaz mı?

Diekmann: Bir bakıma Avrupa’nın hâlâ en iyi demokratik bölge olduğu doğru. Ama Avrupa’nın da iç meseleleri var. Macaristan, Polonya popülizmin eline düştü. İngiltere’yi kaybettik. Ama haklısın, Avrupa bunları aşmalı. Ama çok iyimser değilim.